Cumartesi günü Malta'da genel seçimler vardı. Bir çok açıdan ilginç bir seçim anlayışı var Maltalıların. Şubat ortalarında bir Cumartesi günü bir maraton ve akşamında da havai fişek gösterisi ile başladı sanırım seçim kampanyası. En azından biz ilk öyle farkettik seçimlerin yaklaştığını. Posta kutumuz seçim broşürleri ile dolmaya başladı sonra. Sokaklardaki reklam panoları ambjent(çevre), haddiema(çalışan) ve sahha(sağlık) sözcüklerinden geçilmiyordu. Neler vadettikleri az çok tahmin edilebilir.
Farklı yerlerden tüm Malta devlet dairelerinde işlerin durduğunu duyduk. Seçim sonuçlanana kadar neredeyse hiç bir işlem yapılmıyormuş. Bu aralar bürokratik bir işimiz olmadığına şükrettik. Buna karşılık belediyeler inanılmaz bir hızla çalışmaya başladılar. Kıyı boyundaki duvarlar her gün parça parça boyandı. Oysaki hiç de gerek yoktu kanımca. Biz üzerlerine konan "dikkat-boyalıdır" notunu " dikkat-çalışıyoruz-farketmeden geçmeyin" şeklinde okuduk.
Geçenlerde okuduğum Times of Malta, seçim propagandası denebilecek haberlerle ve partilerin seçim reklamlarıyla doluydu. Times of Malta buranın en çok okunan gazetesi. Aslında ulusal çapta bir gazete ama yer yer kasaba gazetesi tadında :)) Gazetedeki reklamlar gibi seçim reklamı hayatımda görmedim. Karşı partinin başkanın sözlerini ve hatta resimlerini yayınlayarak "O ne dediğini bilmiyor, siz bize bakın, bizi seçin" diyordu her iki taraf da... Dolayısıyla aslında reklamı veren partinin hangisi olduğunu anlamak için metni sonuna kadar dikkatle okumak gerekiyor.
Gerçi topu topu iki parti varmış seçimi kazanma ihtimali olan: Milliyetçi parti ve İşçi partisi. Çevreci parti (Yeşiller) bu yıl ilk kez seçimlere girme hakkı kazanmış ama pek şans tanımıyorlar. Milliyetçi parti AB'ne girişin ve 2008 başındaki Euro geçişinin mimarı iken, İşçi Partisi kazandığı takdirde Avrupa Birliği'nden çıkma ve bedava elektrik sözü veriyormuş seçmenlerine. Bir de boşanmayı yasaklayacakmış diye duydum ama bildiğim kadarıyla boşanmak zaten yasak Malta'da.
Duyduk ki Malta'da genel seçimler başka pek çok şey gibi büyük bir kutlama sebebiymiş. Cumartesi oy kullanılır, Pazar günü büyük kutlamalar yapılırmış. Pazartesi günü kimse çalışmaz, Malta'da hayat dururmuş. Bunları anlatan Maltalı kendisi de bu abartılı kutlama havasına bir anlam veremeyenlerdenmiş; Pazar ve Pazartesi günlerini denize dalarak sessiz sakin geçirmeyi tercih ediyormuş. Aklı selim sahibi Maltalılar da var tabii ki... Her neyse bu durum bize anlatıldığı zaman biraz abartılı bulup "Yok canııııım!" dedik. Cumartesi günü anladık ki gerçek payı olabilir. Bazı dükkanların kapılarında Pazartesi günü (bugün) çalışmayacakları yazılıydı çünkü. Süpermarketler de kapalı olacakmış. Böylece biz de genel havaya kapılıp 9 günlük bayram tatili geliyormuş gibi alışveriş yaptık. Cumartesi akşamı Malta televizyonunda Ahbarijat'ı ("Haberler" demek!) izledik biraz. Bütün Malta ileri gelenlerinin oy kullanması saati saatine haber edilmekteydi. En erkencileri başpiskoposmuş. Sabah 8.15'de kullanmış oyunu. Ayrıca Malta kanallarında amatör havalı kızların söylediği İngilizce sözlü şarkılar ve hararetli tartışmalardan oluşan seçim özel programları vardı o akşam. Fakat sonuçlara dair bir şey göremedik. Sebebini ertesi gün anladım. Meğer tüm seçim sandıkları kapatıldıktan sonra Naxxar'da (Naşşar okunuyor) bir merkezde toplanıp Pazar günü sayılmaya başlanıyormuş. Times of Malta'da başlık "Oylar en sonunda sayılmaya başladı" seklindeydi. Çünkü Cumartesi akşam saatlerinde hızla başlayan sandık toplama işlemi Pazar sabahı yavaşlayıvermiş ve 10:30'da başlaması gereken sayım işlemleri saat 13:00'de ancak başlamış. Tipik Malta! Tuhaf olan T.o.M.'nın başlığı. Ne demek "en sonunda"? Vaktinde başlayacağını mı umuyorlarmış? Sonuçların hemen açıklanacağını ummuştuk. Zaten 400.000 nüfuslu ada, seçmen sayısı ondan da az, ne kadar sürer ki oyları sayması. Heyhat, yanılmışız. Maltalılar oy pusulasına mühür basmayıp, bölgelerinden seçilmesini istedikleri adayları 1'den başlayarak sıralıyorlarmış. Seçmene bolca ev ödevi yaptırmakla kalmayıp oy sayanları da epeyce yoran bir sistem. Yine de akşama kadar sayıp çıkabildiler oyları, bravo!
Dün akşamüstüne doğru iki parti başabaş gidiyor, durum hakkında tam bir tahmin yapılamıyordu. Fakat Milliyetçi Parti taraftarları sokaklarda kutlama yapmaya başlamıştı bile. Bayraklarla süslenmiş gürültüyle geçen arabalar, marşlar, yol kenarında kurdukları geçici standlarda bira ve sandviç satanlar, balkonundan sarkmış caddedeki kutlamalara eşlik edenler... Akşam saatlerinde Milliyetçi Parti'nin 1200 oy fazlası ile seçim galibi olduğu açıklandı. Fark az diye mi bilmem beklediğim hararetle yapılmadı kutlamalar. Ben Pazar gecesi uyuyamayız diye hesap etmiştim. Yine de durum hakkında bir fikir edinmek isteyenleri şu haberdeki videoyu izlemeye davet ediyorum. Gören de Malta milli futbol takımı dünya şampiyonu falan oldu sanır.
Ya bu sabah? Saat 7.30 - 8.00 civarı deniz süt liman, yürüyüşçüler yürüyüşünde, balık tutan amcalar oltasını atmış, seyircileri her zamanki yerlerini almış. "Her zamanki gibi bir sabah" dedim kendi kendime... Ama dakikalara geçtikçe dışarıda gürültülerin yeniden başladığını, kalabalığın arttığını hissediyorum. Kutlamalar daha bitmemiş belli ki...
The Joy of Taking Care of My Life
15 saat önce
Cok farkli bir renk anlattiklarin ve cok ilginc. Adaylarin listelenrek tercih edilmesi de cok enteresan geldi bana. Bizde olsa kim nasil listelerdi ki, bir de okuma yazmasi olmayanlar var!! Secmen kendini sinavda gibi hissederdi kesin.
YanıtlaSilHer gecen gün biraz daha merak ediyorum Malta'yi ama turist olarak biraz bulunmakla, yasamak arasindaki fark iste senin anlattiklarin!!
Ayça'cığım,
YanıtlaSilAçıkçası ben de özellikle bu tür detaylardan bahsetmeyi tercih ediyorum. Diğerleri nasılsa rehber kitaplarda ve internette bulunabilir diye...
Selamlar,
Evren