... kendi kendine yetebilirlik dersleri var. Mısır tarlasında kendiliğinden yetişmiş semizotunu haşlayıp, biraz da tuzlayarak doyurucu bir yemek yapıyor Thoreau. Sonra da insanın bazen ihtiyaçlarına değil de bir takım lüks isteklere duyduğu açlıktan ölme noktasına gelebileceğini söylüyor laf arasında. Doğru mu, doğru! Oysa ki "İnsan kendini her türlü iklim ve şarta diğer bütün hayvanlardan daha çok uydurabilir" , öyle değil mi?
Şu veya bu malzemeyi katmadan, hatta maya bile eklemeden, sadece un ve su ile yaptığı ekmeği anlatıyor ardından. Şahit olarak İsa'dan iki yüzyıl önce yaşamış Marcus Porcius Cato'yu getiriyor hatta karşımıza. Ama neden inanmayalım canım? Ekşi mayanın Mısırlılar'ca keşfine dek insanoğlunun binlerce yıl böyle ekmek yapıp yediğini okumadık mı daha geçenlerde? Hatta evimizde de pişmez mi öylesi lezzetli bir ekmek arada bir?
Ha, bir de iki yüzyıl öncesinden gelen bir uyarı var çağdaşlarımıza:
"Bu çavdar ve mısır ülkesi New England'da yaşayan herkes tahıl için uzak ve dalgalanan pazarlara bağımlı kalacağına, ekmeği için gerekli olanı kendisi yetiştirebilmelidir."
Walden Gölcüğünde Bugün-4
China syndrome?
1 saat önce
Açıkçası ben su ve unun içine mayada koysam bazen tutturamıyorum ekmeği. beceriksizlik işte :) Ama Thoreau a hayran olmamak mümkün değil yabanın da onunla ilgili bir yazısını okumuştum ve çok etkilenmiştim. senden de 6-7 ve diğerleri de gelir umarım
YanıtlaSilFunda,
YanıtlaSilSorun sende değil de Türkiye'deki mayalarda olabilir mi acaba? Annem de bazen şikayet eder bundan. Oysa ben tüm beceriksizliğime rağmen burada hiç yaşamıyorum bu sorunu. Walden Gölcüğü'ne ziyaretler devam edecek :)