Uzun zaman önce güren adlı kuru bir meyveden bahsettiğimi hatırlıyor musunuz? Her ne kadar satan kişi adının bu olduğunu söylese de yaptığım küçük bir araştırma beni meyvenin güren olmadığına ikna etmişti. TDK sözlüğü ve başka kaynaklarda yazdığına göre güren kızılcığa Anadolu'nun bazı yörelerinde verilen isim. Oysa bizdeki meyve aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü üzere kızılcıktan daha iri, kalın kabuklu bir meyveydi.
Ben biraz iğdeye benzetmiştim, eşim ise hurmaya... Üstelik hafifçe zeytin çekirdeğini andıran çekirdeği kızılcığınkinden tamamen farklıydı. Bir süre ne olabileceği üzerine kafa yordum ama bulamadım. Küreselleşmenin bana dayattığı kısıtlı meyve portföyünün dışında yerel bir tür olduğunu tahmin ediyordum az çok ve bunu önemsiyordum çünkü. Elime geçen her çekirdeği yaptığım gibi bunu da "bahçe"deki saksılardan birine ektim ve unuttum sonra da. Potansiyel bir UGO'ya dönüştü sonuçta.
Ocak ortasında saksıların birinden bir filizcik baş verip "aaaa, bu da ne şimdi?" dedirttiğinde (hep gelir ya başıma) sözde gürenin ne olduğunu hâlâ çözememiştim. Önceleri çimlendirmeye uğraştığım diğer tohumlardan biri (erguvan) olduğunu sandım ve deli gibi sevindim. Kotiledon yaprakları fazlasıyla keçiboynuzununkileri andırıyordu. Erguvan tohumu da keçiboynuzu tohumuna benziyor. Bir tür paralellik kurmuştum. Ertesi gün filizin henüz başından atıp kurtulamadığı tohum kabuğunu inceleyince söz konusu olanın erguvan değil, bizim güren olduğunu anladım. Hem çok şaşırmış, hem de çok sevinmiştim. Şimdi elimde gizemli meyvenin aslında ne olduğunu anlamak için bir ipucu daha vardı: Yaprakları... Sabırla ne türden bir yaprak vereceğini beklemeye başladım. Yapraklar biraz belirginleşince de internette tekrar bir arama başlattım.
agaclar.net'in meyve ağaçları forumunu taramak ilk o zaman aklıma geldi. Aslında bunu daha önce akıl etseydim veya Tijen'in Meyve Ağacından Hikâyeler kitabı elimin altında olsaydı, çoktan tanışmış olacaktım sanırım bu meyveyle. Her neyse, forumdaki meyveleri "bu olamaz", "bu olabilir" diye diye sıradan tararken buldum sonunda. Kurutulmuş meyvelerine ve yapraklarına dair bulduğum fotoğraflarla da teşhisim kesinleşti. Bizim sözde güren hünnapmış meğer!
Latince adı Ziziphus zizyphus olan hünnap, İngilizce'de Jujube, Red Date, Chinese Date olarak biliniyor. Eşim hurma çağrışımında haklıymış yani. Üstelik forumda okuduğuma göre çimlenme sorunu olan gayet de zorlu bir tohummuş hünnapın ki. Bunu okuyunca çok gurur duydum kendimle :) Oysa çimlenmesi için benim yaptığım özel hiç bir şey olmadı. Internetteki fotoğraflarından gördüğüm kadarıyla hem çiçekli , hem meyveli hali son derece güzel bir ağaç. İğde, incir ve cevizle beraber eski İstanbul köşklerinin vazgeçilmez ağaçlarından biriymiş. Zamana ve düzene yenik düşen ne çok şey var... Hünnap ve benzeri nice bitkinin de onlardan olması çok üzücü. İşte isimlerini bile tam bilemiyor, birbirine karıştırıyoruz artık yavaş yavaş. Çikita muzla, kiviyle, türlü tropik meyveyle tanışırken, zenginleşiyoruz sanırken, fakirleşmişiz meğer.
Adını çokça duyduğum bu meyveyle nihayet tanıştığım için mutluyum. Bir gün tazesini de yeme ve ağacının altında oturma şansına erişmeyi dilerim. Şimdilik saksısındaki küçük hünnabımla yarenlik bana yetiyor :)
Dip not: "Bahçe"de her şeyin her zaman yolunda gittiği izlenimini yaratmak hoşuma gitmiyor. Aksilikler, başarısızlıklar, tatsızlıklar tabii ki oluyor. Bir ay önce yazdığım bu yazıda bir güncelleme şart bu yüzden. Geçen sürede hünnabın yaprakları kenarlarından hafifçe bozulmaya başladı ilkin. Sonra yeni verdiği ama henüz büyütemediği 2.ve 3. yaprak çiftlerini kurutup döktü. Sorunun ne olduğunu anladığımda çok geçti: Bir tür mikron boyutlu böcek veya örümcek dadanmış! :(
Demek ki neymiş? Marifet çimlendirmekte değil, koruyup sakınıp yetiştirebilmekteymiş.
Fotoğraflar:
1) Kurutulmuş hünnap-Marco Schmidt
2) Bizim evin hünnabı , iyi günlerinde.
The Joy of Taking Care of My Life
18 saat önce
Hünnap çok güzel bir bitki, meyvesi de çok güzel. Üvez gibi, artık yetiştirilmeyen, zor bulunan bitkiler içinde. Biz de geçen yıl 2-3 tane fidan bulup dikmiştik bahçeye.
YanıtlaSilHünnap, neticede bir ağaç. Dışarıda yaşaması ve büyümesi gerekir. Kışın soğuklayarak dinlenmek ister ki baharda neşeyle yeni dallar yapraklar versin.
Sözünü ettiğiniz böcekler büyük ihtimal kırmızı örümcek. Tüm bitkilere musallat olur. Geldiği zaman da tüm bitkiyi kurutabilir. Organik, zehirsiz bir ilaçla baş edebilirsiniz. Böylece örümceklerin yanı sıra yaprak bitleri vs. zararlılardan da kurtulursunuz.
Hünnaplarınız uzun ömürlü olurlar umarım.
YanıtlaSilBenimki deneysel bir merak, biliyorsunuz. Toprakla buluşmadıkça uzun ömürlü olması zaten beklenemez. Ama yine üzdü beni, ne yalan söyleyeyim.
Bitkilere musallat olanlar ve doğal önlemleri hakkında biraz daha bilgilenmeliyim.
Neemazal T/S diye bir ilaç var. Büyük ihtimal Maltada da vardır. Neem ağacının özünden yapılıyor. Yarı sistemik bir ilaç. Bitkinin tadına bakan zararlıların iştahlarını kesip beslenememelerini, dolayısıyla üreyememelerini ve 1-2 gün içinde açlıktan ölmelerini sağlıyor. Yararlı böceklere ise hiç bir etkisi olmuyor. Başta yaprak bitleri ve kırmızı örümcekler olmak üzere 200 civarında zararlı için etkili. AB'de organik insektisit olarak tescilli. Küçük bir ambalaj bulabilirseniz size yıllarca yetebilir.
YanıtlaSilTeşekkürler Meyvelitepe. Bu ilaçtan memnun olduğunuzu daha önce bir blog yazınızda da okumuştum. O zamandan beri aklımda. Hem kendim için, hem aileme önermek için araştıracağım.
YanıtlaSilVallahi sen bulamasaydın ben yazacaktım, kurutulmuş hunnap olabilir mi diye :)
YanıtlaSilBen sadece tazesini yemiştim, demek kurutulmuşu da varmış.
Kocamaaaaaan bahceli bir ev ve bahcende bu deneylerinden uremis pek cok agac diliyorum senin icin...
YanıtlaSilDamla,
YanıtlaSilevet, çayla iyi gidiyor :)
Dilek,
Sağol, bir hayal bahçem ve orada ekili/ekilecek ağaçların uzuuun bir listesi var, bahsetmiş miydim? :)
Evreeen,
YanıtlaSilDilerim fiden büyür ve güzeller güzeli bir ağaca dönüşür. Hünnap ağacı en sevdiğim ağaçlardan biri biliyor musun? Öyle güzel çiçekleri var ve dalları öyle kendine has bir şekilde büyüyor ki! Üstüne üstlük dikenli, yani kendini korumayı iyi biliyor. Daha ne olsun?
Evren tam hatırlayamıyorum ama domatesin tarlaların bekçisi olduğunu okumuştum. Domatesin yapraklarına böcek gelmezmiş. Belki bitkilerine doğal bir koruma sağlayabilir.
YanıtlaSil