Ne zaman internet gazetelerinde, haberlerin altındaki saçma sapan okuyucu yorumlarını okusam...
Ne zaman bir tartışma forumunda "Biliyorum bu mesaja dünyanın ihtiyacı yok, ama yine de yazıyım dedim" diye başlayan o mesajlardan birine rastlasam...
Ne zaman e-posta adresime yüzellibininci kez "Ayyyyy, bu bebekler çoook şiriiiiiin!!!" başlığıyla melek kanadı takılıp fotoğraflanmış bebeklerin resmi gelse....
Ne zaman birisi bir Yahoo grubunun 1567 üyesine birden bir yazının linkini göndermek dururken, yazının hepsini "Copy-Paste yapıp" gönderse....
Ne zaman...
Neyse, ben de fazla uzatmayayım lafı...
İşte o zaman "bütün bu hizmetler bedava, iyi hoş ama, bunların bir bedeli olmalı" diye düşünürüm.
Bir kaç hafta önce Die Zeit gazetesi yazdı da bilgilendik. Varmış, hem de pek fena bir bedeli varmış. İşte "
Sörfçülerin ayakizleri" adlı yazıda anlatılanlar:
Internete hizmet sağlayan Web-Hosting sunucularının harcadıkları enerji ve küresel ısınmaya "katkı"ları neredeyse hava taşımacılığındakine yaklaşıyormuş. Onbinlerce sunucu bilgisayarın soğutulması için harcanan elektrik enerjisi son 5 yıl içinde ikiye katlanmış. Bu, kendi halinde ufak çaplı Web-Hosting firmalarındaki durum... Google'ın dünyanın dört bir yanına dağılmış "sunucu çiftlikleri"ndeki toplam bilgisayar sayısının yarım milyon civarında olduğu tahmin ediliyormuş. Bir hesaplamaya göre Google'daki en basit bir arama bile bir lambanın bir saatte harcadığı kadar enerji tüketiyormuş. Bir başka araştırma ise popüler internet oyunu Second Life'daki bir avatarın kanlı canlı ortalama bir Brezilya vatandaşı kadar çok enerji tükettiğini açığa çıkarmış! Yani gezegenimizin "sanal" vatandaşları da en az gerçekleri kadar zarar veriyorlarmış ona...
Dedim ya, bu şartlar altında en iyisi lafı kısa kesmek...
Cümlemiz kısa,
Fotoğraf çözünürlüklerimiz düşük,
Avatarımız sade,
Lüzumsuz fikirlerimiz eksik olsun.
Amin!