"Tek yol budur deriz; bilmez miyiz ki bir noktadan geçebilen doğrular kadar yol vardır."

(Thoreau)




Pazar, Aralık 26, 2010

Bu blog karşı görüşe açık

Aslinda her zaman öyleydi. Ama bugün itibariyle bu blog resmi olarak da "karşı görüşe ve eleştiriye açık blog"dur.

Neden?

"Her ne kadar kendi fikirlerim pek hoşuma gidiyorsa da sanırım ki, başkalarının da kendi hoşlarına giden böyle fikirleri vardır" 1  ve ben onlarin ne oldugunu cok merak ediyorum.

- "Akıllılar, zayıf yanlarını bildiklerinden, yanılmayacaklarını ileri sürmezler"2 ve de "Dünyayla ilgili tüm problem aptallarin ve fanatiklerin daima kendilerinden bu kadar emin ve akillilarin daima bu kadar süphe dolu olmalaridir" 3. Akilli oldugumu iddia etmiyorum ama mümkünse aptal ya da fanatik olmamak icin elimden geleni yapmayi tercih ederim.

- Ayrica "Bende hatalı olan hiç bir şey yoksa, evrenle ilgili yanlış giden bir şeyler var demektir"4 ve hatta "belki yanılıyor olabilirim"5

-Tabii bir de "Elestiri, hicbir sey söylemezsek, hicbir sey yapmazsak ve hatta hicbir sey olmazsak kolaylikla kacinabilecegimiz bir seydir"6. Ama iste tüm bunlari yapmadan duramiyorum.

- Sık sık bir yaziyi yazarken kendimi, kendi yazdiklarima anti tez gelistirirken buluyorum. Yaziyi uzatmamak icin onlardan bahsetmiyor, "Nasil olsa birileri yorum birakir, söyler, tartisma ortami olusur, ben de bunun üzerine aciklarim fikrimi" diyorum. Ama o karsi görüslü yorum hemen hic gelmiyor ve ben buna cok sasiriyorum!

- Alkışı, sırt sıvazlamayı imzali, yergiyi anonymous yapan; bir de karşı görüşü anonymous bildirmeye zorlayan zihniyeti anlamakta güclük cekiyorum.

- Üstelik gecen gün bir yerde şeytanın avukatıyla karşılaştım. Hiç de fena birine benzemiyordu.

Özetle;
- Genel kabul görmüs nezaket ve tartisma kurallari cercevesinde,
- bana veya ücüncü sahislara karsi hakaret, siddet ve alay icermeyen,
- alti imzali 

görüslerinize benimkilerin aksi yönde de olsa acigim. Kizmam, kirilmam, darilmam, bozulmam. Anlamaya calisirim, üzerinde düsünürüm, gerekirse biraz daha okur arastiririm. Anlamli gelirse kabul ederim ama sonunda her zaman sizin dediginizin olacagina söz veremem :)

Arsivin karanliklarinda kaybolmasin diye her iki blogumda sag sütundan bu yaziya sabit bir link verecegim. Elinden cizim gelen birileri okur, benim icin bir de icinden geldigi gibi bir logo cizer, konuya görsellik katarsa pek memnun olur, sükran duyarim. Bir gün ziyaret ettigim bir blogun saginda solunda bir kösede ayni logoyu görür de, evimde gibi rahat konusabilecegim, "ama ben farkli düsünüyorum" diyebilecegim bir yer oldugunu anlarsam daha da mutlu olurum.

Alintilar:
1Descartes,
2Thomas Jefferson,
3Bertrand Russell
4Anonim,
5Robert Fulghum,
6Aristotle

18 yorum:

  1. Evet Evrencim de, dogru soze ne denir? :)) Ben sana cok konuda katildigim icin elestirecek bir sey bulamadim henuz :P

    YanıtlaSil
  2. Oldun sen :))

    Sana sormak istediğim şu ki hep gözün hayatını sadeleştirmekteyse keyfi ne zaman yapıyorsun? :) Bu biraz şaka yollu bir soru olsada hayatın hep bir tarafını toplayayım derken kendimi hep bir bir şeyleri toparlama bir şeyleri yoluna sokma derdindeyken dinlenebildiğimi hissetmiyorum.Biraz da nasıl dinlendiğini yaz lütfen...

    YanıtlaSil
  3. Ne güzel ve cesur bir tavır.üzmemek adına sessiz kalınıyor bazen.Bazen de sırf korkudan..sivri durmaktan ..sessizce kaçıp gidiyorsun artık okumaktan,belki sessiz bir duayla,resmi olarak karşı görüşe açılmayan bir yazının kraldan kralcı çok sahibi çıkabilir çünkü,eleştirirsen yorulabilirsin...
    Hem aslında eleştiriye açtığında bir görüşü sen bile fazladan yorulabilirsin,doğruysa eleştiri,el hak alalım kaldıralım ama,akıp giden ırmağız ya zaten değişiyoruz,zorla bir yere akıtmaya ne lüzum var,yok yanlışsa eleştiri bizimkini savunmaya ne lüzum var..İşte bir yorumda bile kaç karşıt görüş aynı insan içinde...

    YanıtlaSil
  4. Hic bir zaman suphem yoktu zaten :) ama belki dile getirmekte de fayda var. Hem belki akilci tartismalara ön ayak olur bu yazi.

    Dün sans eseri normalde izlemedigim bir iki blogu tikladim. Yazilarindan anlatmak istediklerinden o kadar rahatsiz oldum ki. Biri cok net türkce karsiliklari oldugu halde ingilizce kelimeler kullanarak kendini ifade etmeye calisiyor, digeri ise kavram kargasasi icerisinde bogulmus yalan yanlis ahkam kesiyor!! Keske bu bloglarin da boyle bir aciklik davetiyesi olsaydi da barisci bir seviyede fikirlerimi yazabilseydim.

    YanıtlaSil
  5. böyle bir yazıyla ilk kez karşılaşıyorum, tebrik ederim ...

    YanıtlaSil
  6. Esra'cigim,
    sagol, sükut ikrardandir diyorsun. bana da seni okurken olur sık sık ;)

    Asortik Krep,
    Sorunuzdan anliyorum ki sadelesme maceram disaridan bir askeri disiplinle ve görev duygusuyla yapiliyormus izlenimi veriyor :) Öyle degil. Keyiflendigim anlar pek coktur. Siz somut bir örnek verirseniz onun üzerinden anlatayim ben.

    Nghnca,
    yorumun ic seslerime benziyor, sevdim o yüzden :) kraldan kralci bir okur kitlesi var degil mi? ben hep düsünürdüm bunu, ayni sözcüklerle hem de. ilk kez bir baskasindan da duyuyorum, ne ilginc.
    biraz yorulmayi göze aldim. bir orta yol bulunur diye düsünüyorum. ben dahil bir cogunlugun üzmeyeyim ya da bulasmayayim diye bariz bir baska görüsü anmadan cekip gittigi, yazarinin da bir kendinden eminlik duygusuyla kösesine cekildigi blog yazilarinda üzülüyorum. bu kadar kendinden eminlik saglikli degildir bence. benimki öyle bloglardan olmasin diye diliyorum.

    Ayca, iste evet biliyorsun, anlattigin sebeplerden.

    Bir Annenin Paylastiklari,
    Tesekkürler :)

    YanıtlaSil
  7. Evren, gene super ne diyeyim :D Ozellikle maddeler halinde siraladigin sozlere bayildim! Simdi bu ayni fikirde olma durumu, ayni kafada olan insanlari daha cok okuma durumundan kaynaklaniyor kanimca. Diger yandan, kirici olmadan karsi goruste olduklarimi savunmaktan da cekinmem :) BPA'da oldugu gibi :) Bak bir seviyorum de de neler oluyor gor :P

    Asortik Krep'im, Evren gercekten yasami sadelestiriyor ve o sadelestirdiklerinden degil o, ben bile buralarda keyif aliyorum. Zor olanlari da zamana birakiyor benim anladigim. Kasip, zorlamiyor ama unutmuyor da. Yaniliyor muyum?

    YanıtlaSil
  8. müthiş!
    blogunuzu izlediğime pişman olmayacağımı biliyordum...

    YanıtlaSil
  9. Dilek,
    benzerin benzeri cektigi dogru ama bir sekilde farkli da farkliyi cekiyor. sadece sessizligi yüzünden farkedilmiyor. iyi bir blog okuyucusu olarak, bugüne dek kac karsi görüs ya da elestiri "beni/görüslerimi/blogumu begenmiyorsan okuma kardesim, git baska bloglari oku" gibi komik argümanlarla geri püskürtüldü(!?)bilirsin, eminim.
    Ve evet, cok agirdan aliyorum sadelesirken. Okudugum ve ikna oldugum her seyi yasamima dahil edebilseydim, bugünkünün en az 3-4 kati yol almis olurdum. Ama o zaman yaptigim sey hic de keyif vermez ve cok yorardi.

    Toprak,
    tesekkürler, gurur duydum.

    YanıtlaSil
  10. Sindire sindire, yavas yavas en guzeli Evren! Kuslarin sesini dinleyerek, durup bir yudum su icerek, telaseye kapilmadan istedigini yapmaktan guzeli var mi? Yavas atmak da sadelesmenin bir yolu degil mi? ;-)

    YanıtlaSil
  11. :) Cok tatlisin Evren.
    "bu blog karsi goruse acik" hareketini destekliyorum. Yazin manifestosu olmus zaten bu hareketin, logosu da olursa hemen bagrima basar, bas koseye asarim :)
    sevgiler

    YanıtlaSil
  12. Sevgili Evren, ben seni okurken kadının hayattaki sorumlulukları yüzünden devamlı bir koşturmaca içinde olduğunu düşünerek daha çok kendim için bir tüyo istemiştim.Çünkü seni uzun zamandır okuyorum ve etkileniyorum da :) Sana ayak uydurmaya çalışmak istesemde hem bütün işleri yapıp hem de senin yazdığın tarzda işlere zaman bulamıyorum ben.Yani demek istediğim şu ki akşam eve geldim mesela, 6 civarıydı ya salonu süpüreceğim ya da sabah dağıttığım çekmecemi toparlayağım.Sonra da mutfağa gireceğim. Doğal olarak sadece süpürebildim ve mutfağa girdim,yatak odasındaki düzenleme işini de erteledim.Yani orası da bitsin deseydim ertesi gün külçe gibi kalkıyorum,keyfim olmuyor ve enerjimi harcadığımdan güne enerjim kalmıyor.Sen bu döngüyü nasıl sağlıyorsun..? demek istemiştim.

    Not: Sen diye hitabetmem samimi bulduğum içindir, uzun zamandır takipteyim,başka bir nedenden değil. :))

    YanıtlaSil
  13. Asortik Krep'cigim,
    Inanin ayni kisirdöngü icindeyim. Bazi seylerden gönüllü olarak vazgectim, ütü yapmaktan ve shopping mall gezmekten mesela. Bunlar bana zaman verdi. O zamani da sevdigim yeni seyler (doga , bitkiler vb) doldurdu. Aksam yemekten sonra hala yapmam gereken bir seyler olup yapsam mi, uyusam mi ikilemi yasamaya ise devam ediyorum. Inanin sizden farkli degil durumum. Keske fotograf makinam bozulmasaydi da, ev halimizden haberiniz olsaydi. Kaostan uzak serisi sanirim okuyanda bir yanilsama yaratiyor. Orada yazdiklarim oldugum degil, olmak istedigim durumdan bahsediyor daha cok. Kasim ayinda o seriyi yazarken epey yogunlasmistim ve cok memnundum halimden. Her gün 15 dakika surayi, 15 dakika burayi düzelterek bayagi yol aliyordum. Sincap oglumun her ates dalgasi günlük düzenimizde bir kirilma yaratiyor. Bu kez de öyle oldu. O motivasyonun tekrar gelmesini bekliyorum bakalim.

    Samimiyetinizi biliyorum. "Sen"in hic sakincasi yok. Ben internette özellikle yas konusunda dikkatsizlik edip patavatsizliklar yapabilen biriyim, o yüzden dikkat ediyorum :)

    YanıtlaSil
  14. Ben de yazarken içimden sürekli ama şu da var, bir de bu taraftan bakmak lazım diye geçiriyorum ve çoğu zaman yazamıyorum; çünkü genelde hep çok uzatmış oluyorum ;) Bazen yazıyorlar, çok mutlu oluyorum. Tamam diyorum burada güzel bir tartışma oldu, referans oldu. Ah birisi logosunu çizsin ben de hemen koyacağım senin yazının linkiyle birlikte :))

    YanıtlaSil
  15. Ornegin ben ve Barbie bebek meselesi degil mi Evren ;-) Hazir aklima gelmisken buradan yazayim bak. Bizimkine Barbie benzeri bir bebek hediye geldi. Saclarini cekistirip parmaklarina doladigi icin bir torbanin icine koyup onun bulamayacagi bir yere kaldirdigimi zannediyordum. 1 sene boyunca oyle durdu cunku. Ama gecen gun bizimki ele gecirmis, bebek, torba ac seklinde elinde geldi. Ben de cikarttim. Yuz ifadesini gormen lazimdi!!! Hayran, yuvalardan firlamis gozler. Elbisesine falan bayildi. Ama bu durum 10 dakikayi gecmedi. Sonra kamyonuna koyup gezdirdi. Ardindan arabaya bindirdi. Sonra bir kenarda birakti. Kabak bebegine yoneldi, tavsan bebegine yoneldi ve benim cocuklugumdan kalan, cizgi filmini seyrettigi Pembe Panter her zaman oldugu gibi en cok oynadigi oldu ve Barbie benzeri kenarda oyle kalakaldi :)
    (Ozurler Evren, unutmadan buradan yazayim Evren'e dedim :(((( )

    YanıtlaSil
  16. Evren ve bu arada atlamisim Selen,
    tesekkürler desteginiz icin :) Evimde gibi konusabilecegim iki blog daha var , ne güzel :)

    Dilek,
    Evren'ler karisti :) Son cümleye kadar hatirlamaya calisarak okudum. Sonra jeton düstü :) Evren'le bana ayirmak icin yeni isimler lazim :)

    YanıtlaSil
  17. Ahaha, o zaman bundan sonra benim adım bu blogda Evren-Su olsun :P

    YanıtlaSil