"Tek yol budur deriz; bilmez miyiz ki bir noktadan geçebilen doğrular kadar yol vardır."

(Thoreau)




Çarşamba, Ocak 18, 2012

Senin icin zencefil receli yaptim dostum.

Bilmiyorum, bugünü öteki günlerden ayiran neydi?
Ama bir sey vardi, farkli.

Sabah mutfakta dünün alisverisinden beni bekleyen iki seye baktim: Pirasa ve zencefil. Neredeyse bir yil kadar önce yine bir gün mutfakta hem pirasa, hem zencefil pismisti. Ikisinin kokusu birbirine karismisti ve ben cok mutlu, cok huzurlu hissetmistim kendimi. Bunu hatirladim. "Bugün de pirasa ve zencefil pissin birlikte ve ben mutlu hissedeyim kendimi" diye diledim.

Posta kutumda cooook eskilerden, sanki yüzyil öncesinden bir sarki vardi. Dinledim, animsadim, bir liseli cocuk oldum yine.

Posta kutusunda adresine nihayet ulasmis bir kutunun haberi vardi. Sahibini biraz aglatmis, postaci kadini mutlu etmis. Postacilarin mutlulugunu önemsedigimden bahsetmistim, degil mi? Ben de azicik agladim, hadi itiraf edeyim.

Pirasalari incecik dograyip, biraz tuzla zeytinyaginda kavurdum. Hepsi bu.
Zencefilleri recel yapmaya karar verdim.

Posta kutuma bir sarki daha düstü. Bu seferkini bilmiyordum. "Bu da benden sana armagan olsun" diyordu ilistirilen notta. Dinledim. Sevdim. Ama durdum.

Ben "dost" diyemem, hic farkettin mi? Bir vakitler "en yakin arkadasim, dostum" diye tanidigim ve tanittigim insanlardan derin kaziklar yemisligim var. Cok yüregime oturmuslugu, cok nefesimi kesmisligi  var. Epey bir zaman ince ince kanamisligi var. Zor gelir ondan beridir. Hic kimse icin kullanamam. Ezilirim de bu yüzden. Bu kez de ezildim.

Zencefil recelini söyle yapiyorsun. 250 gr taze zencefili, yika , soy, kabuklari atma. Bir limon ya da misket limonunun suyunu sık. Onun kabugunu da atma. Limon suyu, 750 ml. su (ya da beyaz sarap) ve zencefil kabuklarini kaynama noktasina getir. 30 dakika düsük isida yavas yavas kaynasin. Bu arada limon kabuklarini rendele (organikse). Zencefilleri ince ince dogra. Kaynayan suyun icinden zencefil kabuklarini süz. Onun yerine limon kabuklarini ve zencefilleri ekle. Kapagi kapali olarak orta isida zencefiller camsi bir görüntü alana dek pisir. Su mümkün oldugunca kaybolmasin. Ama kaybolursa bir iki fincan elma suyu ya da su eklenebilir (ben portakal suyu ekledim). Sonra bir kg seker ekle. Biraz da pektin. Bu benim yöntemim. Bu noktadan sonrasi bildigin recel nasil yapiliyorsa öyle. Sen de bildigin gibi yap. Sonra kavanozlara doldur, hemen kapaklarini kapat ve ters cevir.

Receli yaparken mutfaga dolan zencefil kokusundan nasil da mutluydum ve nasil da istiyordum, sana da bir kavanoz gönderebileyim.

Annem aradi o sirada. Sesinde bir heyecan. "Bugün beni biri aradi. Ben bu sesi taniyorum, bu kim, bu kim, derken, bil bakalim kim?" dedi. "Anne, bilemeyecegim simdi, sen söyle hemen" dedim. "D.!" dedi. Liseden arkadasim. Ikimiz de Beden Egitimi'nden raporlu, ögretmen oturup test cözmemize izin vermiyor. O dayisindan ögrendigi sekliyle "Karli Kayin Ormaninda"yi söylüyor. Cok da güzel söylüyor. Spor salonunun gürültüsünde ikimizden baska hic kimse duymuyor. Ben o zamanlar henüz hic kayin agaci görmemisim. Hic asik olmamisim bir agaca. En son 10 sene önce Izmir'e bir gece yolculugunda karsilasmisiz. Onun bir cocugu olmus, ben daha yeni evlenmisim. Telefon numaralari alip vermisiz. Arayamamisiz. Sonralari denendiginde yanit vermemis telefonlar. Sonu gelmeyen tasinmalar...

Rüyasinda görmüs beni bir gece önce. Annemlerin telefonunu bulmus cikarmis bir yerlerden. "Belki hala degismemistir" diye cevirmis bir heyecan numaralari. Annemin sesini duyunca nasil mutlu olmus.

Ben bir e-mail yazdim ona hemen. O da hemen yanitladi.
"Canım arkadaşım;" diye baslamis söze.  (Ne arkadaşı gerçi; dostum, kardeşimsin sen benim.) diye tamamlamis parantez icinde. O zaman aglamaya basladim iste. Bu kadari cok geldi bir günün icinde. Belki zamani simdiydi ve ondan görmüstü rüyasinda.

Daha gecen gün "Sevebilmektir kutlanasi olan, sevilmek degil" diyordum. Ben. Kendim.
Önemli olanin, birine bütün risklerine karsin yüregini acip "dostum" diyebilmek oldugunu unutmustum.
Önemli olanin, iyi dost(lar) sahibi olmak degil; kaziklar yediginde bile dost kalabilecek kadar iyi bir dost olabilmek oldugunu unutmustum.
Demir cariklarimi cikardim. Hemen oracikta.
Aşil topuguma ragmen cakil tasli yollarda ciplak ayakla yürüyecegim bundan sonra.

Iste böyle sevgili dostum.
Nasil da isterdim sana da bir kavanoz zencefil receli gönderebilmeyi.

Tadina baktim; hem aci, hem tatli.
Baska nasil olacakti?


Mutfak pirasa ve zencefil kokulu; icim mutlu, huzurlu, sevgi dolu.
Nasil diyordu o sarki?
"Dostlar arasinda bugün, sevgiyle dolu yüregim"

12 yorum:

  1. Yüreğimizdeki duvarlar bizi hem kötüden hem de iyiden koruyor. İyinin daha çok olduğuna inanınca ancak indirebiliyoruz. Tebrik ederim.

    YanıtlaSil
  2. ben de bu yazıyı okurken yüreğim sevgiyle doldu... Bu gün taze zencefiller görmüştüm, hiç tazesini kullanmadığımı düşünmüştüm.

    YanıtlaSil
  3. Bir süre önce ben de uzun zaman önce yollarımızın ayrıldığı eski bir dostla ilgili bir yazı yazmıştım. Rüyamda onu gördükten sonra ona olan özlemim kafama dank ettiğinden, içim yana yana oturup o yazıyı kaleme almıştım. Sonra 2 satırlık bir mail attım, "sen de beni hala rüyalarında görüyor musun?" diye ve yazdığım yazının linkini yolladım. Yokluğunda kendimi yarım hissettiğim o insana kalbimi seneler sonra açmıştım tamamen. Yazdığım yazıda okudu yüreğimi. Ve bana umduğumdan çok daha büyük bir içtenlikle yazılmış, gözyaşları içinde okuduğum bir mail yolladı. O zamandan beri kavuştuk birbirimize. Sürekli yazışıyoruz aradan geçen zamanı telafi etmek için. Şimdi düşünüyorum da o gece duygusal davranmayıp o yazıyı yazmasam hatta gururumu, geçen seneleri, yaşadıklarımızı bir kenara fırlatıp "seni özledim" diyemeseydim o insana, hala hayatımda olmayacaktı ve ben hala eksik olacaktım...

    YanıtlaSil
  4. Ah benim de gozlerim doldu okurken, cok duygulandim (bana ne oluyorsa :P) Sevincini, heyecanini bize de kattin :) Ah sen yok musun Evren :) Varsin varsin, iyi ki varsin :)

    YanıtlaSil
  5. Oooo bu aralar beni aglatiyorsun :) Ama minik bir sir, eski dostlar, hep dost kaliyorlar :) Cunku onlar gelmis, gecmis butun senleri biliyorlar.

    YanıtlaSil
  6. sarkiyla beraber okudum yaziyi, sanki benim icimdekilerdi dokulen yaziya ve aglamak kacinilmazdi. agladim, arindim, attim zehrimi disari. ama hala emin degilim ayagimdaki demir cariklari cikarabilecegimden. belki canim bundan daha az yanar o cakil tasli yolda yururken, belki de hicbirsey yuregindeki bosluk kadar acitmaz canini, bilemiyorum ki...
    ama her yazinizda sizi daha bir seviyorum. iyi ki varsiniz
    sevcan

    YanıtlaSil
  7. once zencefille pirasa birlikte nasil pisiyor diye merak ettim, sonrasinda zencefil receli ne ilgincmis kesinlikle yapmaliyim diye devam ettim, ve sonunda bende de bol miktarda var olan huzunle yazini harmanlayip bogazima koskocaman bir yumru yaptim oturuyorum simdi :)
    ne guzel yazmissin ellerine saglik

    YanıtlaSil
  8. Dostluk konusu benimde zihnimde su gunlerde... dostum dediklerime meger ne cok yuk yuklemisim,incinmisim ..oysa karsimdakinin hic sucu yok mus..ben ne kadar anlam yuklersem o kadar kiymetlilermis..ben ne kadar kirilgansam o kadar incinebilirmisim...

    YanıtlaSil
  9. kalbimizi acitan, dost deme gafletinde bulunduklarimiz, aslinda araya gizlenmis ayrik ozu gibiler, ancak biraz uzayinca farkediliyorlar ama onlar yüzünden güzelim dost bahcemizden vazgecemeyiz öyle degil mi:)
    Zencefile bayilirim, cok mutlu oldum bu tarife, ellerine saglik

    YanıtlaSil
  10. sözcüklerinle oluşturduğun senler, benler o kadar sarmalayıcı ki, insan tüm duvarlarından, tel örgü ve parmaklıklarından kurtulup açıveriyor kalbini. kendiliğinden..


    YÜZÜN

    Eskimiş bir konsolun
    Çatlak aynasında durmadan,
    Bir buluttur mehtabı inatla kovalayan.
    Bir hüznü yansıtan alnının ortasında,
    Yüzün müdür acaba yolumu dolaştıran?
    Acının bu solgun haritasında,
    Kendime yeni duraklar bulduğum.
    Ulaştığım ıssız dağ doruklarında
    Yüzün müdür hep sorular sorduğum,
    Bakışının titrek aydınlığında?


    Aslında ne bulunur bir gezginin yanında
    Kendi yüzünden başka,
    Hüzünle bileyen direncini.
    Bir suyun ürpermiş aynasında
    Apansız gözgöze geldiğim.
    Ayakları ayaklarıma bitişik
    Kımıltısız bir gövdeyle rüzgârın sildiği.
    Bir bulup bir kaybettiğim
    Yani bir gezginin hep gittiği,

    Senin yüzün benim yüzüm değil mi?

    Metin ALTIOK

    YanıtlaSil
  11. Tesekkür ederim. Ne güzel omzumda duran elin, sözlerin, hikayelerin, sırların, fikirlerin, siirlerin... Ne güzelsin...

    YanıtlaSil