Daha cazip bir görüntü için gıda boyaları...
Belli bir kıvamı sürekli kılmak için kıvam arttırıcılar...
Dayanıklılığı ve raf ömrünü uzatmak için türlü türlü koruyucular...
Bütün bunlar kitaba uygun olarak hazırlanan gıdalardı üstelik. Maliyeti düşürmek ve benzeri sebeplerle kurallara uymadan, sağlıksız ortamlarda, sağlıksız malzeme ile üretilen nice gıdayı da bilmeden soframıza getirdik belki de.
Biraz daha bilinçlenince hazır gıdaların paketlenmesinde kullanılan kağıt, plastik, alüminyum folio, styrofoam gibi türlü malzemenin ya üretim sürecinde ya da çöpe dönüştüklerinde yaşadığımız dünyaya zarar verdiğini de öğrendik.
Sevmedik...İçimize sinmedi...Galiba ufak ufak geri dönüşler başladı. Annelerimiz ve büyükannelerimiz kadar maharetle olmasa da taze ve doğal malzemelerle kendimiz hazırlamaya başladık pek çok "hazır" gıdayı...
Bu konuda Türkçe yemek bloglarından çok faydalanıyorum. Sık sık evde doğal ve taze malzemelerle ve geleneksel yöntemlerle hazırlanmış alternetif tariflere rastlıyorum. İşte benim bu açıdan bakarken yemek bloglarında gözüme takılanlardan bazıları: (Maviler denediklerim, kırmızılar listeme alıp herhangi bir sebeple henüz deneyememiş olduklarım, aklıma geliş sırasıyla...)
- Zeytin Ağacı'nın Çubuk Krakeri
- Zeytin Ağacı'nın Dondurması
- Sibel'in Nohut Mayalı Ekmeği
- Sibel'in Zencefilli Kurabiyesi
- Tijen Hanım'dan Zeytin Kurma
- Yoğurtland: Kefir ve yoğurt
- Ev Cini'nden Simit
- Portakal Ağacı'nın Mantar Çorbası
- Devletşah'tan Lahmacun
- Devletşah'tan Kumpir
- Devletşah'tan Sıcak Çikolata
- Tarçın'ın Pamuk Poğaçası
- Ekmek Kokusu: Sadece ekmeğe adanmış!
- ...
Bu liste burada bitmez! Aklıma geldikçe eklerim artık.
"Mutfakta bir tek ben varım" demiştim ya başta. Katkı maddeleri yok, ön işlemler yok, fazladan paketlemeler yok anlamında... Yoksa bu kadar blogger'ın desteği göze alınınca mutfakta yalnız kalır mı hiç insan!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder