Hazir gida paketlerinin üzerindeki sifreleri sökmek, Da Vinci sifresini sökmekten zor galiba. Bazen bildigim seylerde dahi bile bile hata yapiyorum alisveriste.
Mesela:
Buraya ilk geri döndügümüz aylarda gecici bir evde kaldik. Mutfak düzeni diye bir sey de yoktu; mutfaga girmeye vakit de. Hayatimin beslenme acisindan en berbat dönemlerinden biriydi. Bir daha tekrarlansin istemem. Bol bol hazir gida ile beslendik ister istemez...
Bir gün sabah kahvaltisinda, -zaten severek yedigim hani su ismi lazim degil ama herkesin bildigi- kakaolu findik ezmesinden yerken, bir taraftan da kavanozun orasini burasini okumaya basladim. Icindekiler bölümündeki tuhaflik o anda dikkatimi cekti. Kavanozun ön tarafinda findik, raps (Türkiye'de yagi kanola diye bilinen bitki), ekmege sürülmüs nefis kakaolu ezme resmi falan var, bir kösede de icinde her zamankinden de fazla süt oldugu yaziyorken; icindekiler bölümünde ilk listelenen seyin seker olmasi tuhafima gitti. Madem pazarlama vurgusu kakaoya, findiga, süte, bitkisel yaga ve bilumum saglikli seylere yapiliyor, öyleyse neden ayni vurgu icindekiler listesinde yok? Kücük, insanin kafasinda ampul yakan cinsten bir aydinlanma aniydi benim icin. Daha önce kozmetik ürünlerinde icindekiler siralamasinin en coktan en aza göre yapilmasi gerektigini okudugumu hatirlar gibiydim. Bu yüzden onlarda ilk sirada hep Aqua (su) gelir. Ayni sey sanirim gida etikletlemesinde de gecerli. Yani bayila bayila yedigim o seyin icinde her seyden cok seker varmis! Ikinci sirada ise yag! Findik ücüncü sirada. Orani %13 (!), daha sonra kakao ve %5 süttozu geliyor. En iyimser tarafindan bir hesaplamayla seker orani en az %34 olmali. Ki tahminen bundan bile yüksek! Aslinda kakaolu findik ezmesi degil, kakao ve findiga bulanmis seker-yag yiyorum demek ki... Pazarlama, sen nelere kadirsin!
Dersimi aldim ya, bundan sonra alisveriste icindekilerin sadece ne olduguna degil, siralamasina da dikkat etmeye karar veriyorum.
Oysa iste bir hafta önce ayni hatayi yine yaptim. Corba repertuarimizi biraz zenginlestirir belki diye, organik sebze bulyonu (tozu) aldim. Icim rahat, ilk denememi yaptim. Sonuc o kadar ,o kadar tuzluydu ki; saskinlikla kavanoza sarildim hemen. Icindekiler bölümündeki ilk madde: Tuz!
Demek ki neymis? Alisveriste tek tek sunlarin her birine dikkat edilecek (hepsi tercih sebebi elbet, tüm kriterleri karsilamak imkansiz!):
1) Bio sertifikasi var mi?
2) Zahmet edip "GDO'suzdur" bilgisi verilmis mi?
3) Fair Trade logosu var mi?
4) Icindekiler bölümündeki siralama nasil?
5) Icindekiler bölümünde nitelik incelemesi (emulgatör, yapay aroma, koruyucu madde, boya maddesi, yapay lezzet arttirici, en temel lezzet arttiricilar olarak yag, seker, tuz, vb, vb, vb...)
6) Fiyat/gramaj-büyüklük karsilastirmasi
7) Geldigi ülke (yerel mi?)
8) Öko-Test ve SWT(Tarafsiz kalite degerlendirme) sonuclari
Üstelik tüm bunlar alli pullu reklam safsatasi bir kenara itilerek; satir aralarinda ima edilen, minik puntolarla yazilanlar desifre edilerek yapilacak.
Demedim mi Da Vinci kodunu cözmek daha kolaydir diye!
The Joy of Taking Care of My Life
6 saat önce
Heheh ilk 3 sırada verdiklerini burada mumla arasak bulamayız. Fair trade mi, o nee? :)
YanıtlaSilHer ne kadar etiket okusak da, sıralamalara baksak da sanırım en iyisi bunlara hiç uzanmamak. Yani bulyon vs. kesinlikle kullanmayıp, yemekleri baharatlarla tatlandırmak, hazır çorba satın almamak, ve konserveleri ve ketçap, mayonez ve türevlerini...
Bunlardan uzak durduğumuz müddetçe 'sade' beslendiğimiz müddetçe sanırım biraz korunuyoruz :)
Ben böyle yapmaya çalışıyorum.
Demet Fair Trade burada olsa ne yazar? Diger kriterleri karsilamaya calismaktan onu ben de ihmal ediyorum denebilir. Bulyon derken gemüsebrühe'yi kastediyorum ve o benim gözümde biraz daha dogal bir tatlandirma/zenginlestirme yöntemi. Ama bu aldigim sey organik de olsa o sinifa girmiyor, o ayri hikaye...
YanıtlaSilVeeee kadınlar alışverişte çok zaman harcıyor der kocalar! Anında afaroz ederler :( Hatta birlikte alış verişe gitmek istemezler!
YanıtlaSilDemet kaç kaç nereye kadar. Bunları dize getirmek daha doğru değil mi? Biz kaçtıkça tepemize çıkıp çamuru altına boyadık deyip yedirecekler. Yapmıyor mı? Altın katılmış bilmem bir dolu şeyi dünya paraya yiyecek diye satmıyorlar mı? Bu değerli olduğunu mu gösteriyor? :(((((
Dilek'le ben aktivist olduk bu günlerde :)
YanıtlaSil