Bazen gecenin karanlığında uyanıveriyor kimyon.
Ne sımsıkı kapalı perdeler, ne de karanlıkta dilsizleşen kol saati ele veriyor zamanı.
Gecenin ortası mı, yoksa gün ağarmasından az önce mi?
Sonra kuşların sesini duyuyor bazen.
Kopkoyu karanlıkta söyledikleri şarkı öyle canlı, öyle yaşam dolu ki gün doğumuna az kala olduğunu anlıyor.
Avuç içi kadar canlıların karanlığı delen yaşama cesaretini ve isteğini şaşkınlıkla dinliyor...
... ve aynısını kendine de diliyor bir taraftan.
Diğer taraftan da şunu düşünüyor:
Dinlemesini ve görmesini bilenlere doğa daha neler neler anlatıyor kim bilir.
Ve biz gözlerimiz televizyon ve bilgisayara dikilmiş, kulaklarımız çalar saat ve cep telefonuna kabartılmış, kaçırıyoruz durmadan onun anlattıklarını...
The Joy of Taking Care of My Life
16 saat önce
Ben çok sevdim kimyonun maceralarını :)
YanıtlaSilİlk defa okuyorum, kimyonun sağlam bir geçmişide varmış...
Kimyon çok haklı, görmeyi ve duymayı bilene çok şey anlatıyor doğa...
Sevgiler
~mrl~
Teşekkürler mrl!
YanıtlaSilUzun zamandır yeni bir macera yazmamıştım kimyona. Ondan dikkatini çekmemiştir.
Kimyonun da selamı var :-))
Sevgiler
Kimse yok muuuu?
YanıtlaSilGünler oldu ses seda yok...
Meraklı blogger ~mrl~