Bir tanıdığımın yeni doğacak kızına hediye almak için bir mağazanın çocuk reyonundayım. Dalgın dalgın yeni doğan giysilerini ararken 6-7 yaşlarında küçük bir kız takılıyor gözüme. Eflatun bir yazlık elbisenin içinde hayranlıkla kendini seyrediyor boy aynasından. Öyle mutlu görünüyor ki... Tahminen annesi ve büyükannesi olan iki kadın da yanında dikiliyorlar memnuniyetle.
Kendi aradığımı bulup bir süre onunla oyalanıyorum. Derken arkamdan bir ses yükseliyor aniden: "İkisini birden mi???" diye soruyor biri şaşkınlıkla. "Evveeeeeet!!" diyor küçük bir kız itiraz kabul etmez bir ses tonuyla... Başımı çevirmeden biliyorum. Az önceki kız ve annesi olmalılar.
Arkadaşımın kızına minik ve sevimli bir yazlık elbise beğenerek kasaya doğru giderken tekrar rastlıyorum anne kıza... Ufaklığın elinde iki değil üç elbise birden var! Gururla kendisi taşıyor beğendiği elbiseleri kasaya... Biri az önce denediği eflatun elbise... Diğer ikisi aynı modelin iki farklı rengi. Belli ki aralarından birine karar verememiş.
"Keşke" diyorum içimden "annesi modeli aynı olan iki elbiseden birini seçmesi konusunda ısrarcı olsaydı." Mesele para meselesi değil, biliyorum. İhtiyacı varsa, üç değil, beş elbise de alabilir ayrıca. Ama yaşam o kadar çok tercih yapmamızı istiyor ki bizden. Hep bir şeyleri elde etmek için başka bir şeylerden vazgeçmek zorundayız. Hep bir şey için başka bir şeyi arkamızda bırakmalıyız.
Aynı anda hem hukuk hem mühendislik okuyamıyoruz.
Bazen yaşamak istediğimiz şehir ile çalışmak istediğimiz şehir bir olmuyor.
Bazen aynı anda iki iş teklifi alıp hangisinin daha iyi olduğuna karar veremiyoruz. Bazen seçtiğimiz iş ile yaşam tarzımız çelişiyor.
Dışarıya yemeğe bile gidecek olsak, beğendiğimiz iki ana yemekten birini tercih etmemiz gerekiyor!
Her karar bir seçim, bir tercih, bir vazgeçiş barındırıyor içinde...
Böyle olunca seçim yapmayı, çok istediğimiz şeyler arasından bazılarını tercih edip bazılarını olgunlukla geride bırakabilmeyi ve buna rağmen de mutlu olabilmeyi öğrenmek gerekiyor gibi geliyor bana. Kaç yaşında başlarsak öğrenmeye, o kadar da iyi üstelik.
China syndrome?
4 saat önce
secimlerin sonuclarindan korkmamayi da ogrenmek gerek degil mi,,. secim yapabilmek icin cesur olmak da lazim, degil mi?
YanıtlaSilardimizda biraktiklarimizda aklimiz kalmamali degil mi?
--
dedigin gibi her an secim yapma durumuyla karsilasiyoruz. bu secimleri yaparken, kararlar alirken cevremizin baskisindan yalitabiliyor muyuz kendimizi,.. cevreyi degil sadece kendi ic sesimizi dinleyebiliyor muyuz?
daha once de demistim; `sadece kendine guvenen insanlari kiskanirim` tamam hadi gipta ederim, ;)
sen ne diyordun, ben nerelere geldim,,
gezindigim kiyilar,, :(
Harika bir gozlem ve harika bir yazi!
YanıtlaSilSelamlar,
YanıtlaSilKonteyner limanına defalarca geldiğim Malta'ya selamlar.
Tüketim konusundaki fikirlerinize katılıyor ve sizin gibi güzel insanların artmasını diliyorum.
Artık istek ve tutkularımızı sınırlandırma zamanı geldi geçiyor. Dünya bu tüketim çılgınlığını kaldırmıyor. Fakat sistem bize tüketimi pompalamaya devam ediyor. Ben şahsen, iki yıldır hiç giyecek almadım, bisiklet kullanımına önem veriyorum. Basit yaşıyor ve ağırlıklarımdan kurtulmaya çalışıyorum...
Yolunuz açık olsun...
Barış,
YanıtlaSilÇevremizden tamamen yalıtamıyoruz tabii ki kendimizi. Çevreyle çatışmaya girmeden kendi doğrusunu uygulayabilenler de benim "gıpta ederim" listemde :)
Dilek,
Sağol; minik hanım, sincap ve anneleri birlikte alışverişe gitseler neye benzeyeceği belli :P
Coşkun Bey,
Merhaba, güzel dileğinize ben de katılmadan edemiyorum. Daha alacak çok yol var. Gördüğüm kadarıyla siz de bir "Walden"-seversiniz :)Geçen yazı epeyce ondan bahsederek geçirdik burada. Malta'dan selamlar...
Cok haklisin Evren'cigim!..
YanıtlaSilMerhaba;
YanıtlaSilİki şeyden birini seçiyoruz. Seçtiğimizden bir süre sonra pişmanlık duymaya başlıyoruz ve geri dönüşü de yok. O zaman şimdiki gibi düşünebilseydim diğerini seçerdim ve daha iyi olurdu diyoruz. Ama en başta diğerini seçmiş olsaydık şimdiki gibi düşünemeyecektik. Çünkü şimdiki fikirlerimize belirli bir süreçten sonra ulaştık. Diğerini seçseydik bu fikir evrimini yaşamayacağımızdan daha iyi olurdunun bir dayanağı olmayacak. En iyi ve optimum sonuç ise şimdiki anımız.
Ümit Suna,
YanıtlaSilGörüşünüze katılıyorum. Çoğu zaman -özellikle alışverişle ilgili kararlarda- "o anda elimde olan bilgilerle verebileceğim en iyi kararı verdim" diyorum kendime. Ürünü kullanmadan bugün sahip olduğum yargıya ulaşmam neredeyse imkansız. Bu konuda yazılacak çok şey var aslında. Mesela cognitive dissonance teorisi... Bir vakit bulduğumda yazarım ve tartışırız umarım.
Tespitine sonuna kadar katılıyorum. Ne kadar erken o kadar iyi...
YanıtlaSilBugun kabaligim uzerimde, kibar olamiyorum :P
YanıtlaSilBu kizin yaptigina bizim memlekette "simariklik" derler :P
Cocuk diktatörler ülkesine döndügümüzden yine de gider o elbiselerin hepsini alirlar ama ;)
YanıtlaSil