Öncelikle su:
Bazen kendimi sincabin zen kitabindan bir sayfada gibi hissediyorum. Tam olarak su sayfa:
Durgun Su havuzun içine bir göz attı.
"Oyuncakların yüzebilir, ama biz yüzemeyiz" dedi.
"Çok fazla oyuncak getirmişim" diye mırıldandı Karl.
"Önemli değil" dedi Durgun Su, "Daha sonra eve geri götürmene yardım ederim."
Bazen sahip olduklarimiz yasamimizi o kadar cok kapliyor ki, bize yasamak, sadece yasamak icin yeterli alan kalmiyor. Üstelik onlari aldigimiz yere geri götürmemize ve hatta onlarsiz yasama fikrine alismamiza yardim edecek bir "Durgun Su"yumuz da yok cogu zaman.
Fakat yine de basarabiliriz.
ah benim de neler yazasım var ama bir türlü kafayı toparlayamıyorum ki. en son, uzaktan kumandalı lambalarda koptum ben :))
YanıtlaSilEs ist eine schöne text .Manchmal müssen Wir mit den dingen die wir haben auskommen , und danken na ? :)
YanıtlaSilLG
Ashley
çoook doğru:( durgun su durgun su, bize de gel:)
YanıtlaSilAnne ve Bebisi,
YanıtlaSilBen de elektrikli konserve acacaklarini gördügümde kopmustum. Daha neler var kimbilir.
Hallo Ashley,
Du hast völlig Recht! Wir sollen ja auch nicht vergessen, für die Dinge, die wir haben, dankbar zu sein.
Anne Cafe,
Kendi kendimizin Durgun Su'yu olacagiz artik. Mesele farketmekte.
Bu hafta sonu "ağırlıkları atmak" üzere plan yapmıştım. Son zamanlarda hep böyle hissediyorum, herşey gereğinden fazla... Bana yaşayacak yer bırakmıyorlar. Nefes alacak yer de öyle. Sanki sadeleşirsem, daha az şeyim olursa, aklımın içi de o denli ferahlayacak gibiyim.
YanıtlaSilAydan Atlayan Kedi,
YanıtlaSilbenzer dönemlerden geciyoruz galiba :) Sanki ben yazmis kadar iyi anliyorum yazdiklarini...
sadelesmeye calistikca kalabaliklasanlardanim ben. Fransizca versiyonunda isimler martin, charles ve anna. Kitap aile efradi tarafindan cok sevildi,galiba buyukler daha cok sevdi.
YanıtlaSil