Pazar günü ne tertipli, ne düzenliydim ben öyle?
Sabah nedense erken kalkacağım tuttu. O saatte ev halkını ayaklandırmadan yapılacak başka hiç bir iş olmadığından, telefonun yanındaki kağıt kalabalığına el atmaya karar verdim. Ne kadar da dikkat edilse evde en verimli üreyen şey kağıt, kağıt, kağıt... Küçük notlar, broşürler, postayla gelenler, orada burada elimize tutuşturulanlar...
Bugünlerde ihtiyaç duyma ihtimalimiz yüksek olan tesisatçının telefonu ilgisiz, tozlu bir alışveriş fişinin arkasından çıktı ve doğruca telefon defterine not edildi.
Son iki aydır gittiğim tüm doktorlara ait reçete, rapor vb.de "ararsan bulama bizi" dercesine masanın çeşitli yerlerine dağılmış durumdaydı. Aslında her türlü önemli belgeyi topladığımız bir klasör ve onun içinde de kocaman harflerle SAĞLIK diye ayrılmış bir bölüm var ve tüm bunların aslında orada olması gerek. Tek eksik ayaklanıp kendi kendilerini dosyalamıyor olmaları :-(
İlerideki aylarda gerekecek bazı şeylere ait bir listeyi iki kez hazırladığım da ortaya çıktı ayrıca. İlginç olan birbirinden ilgisiz zamanlarda hazırlanmış iki listenin de hemen hemen aynı olmasıydı. Yazılanların gerçek ihtiyaçlar olduğu bir şekilde onaylandı böylece :-)) Fazladan hazırlanmış olan liste, işi bitmiş başka pek çok notla beraber geri dönüşüm çöpüne yollandı...
Sabah serinliğinde bütün bunlarla uğraşırken yaptığım temizlikle ve şimdi daha düzenli görünen masayla gurur mu duymalıyım; yoksa bu kadar çok gereksiz kağıdı üretebildiğim için kendime kızmalı mıyım, bilemedim.
Gerekli tüm telefon numaralarını ezberden bilen, önümüzdeki iki haftanın tüm randevularını yer ve saat detayı ile aklında tutabilen, alışverişe listesiz çıkan ve ne eksik ne fazla, birşey atlamadan alıp getirebilen insanlar gerçekten var mı acaba? Yoksa onlar da bir şehir veya internet efsanesi mi? Modern çağların kahramanları herhalde böyle tiplerden seçilirdi. Ben onlardan değilim...
(Fotoğraf: the lady dimora)
China syndrome?
7 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder