Bazen bir sarki ihtiyac haline geliyor.
Insan cok duymak, bol söylemek istiyor. Ilac niyetine...
Mesela sunu:
işte sana konuşan biri
dilsiz ve dudaksız
durmadan koşan biri
elsiz, ayaksız
böyle koşup durmak
senin neyine gerek
boşlukta ayaksız yürümek
gökteki ay gibi
ben bir denizim,
ben bir denizim
kendi içinde taşan
ben bir denizim
uçsuz bucaksız
kıyısız, hür bir deniz
Yok, kendimi kiyisiz bir deniz gibi hissettigimden falan degil. Galiba daha cok ilk satirlar yüzünden. Bilmiyorum...
Sana da oluyor mu degerli okuyucu?
The Joy of Taking Care of My Life
16 saat önce
Bu şarkı, ah! Beni de benden alıyor.
YanıtlaSilAma şu aralar ben çok karışık ve yorgun hallerdeyim, fena halde enerjiye ve coşkuya ihtiyacım var. Ve sürekli içimde bir minik Serdar Ortaç 'şeytan diyor ki sataş şuna' diye zıp zıp zıplıyor.
Minibüslerde, taksilerde her yerde her yerde bayılıciim :))
Hamburg'daki sakin ötesi günlerimi ve tıngır mıngır blog yazdığım zamanları arıyorum bazen yahu!
Sükunet bu ülkenin cocuk parklarina bile sinmis Demet. Bu kadari da fazla. Bosver, hic arama :)
YanıtlaSilCidden fazla diyordum ben de haklisin :) Ama iste insan hep olmayani ozluyor ya (yazin yagmur, kisin gunes), ondan ;)
YanıtlaSil