Fotograf: Abe K |
Hic bir konuda bir kerede kökten sonuca ulasacak sartlarda yasamadigim icin yine "böl ve hakkindan gel" yöntemini uyguluyorum. Evinin anneminkine benzedigini tahmin ettigim FlyLady'nin suradaki önerileri ilham verici. Birebir uygulamiyorum, hayir. Bana uyanlari aliyorum yine. Bana en fazla rahatsizlik veren odadan (oturma odasi ve onun camli dolabi) basladim. Saat yönünde ilerliyorum. Hergün en az 15 dakikalik seanslarla ve hicbir seyi atlamamaya calisarak temizleyip düzenliyorum. Atilacagindan kesinlikle emin olduklarim dogrudan cöpe gidiyor. Birilerine verilebilecekleri ayri bir yerde topluyorum. Bu ikisi fazla degil. Asil kaos yaratanlar yeri yanlis olanlar, ki asil sorunumun bu oldugunu biliyordum. Onlari dogru yerlerine koyuyorum. Bir yeri olmayanlara bir yer yaratiyorum. Bir ara Selen bir yorumda söylemisti bunu: "everything has a place, everything in its place" . Cok dogru. Bugün gelip esimin bazi belgelerinin oldugu bir dolap gözüne dayandim. Disaridan adina "düzen" adini koyamasaniz da, kendine göre gayet tutarli ve pratik bir düzen anlayisi vardir. O yüzden ona sormadan dokunmak istemiyorum. Atlamak da istemiyorum. Bu tür tikanma anlarindan hic hoslanmiyorum. Fakat biliyorum; bunlar esnek olmam ve sıkı sıkıya falan ya da filan kisinin yöntemince degil kendi yöntemimce gitmem gerektigini bana animsatan anlar ayni zamanda. Neyse bu dolap bitince calisma masasinin dolaplarina gececegim, sonra diger odalara. Hepsi bittiginde sanirim basladigim dolap gözlerinde yeniden calismaya baslamam gerekecek. Ne kadar dikkat edersem edeyim... Buna süreklilik prensibi diyorlar. Sikayetci degilim. Hatta iyi geliyor, terapi gibi, meditasyon gibi bir sey.
Keske mümkün olsaydi da beynimin odaciklarinda da ayni prensiplerle temizlik yapabilseydim. Evdeki bütün dolaplarim cilali olsa ama kafamin ici fazlaliklardan arinmamissa ne yazar? Fakat tuhaf bir sekilde düzene giren dolap gözleri, bos masaüstleri ve sakin postakutulari kafamin icinde de benzer bir etki yaratiyor. Bu, bu ve daha yazmadigim onlarcasi o etkinin eseri.
Sonra bir gün belki dogadakine benzer, rahatsiz etmeyen, tam tersine huzur veren bir düzensizlik nasil yaratilir, onu da ögrenirim.
Bende atma hastalığı baş gösterdi. Sanki dolap içlerinde sadece hatıra olarak sakladığım bir sürü şeyi atarsam üzerimdeki yükler kalkıp ferahlayacağım. Sanki hayat üstüme üstüme gelmekten vaz geçecek. Ve ben hafiflemiş halimle yola daha keyifle devam edeceğim...
YanıtlaSil:) Ne guzel tanimlamissin, "karadelik" onlar gercekten de. Kelin ilaci olsa basina surermis, teori yerinde de ben bizim evin karadelikleriyle ilgili bir arpa boyu yol ya aldim, ya almadim. Herseye bir yer yaratirken, yeni dolaplar, yeni kutular alma tuzagina dusmek cok kolay, dikkatli olmak gerek. Bir de sanirim bir yere el atip, baslayip bitirmek zor geliyor, enerjimi tuketiyor. Gunluk 15 dakikalik seans fikrini yakin buldum kendime simdi, deneyecegimden emin olabilirsin.
YanıtlaSilBu postu okudum ve dün bir enerjiyle banyodaki kozmetik dolabına giriştim. İçinden neler çıktığına kendim bile hayret ettim. Battal boy bir çöp torbasını dolduracak kadar malzeme çıktı.
YanıtlaSilŞu anda bu kadar çok şey alıp istiflediğime pişmanım. Çünkü hiçbirini zamanında kullanamıyorum.
Hem karadeliklere, hem de alışverişe dur demek lazım cidden.
Teşekkürler
ah Evren'cim,yazinin basinda bahsettigin kaos bizim evde.9.5 aylik bebekle ev tasimak nasil kaotik biliyor musun :)
YanıtlaSil