Bu aralar buralarda yerel cilegin mevsimi. Ben de mevsimidir deyip uygun fiyata buldukca aldim. Gecen hafta iki kez cilek receli yaptim. Recel yaparken burnuma dolan büyülü cilek kokusunun icinde düsüncelere daldim.
Bence sartlari her ne olursa olsun, her evde yilda bir kez olsun recel pismeli. O recel de mümkünse cilek receli olmali. Bugünlerde cilek kadar recele yakistirdigim baska bir meyve yok. Ve sabah kahvaltisinda acilan recel kavanozundan gelen cilek kokusunda bir ailenin ruhuna, aile ruhuna iyi gelen bir seyler var.
Evet, her evde cilek receli pismeli. Evin cocugu icerden burnunun cagrisina uyup mutfaga girmeli, "Ne iyi kokuyor?" diye sormali, "Cilek receli cocugum" yanitini almali. "Himm, tamam" diyerek tekrar odaya oyununun basina dönmeli. Ertesi sabah isterse burun kivirip yemesin o receli, ben-odada-oynarken-annem-mutfakta-cilek-receli anisi yerli yerinde olmali.
Kapi calmali sonra. Uzun zamandir ortalikta görünmeyen bir komsu dikilmeli önünde. Bazi seyler bitip yeniden baslamaz. Sadece kaldigi yerden devam eder. O yüzden sasirip "Aaaa! Nerdeydin sen?" dememeliyim ben. Sanki daha en son dün görüsmüsüz gibi "Mutfaga gel, tam bi cay yapicaktim ben de. Recel de yaptim yeni. Mutfak mis gibi kokuyor" demeliyim.
Annemin misafir odasi vardi. Pazartesi günleri biz okuldayken bütün evi temizledigi gibi, orayi da dip köse parlatir cilalar, biz gelmeden önce de kapisini kapatmis olurdu. Bir sey almak icin girecek oldugumuzda, "Bak, yeni temizledim, cok yoruldum, hic olmazsa misafir odasi bi derli toplu temiz dursun" temali söylevine baslardi. Haftanin devaminda da tonu azalarak devam ederdi bu söylev. Cocuklugum güclü bir "misafir odasi misafir icin" duygusuyla gecti. Bizim evde bize ait olmayan bir oda vardi :)
Sanirim cok gönülden bütün odalari bize ait bir ev diledim. Tanri beni evlerinde "oturma" ve "misafir" diye iki ayri odasi olan dünyanin o nadir ülkelerinden birinden alip, hemen hic kimsenin misafir odasi olmayan bu ülkeye sürükledi.
Her neyse, bizim evin bir misafir odasi olmadigi icin degil, bizim evde kadim dostlar zaten mutfakta agirlandigindan, ben de cilek parfümlü mutfaga davet etmeliyim komsumu. O bana "Cayi bosver simdi. Canim söyle orta sekerli kallavi bir kahve cekiyor" demeli. Ben "olur, tabii ki" demeliyim. Evde kahve yanina cikaracak baska tatli olmadigindan ekmeklere tereyag ve cilek receli sürüp ikram etmeliyim.
Recelli ve tereyagli ekmekte cocuklugumun tadi var. Cok sicak bir günü animsiyorum örnegin. Sabah kalkmis, askili elbisemi giymistim. Mutfakta kahvalti ediyordum. Annem ekmegime tereyagla recel sürmüs, ocagin basinda kendi isine dönmüstü. Sonra birden döndü, yanima geldi. "Aaa! Bugün senin dogum günün! Bak, nasil da unuttuk isin gücün arasinda. Bugün senin dogum günün. Artik 5 yasindasin" dedi. Sarildi, öptü. Ben güldüm, hosuma gitti bugün-benim-dogum-günüm-ve-ben-5-yasindayim fikri. Annem isinin basina döndü, ben ekmegimi bitirdim, sokaga oynamaya ciktim. Katilacak bir partim, mumlari üflenecek bir pastam, acilacak armagan paketlerim yoktu. Hayatim partiydi zaten :D
Simdi düsünüyorum da, nasil kolay travmalaniyor zamane cocuklari. 1990'lardan sonra dogmus ve 5. yas günü anne babasi tarafindan unutulmus tek bir cocuk bile düsünemiyorum. Eger varsa mutlaka agir cocukluk travmasi tehdidi altindadir. Oturdugumuz evlerde bize ait olmayan odalar vardi, dogum günlerimiz unutulurdu, bayramlarda gözümüzün önünde kurbanlar kesilirdi. Hic travmalanmaz, hic yara almazdik biz.
Sebebini biliyor gibiyim.
Evimizde cilek receli piserdi.
Ve sabah kahvaltisinda ekmege sürülen recelde, insana huzur ve güven veren bir koku vardi.
China syndrome?
3 gün önce
Icimde taa derinlerde biryerlere dokundu bu yazin. Aglatti beni hatta...(gerci bu siralar zaten hep öyleyim ya, neyse)
YanıtlaSil"Oturdugumuz evlerde bize ait olmayan odalar vardi, dogum günlerimiz unutulurdu, bayramlarda gözümüzün önünde kurbanlar kesilirdi. Hic travmalanmaz, hic yara almazdik biz."
Su cümleleri ben de cok kullanmisimdir... öyle katiliyorum ki. Bu konular hakkinda cok söylesi yaptik arkadaslarla, ailemle son günlerde. Simdiki cocuklarin artik bircok seylerden mutlu olamamalari, bizim zamanimizdaki büyüklere karsi olan saygi, ictenlik, arama sorma, bazi seylerin kiymetini bilme vs. Bunlarin olmamasi...
Öyle doluyum ki... satirlarca yazabilirim aslinda.
Uzatmayayim... yüregine saglik bu güzel ve cok anlamli yazi icin.
Ayse'cim, bilmiyorum tabii ama anlar gibi oldum. Belki de herseyleri "tam", hem de dogduklari ilkgünden beri. Bu yüzden...
SilYazı o kadar güzeldi ki kapını çalıp gelmek istedim :)
YanıtlaSilAllahtan biz kalabalık bir aileydik misafir odasında hep biz oturduk :)) Çilek reçeli en sevdiğim reçeldir ama dukan diyetinde yok,uzun süredirde yemedim.Laf aramızda sen adama diyeti bile bozdurursun bu yazıyla.
Asortik'cigim, her zaman beklerim :)
SilDukan diyetinde kacamak opsiyonu yok mu? :) Bence her diyette olmali.
ben kahkahalarla guldum travmasiz cocukluga dogru bende cocukken dogumgunumun kutlandigini hic hatirlamiyorum! Recel pisen mutfaklarda buyuduk, biz anne patatesi yiyebildigimiz zamanlar, hastaliklarin corbayla iyilesitirldigi doktor yuzu gormedigimiz zamanlar. çilek reçelinin iyilestirici etkisi vardir, reçel pisirmek bir direnistir hatta:)kizkardesler yzaimda sanirim reçelden bahsettim nasil genlerimizde oldugundan mutlaka her evde reçel pismesi gerektiginden. çok guzel yazi ozlemisim çok.
YanıtlaSilBen ilistim bir kenara biraz mahçup!kahvemi yudumluyorum, çok sey var anlatacak ama belki bu sefer seni dinlerim, yavasca mis kokulu tereyagli ekmegimi isirirken... Mutfak yasam alanidir evin merkezidir aslinda. Minik parmaklar bir dahaki sefere çileklerin ust yapraklarini koparsin ellerinden çilek suyu aksin. bu anilar unutulmuyor hiç. En guzel anilarimdan biri domates salçasi yaptigim yazdir...
Ne cok anlatmisim, degil mi? :)
Silçok güzel. aynen katılıyorum.sevgiler
YanıtlaSilSevgiler Defne :)
Silnasıl dokundun anlatamam.yaşa varol diyesim var.nasıl da sağlam büyümüşüz biz hakikaten...
YanıtlaSilSen de sagol Nalan'cim :)
SilCanım, ne güzel yazmışsın. Her bir cümlesine bayıldım :)
YanıtlaSil:)
SilÇok çok güzel bir yazı gerçekten, çocukluğuma ışınlandım okurken:) Farkımız ne biliyor musun, biz X kuşağıyız! Çalışkanız, kanaatkârız. Senin de belirttiğin gibi hayatımız partiydi bizim, doğumgünü partisine gerek olmadı:) Travma nedir bilen yoktu biz çocukken, şimdiyse biliyoruz anlamını ve herşey travmatik geliyor! Oysa ne kadar dramatik:( İlçelerde, şehirlerde bahçeli ev kalmadı nerdeyse, kurbanlar kesilmiyor, bayramlar yaşanmıyor. Evler, insanlar bayrama hazırlanmıyor. Bayramlar tatile çıkış ve kaçış fırsatı sadece, kimse çocuğuna bayram yaşatmıyor:( Maalesef böyle bir nesil yetişiyor:(
YanıtlaSilEn cok ilcelerde bile bahceli ev kalmadi nerdeyse deyisine üzgünüm:(
SilBiz ailecek reçel sevmeyiz, kurban da kesmeyiz. Yani ben de reçelsiz ve kurbansız bir evde büyüdüm, kızımı da öyle büyütüyorum. Hata mı ediyorum ki? :)
YanıtlaSilKonuyu cilek receline indirgersen hata edersin elbette Cokbilmis'cigim. Sizin de aile ritüelleriniz vardi(r) mutlaka :)
Silben de reçel pişiriyorum evde ama travamaları engeleyyemediğimi düşünüyorum habire; yalnız geçenlerde kızımın bebekleri ile doğum günü partisi yaparken ve şakacıktan mumuzu üflerken ona bir dilek tutmasını söyledim, o da şöyle bir düşündü hiçbir dileğim yok aslında bence her şey yolunda gidiyor şu anda dedi...işte o zaman travma fikri yalnızca benim kafamda mı diye düşünmeden edemedim...belki de sadece kekler ve reçeller işe yarıyordur kimbilir..bu arada beni de ağlattınız sevgiler..pınar
YanıtlaSilmerhaba Pinar,
SilKizinizda ince bir bilgelik var, umarim hic kaybetmez. Galiba bazen bilgelik gercekten sadece bizim kafamizda. Sevgilerle...
Okudugum gün, isten eve kosup hemen recel pisirmek istedim:), ve de iki gün önce yaptim, ailecek hepimize cok iyi geldi, cok mutlu olduk, tesekkürler!
YanıtlaSilNe güzel haber :)
Sil