Photo by Zanthia |
Ilginc seyler anlatiyor; özet diyemeyecegim kadar cok kismini alintiliyorum:
Bir "büyüme sonrasi ekonomisi"nde GSYH (GDP yani) büyümez. GSYH'deki her artis ekolojik zararlara yol acar. Ekoloji üzerindeki yükümüzü azaltmak istiyorsak, ekonomi büyümemelidir. Bir sonraki adimda kücülmeden dahi söz edilebilir.
Önümüzdeki yillarda ekonomi ve politika cevreleri su an icinde bulunduklari egilimleri korur, insanlar bugünün tüketim ve hareketlilik odakli yasam tarzini devam ettirirlerse, bir büyüme sonrasi ekonomisinde yasamamiz kacinilmazdir. Önemli olan bunun ne türlü olacagidir: "by design or by disaster" (önceden tasarlanarak mi? yoksa bir felaket sonucunda mecbur kalarak mi?) Cünkü bugünkü refah seviyemizin temelleri yikiliyor: bkz. Peak Oil, Peak Soil, Peak Everything. Her ne kadar aksini savunanlar da olsa, ekonominin temel kaynaklarinin tükenmekte oldugu artik tartisilmayan bir gercektir. Talep ile arz arasindaki fark gittikce aciliyor.
Her ürün ve her tüketim etkinligi bir üretim zincirinin sonucudur. Bu zincir boyunca kullanilan bütün hammadeler üstüste eklenip bakildiginda görülür ki, hersey fosil yakitlar ile az bulunur hammadelere dayaniyor. Kaynak krizinin üzerine eklenen subvansiyon ve borclanma politikalari, ölcüsüz yasam tarzimizi daha da körüklüyor.
Petrol, endüstri ve paradan bagimsiz olarak deger ve anlam yaratan etkinliklerle yasamayi ögrenmeliyiz.
Ekonominin %50 oraninda kücüldügünü varsayalim. Bu isgücü ihtiyacinda da %50 azalma demektir. Bunu dengeli bir sekilde nüfusa dagittigimizda, herkes haftada ortalama 20 saat calisir. Bugünkü duruma oranla 20 saat bos zamanimiz olur. Bu 20 saati yukarida sözü gecen deger ve anlam katan etkinliklerle (en önemlisi kendi yiyecegini üretmek gibi) gecirebiliriz. Su anda barinak, giyinme ve tüketim mallarinda bir fazlalik sözkonusu. Esyalarimizi kendimiz onarmayi, degerlendirmeyi ögrenebiliriz. Eger sahip olduklarimizi kisisel caba ve girisimlerimizle simdikinden iki kat daha uzun süre kullanabilirsek; bu, su ankinin yarisi kadar üretimin yeterli olacagi anlamina gelir. O zaman endüstri ürünleri sadece onaramadigimiz esyalarin tasarruflu sekilde yeniden tedarik edilmesi demek olacaktir.
Ortak bahceler, balkon ya da hobi bahceleri gida tedariki icin sehirlerdeki potansiyeli kullanmamiza olanak tanir. Bu türlüsünden sehir ekolojisi, iklim ve su kaynaklari da yararlanmis olur. Kalan kisim yöredeki tarim etkinliklerinden saglanir. Sosyal yasamda el becerisiyle yapilan isler, takas, ortak kullanim vb. etkinlikleri yayginlastirmaliyiz.
Evet, gelecek zor gözüküyor. Ama görünürde baska bir alternatif de yok.
Niko Paech'in büyüme sonrasi ekonomisiyle ilgili baska kaynaklar:
- 5 Eylül 2011'de Greenpeace Magazine'de yayinlanmis bir yazisi: Wohlstand ohne Wachstum
- 12 Ocak 2011'de Göttingen Georg-August Üniversitesi'nde yaptigi bir konusmanin ilk bölümü: Letzter Ausweg: Postwachstumsökonomie (Devami da var youtube'da. Toplamda yaklasik bir saatlik bir konusma- Bitiris cümlesini alintilamadan edemiyorum: "Bu türlü yasamaya daha erken baslayanlar, carpma etkisini de kendileri icin minimize edebilenler olacak")
- http://www.postwachstumsoekonomie.org
- Elbette her tezin bir de karsi tezi var. Bu da onun analizlerine karsi elestirel bir yazi : Niko Paech: Gute Teilkritik, fragwürdige Analyse, schlechte Alternative . Elestirileri kismen dogru, analizleri süpheli, sundugu alternatifler kötü diyor özetle :))
- Parasiz, sadece takasa dayali bir yasam sürme örnegi olarak Heidemarie Schwermer ve Mark Boyle
- Bir ortak kullanim ve esyalarini kendi onarma, gelistirme örnegi olarak North Portland Tool Library
- Üretici destekli bir "ömrünü uzat, yapabiliyorsan onar, gercekten gerekliyse yenisini al" örnegi olarak Patagonia's Common Threads Initiative
- Zaman üzerinden karsilikli hizmet takasina dayanan bir zaman bankasi örnegi olarak Zumbara
- Sehir bahceciligi ve kentsel/yerel gida tedariginin dünyaca ünlü örnegi olarak Küba'nin kent bahceleri
- Istanbul'da bir kent bahcesi girisimi olarak Balat Meyvehane ve Sebze Sepeti
- Istanbul'da bir permablitz örnegi olarak Yahoo Permakültür grubundan Deniz Ucok Arman önderliginde gönüllülerin girisimi
- Bir sürdürülebilir yasam ve kendine yetebilirlik örnegi olarak Alman eko köyü Sieben Linden
- Bir "Kırsal kesimde doğa ile uyumlu ve sürdürülebilir yaşam deneyimleri geliştirme ve bunları paylaşma" örnegi olarak Ankara Günesköy Kooperatifi
- Sürdürülebilir yasam, dogayla uyumlu tarim, ekolojiye yük olmadan gida tedarigi konularinda kisisel ama cok paylasimci örnekler olarak Meyvelitepe ve Bostancik (Mutlaka pek cok baska kisisel girisim de vardir. Bunlar benim yakindan bilip, mutlulukla izlediklerim)
- Bir "es, dost, akrabanin cocuklarinin giysi, kitap ve oyuncaklariyla büyüme" örnegi olarak sen, ben, o
- Yilda ortalama iki kez düzenledikleri ikinci el cocuk esyasi pazarlariyla hem kendilerine gelir elde eden, hem de esyalarin kullanim ömrünü uzatan Alman anaokullari ve ebeveynleri.
- Kullanmadigi esyalari cöpe atmadan önce sokaga "alabilirsiniz" notuyla birakan ve sokakta böyle birseyler buldugunda "bir gören olursa hakkimda ne düsünür" demeden inceleyip, isine gelenleri alan Alman insani.
- Kullanmadigi esyalari cöpe atmadan önce "yaziktir, birilerinin isine yarayabilir" diyerek el altindan ihtiyac sahibi arama aliskanligindaki Türk insani
- Global ölcekte ama yerel olarak organize olan gruplarda esyalarin ücretsiz elden ele aktarimi örnegi olarak freecycle
- Bir kitap paylasim girisimi olarak Facebook'da Gezgin Kitaplar grubu
- Bir karsiliksiz bilgi paylasim ve sivil inisiyatif ortami olarak bloglar
- ...
Sen de bildigin örnekleri sayar misin?
Say ki cogalalim, say ki örnek ve güc alalim,
say ki -belki zor- ama imkansiz olmadigini anlayalim.
Fransa'da cocugunun dogacagini ogrenildiginde hemen evdeki esyalar toparlanip hamile hanima teslim ediliyor kimi zaman geri vermek sartiyla! Leo icin leo'nun kuzenlerinin kiyafetleri geldi 3 cocuk buyutmus kiyafetler geri verdim ve obur kardesin ilk ocucgu tarafindan kullanildi sonraki akibetini bilmiyorm kiyafetleri. Ama annem dahil arkadaslarimin bu kiyafetleri kullanacagim icin duydugu saskinligini cok iyi hatirliyorum;) Fransa'da da pazartesi sabahlari kullanmadigin esyalari ozel cop kamyonlari icin kapiya koyarsin, takim elbiseli komsun gelir secer icinde icine yarayanlari. Kullanilmis esyalari koyabilecegin kumbaralar var her yerde sonrasina yikanip temizlenip ihtiyac sahiplerine veriliyr. emmaus var kullanilmis kiyafetleri, esyalari alan. Troc sistemi var dusuk miktara kullanilmis esya alabiliyorsun. Troc takas demek aslinda ama ticari bir kurulus bu. Freecyle siteleri var bir suru esyayi bedava veriyorlar. Turkiye'de orneklere sokakta el arabasi ile dolasan hurdacilari eklemek isterim geri donusume yardimci onlarda:) Ve en onemlisi vide-grenier'ler fotograflarini cektim bir post yapacagim bu herkesin esyalarini satabildigi her sehirde belli gunlerde duzenlenen bir cesit bit pazari! ah neler yokki icinde koleksiyonluk parcalar bulabildigin gibi cocuklara oyunca, kiyafet en cok donusum olan esyalar arasinda!!
YanıtlaSilsteven wromman'i duymusmuydun? http://bestebonnard.blogspot.com/2009/06/kucuk-dunyamz-cop-daglarmzekolojik.html nam-i diger no impact man
YanıtlaSilyine ben ama son soz! Zaz'in sarki sozlerinin senin post ile son derece uyumlu oldugunun farkindamisin yoksa tesaduf mu?
YanıtlaSilFarkindayim elbette ;)
YanıtlaSilben itiraf ediyorum ekonomi yazılarından genellikle sıkılırım. ama sen benim bile sıkılmadan okuyup anlayacağım hale getirmeyi biliyosun, hele böyle kurabiyelerle, şarkılarla filan :) sayılır mı bilmem ama burda feriköyde bir pazar var, pazar günleri cüzi miktarlara masa kiralayıp yiyecek içecek haricinde her türlü ikinci el eşya, antika, el yapımı işler, koleksiyonlar satılabiliyor. evet biliyorum satılıyor, yine işin içine para giriyor ancak, hiç değilse eşyalar yeniden yeniden kullanılmış oluyor. sayılır mı? :)
YanıtlaSilBen de "dolu dolu bir ruhu, aşkı ve sevinci istiyorum, beni mutlu edecek şey para değil! Yüreğimin üzerine uzanan bir el ile ölmek istiyorum..." :)
YanıtlaSilBayıldım şarkıya! 5. kez dinliyorum şu anda. Farklı farklı yorumlarını da dinledim. Çok güzel! Paylaşım için teşekkürler.
Ekonomi konusunda seninle aynı şeyleri düşünüyorum. Freecycle gerçekten çok güzel! Bizim burada Japon bir komşumuz var, T.Su'dan 1 yaş büyük kızı var, sağolsun her şeyini veriyor bize. Biz de ona veriyoruz, 1 yaşındaki oğlu için. Onun dışında burada çok arkadaşımız yok ama 2. el mağazaları çok uygun. T.Su'ya bir şey alacağımız zaman mutlaka oraya bakıyoruz önce. 20-30 dolarlık kıyafetleri birkaç dolara almak çok güzel ama daha da güzeli bu kullanılmış ama aslında yepyeni duran kıyafetleri değerlendirmek :) Biz kendimiz için de 2. el mağazalarından alışveriş yapıyoruz. İlk etapta çok önyargılıydım, büyüklerin kıyafetleri eski püskü olur diye düşünüyordum ama gittim gördüm ki çok iyi durumdalar. Ve artık biz de ihtiyacımız olduğunda oraya gidiyoruz. İnsanlar neden yepyeni kıyafetlerini bağışlıyor çok anlamasam da, ben zevkle alıp giyiyorum :) En son orada T.Su'ya 5 dolara bir dijital fotograf makinesi aldık, video bile kaydediyor.
Bildiğim bir de kütüphane var. Bayılıyorum kütüphaneye :) Ücretsiz üye olarak istediğimiz kadar kitap alabiliyoruz. CD almıştık geçen gün T.Su çok sevdi. Geri götürdük, başkaları dinlesin sonra yine alırız dedik. Sorup duruyor o günden beri, başka çocuklar mı dinliyor şimdi o CD'yi, onlar da sevmiş mi diye :) Mutlu oluyoruz böyle paylaşınca, paylaşılınca :) Blogları da çok seviyorum. İyi ki varsın Evren :))
Evren'ciğim,
YanıtlaSilSana sormadan Facebook sayfamda paylaştım. Sakıncası var mı? Varsa söyle ne olur. Sadece daha çok insan okusun istedim.
Ben d ebu yaz 2-2 hafta sonu garage sale yaptim, evde kullanmadigim fazla esyalari, cocuklarin bizim kuculen kiyafetlerimizi uc kurusa sattim! Kendim de baskalarinin garage sale'lerinden alisveris yapmayi cok severim. Bu bir kultur meselesi aslinda, benim garage sale icin duran arabalari goren sasirir, aliciyi tek sinifa sokmak mumkun degil, herkes ikinci el tuketiminden yararlanir Kanada'da, bence cok akillica!
YanıtlaSilBir de burada charity/yardim derneklerinin ikinci el esya, kiyafet satan dukkanlari var, ihtiyac fazlasini oralara da bagisliyoruz, dusuk fiyata satiyorlar, geliri yardim amacli faaliyetlerde kullaniyorlar.
YanıtlaSilBiz de uzun zamandır,kullanmadığımız giysi ayakkabı ve ev eşyalarını aramızda değiş tokuş ediyoruz.Ayrıca,Marmara Üniversitesi,kapınızdan gelip alıyor,küçük fiyatlar ekleyip gereksinimi olan öğrencilere satıyor. Sevgi mağazası kullanmadığınız ikinci el eşyaları alıyor,Kadiköy Belediyesi de adres ve telefonları isteyene verebilirim.
YanıtlaSilOncelikle Permablitz'i Turkiye'de ilk Deniz Ucok Arman baslatti, onu soyleyeyim. Yahoo'da ve Facebook'ta gruplar uzerinden yuruyor sistem. Su ana kadar iki bahce tamamlandi. Yeni projelere devam...
YanıtlaSilYeryuzu Dernegi'nin Kent Bahceleri projesi var http://www.yeryuzudernegi.org/kentbahceleri.asp
Kanada ve Amerika'da sehir icinde bina yapilmayan araziler uzerinde permakulture uygun organik sebze yetistirenler var.
Yesil catilarda sebze yetisitirenler var :) Evinin balkonunda, senin gibi evin icinde saksida sebze, meyve yetistirenler var :)
Ingiltere'de dernekler kapilara buyuk naylon posetler birakirlardi. Kullanilir durumdaki kullanmadiginiz kiyafetleri bunlarin icine koyardiniz. Bunun yaninda nevresim takimi ve carsaf da kabul ederlerdi.
Car boot sale denen satis ya da takaslar cok yaygindi. Haftanin belli bir gunu evde kullanilmayan esyalarini arabalarinin bagajlarinda satisa/takasa sunardi insanlar.
Garden sale ler vardi. Birisi evini temizliyor ve ya tasiniyor diyelim, ilanlar asip konu komsuya haber ederdi. Hatta sokaktan gecenlere... O gun istemedigi fazlalik yapan esyalarini satardi bahcesine kurdugu masada.
Cocuk kiyafetleri icin ozel gunler duzenlenirdi. Yepyeni kiyafetler bulup alirdi bir arkadasim, hali vakti oldukca yerinde olan. Hatta orgu yunleri bile bulmustu, hem de saf yun. Paketi hic acilmamis. Bir yumagina alacagi fiyata koca paketi almisti.
Oyuncak takasi yapilirdi ya da oyuncak kiralanirdi. Gene yukarida bahsettigim arkadasim evin ortasina kaydirak kurmustu :) Haydeee deyince ben(o zaman cocugum yok bilemedim durumu elbet :P) merak etme kalici degil, hevesi gecsin gidecek. Aylik 5 pound verdim demisti. Sonrasinda da depo alanimiz yok, sizde daha kalabilir demisler, iki, uc ay tuttu para odemeden!
Anne cocuk oyun gruplari vardi, ortak oyuncaklarin kullanildigi. Anneler oyuncaklari cikartir, cocuklari salar, cay, khttp://www.blogger.com/comment.g?blogID=32077173&postID=4437194112049454314ahve icerlerse katki olsun diye onun parasini oderlerdi.
Bir nevi egitim paylasimi oldugu icin LLL'den bahsetmeden gecemeyecegim. Artik Turkiye'de de varmis (hatta senden duydum ben Evren!) http://www.lllturkiye.org/ Daha onceden emzirme konusunda deneyimli annelerin yeni annelere gonullu rehberlik ettigi. Imdat dedikleri anda kostugu. Iclerinde tecrubeli hemsire ve saglik gorevlilerinin de bulundugu ve benim yeni anne iken en cok ihtiyacini duydugum...
Bilemiyorum bir nevi ekokoy denilebilir mi ama Tamera var Portekiz'de.
Dunyanin pek cok yerinde ekokoyler var...
Turkiye'de Marmaric var, Bayramic Yenikoy var... Tam ekokoy denilebilir mi bilmem ama ogreten, ogretici, yol gosterici olusumlar. Dogru gida uretenler.
Bugday Dernegi ve onlarin Camtepe'deki http://camtepe.org/?category_name=camtepe yerleri var, Dedetepe var Camtepe'nin konaklamasini da saglayan http://dedetepe.org/...
Turkiye'de komsu Emre teyze var :) Orgu ogreten, imdat deyince cocuguna goz kulak oluveren.
Komsu Nuran teyze var, ameliyat olmus eve dondugunde ya da bir yakinin oldugunde tencere tencere yemek tasiyan.
Aklima bir cirpida geliverenler bunlar.
Evren, enerjine hayranim! Hangi ara bunca bilgiyi toparliyorsun, bulup okuyorsun, seciyorsun cok merak ediyorum. Seni gordukce kendimi daha cok "loser" hissediyorum itiraf edeyim.
YanıtlaSilYazindaki maddelere ekleyecek birsey pek aklima gelmiyor. Beste sokak hurdacilarini da saymis zaten, ben de onu diyecektim :)
UK'de iken ben de ikici el magazalara cok bakiyordum, cok sey de aldim. Yepyeni onca esyayi gercekten neden veriyorlar bilmiyorum ama sonucta beni cok mutlu ediyordu onlari alip kullanmak. Bir de yasanmisligi olan, anisi olan esyalari kullanmak kendimi daha iyi hissettiriyor. Sanki bir gelenegi yasatiyormusum gibi, o esya benle birlikte yasamaya devam ettikce daha bir olumsuz hissediyorum evreni..
Buyume sonrasi ekonomi konusunda calisan o amcayi da alnindan opuyorum :) Ne yazik ki toplum genelinde uygulanmasini pek olasi goremiyorum. Buyumenin iyi bir sey olduguna inanan, inandirilmis bir memlekette ve dunyadayiz ne yazik ki. Neye ragmen buyudugumuzu, nelerden feragat ederek buyudugumuzu kimse bilmek istemiyor. Onemli olan afilli rakamlar, gercek olmasa bile herkesin 'benchmark' i onlar. Bu konuda uzman olan bir isyerinde calistigimi da ekleyeyim son olarak. Dedim ya tam 'loser' im ben :)
Bir de senin yazi arsivini kou oku bitiremedim, oyle hop diye okunacak seyler degil ki yazdiklarin. Sindire sindire, dusune dusune okumam lazim :) Bu isi cok iyi yapiyorsun, iyi ki varsin :)
evimi fazlalıklardan temizledim.
YanıtlaSilambalajı olan gıdalar almıyorum.
küçük üreticiden alıyorum, markete gitmiyorum.
Anadolu'da bir üniversitede İngilizce okutmanıyım, kampüsümüzde kullanılmayan bahçe yapmaya uygun alanlar var. Gelecek hafta Rektörümüze sunmak üzere bir proje hazırlıyorum. Community Gardening'e başlıyoruz inşallah. TR'de yok hiçbir üniversitede.
Geri Dönüşüm yarışması düzenleyeceğiz önümüzdeki dönem, en fazla kapak, plastik şişe toplayan bölüme ödüllerimiz var.
evimi fazlalıklardan temizledim.
YanıtlaSilambalajı olan gıdalar almıyorum.
küçük üreticiden alıyorum, markete gitmiyorum.
Anadolu'da bir üniversitede İngilizce okutmanıyım, kampüsümüzde kullanılmayan bahçe yapmaya uygun alanlar var. Gelecek hafta Rektörümüze sunmak üzere bir proje hazırlıyorum. Community Gardening'e başlıyoruz inşallah. TR'de yok hiçbir üniversitede.
Geri Dönüşüm yarışması düzenleyeceğiz önümüzdeki dönem, en fazla kapak, plastik şişe toplayan bölüme ödüllerimiz var.
Merhaba, ben de Ortak Kullanım Hareketi blogunun yazarıyım, yazınızı çok beğendim. Tam bir "neden ortak kullanmalıyız" yazısı olmuş. Aslında Türkiyede değiş tokuş -en azından- aile içlerinde her zaman vardır diye düşünüyorum. Biz hiçbir kıyafetimizi çöpe atmayız, özellikle çocuk eşyaları mutlaka birkaç kuşak giyilmiştir. Aile dışında başkalarından eşya alıp verebilmek için "2. el eşya pistir" anlayışını galiba yıkmak gerekiyor. Çünkü en çok duyduğum çekince bu.
YanıtlaSilBen umutluyum, bu 10 yıl içerisinde daha da fazla örnek olacak ve bunları daha çok konuşuyor olacağız.
İstanbul'un fazla steril -hayat yoksunu- fazla ışıklı bi yerinde yaşıyorum o yüzden bu güzelliğe satın almayarak katılıyorum. Yani var olanı kullanılmayacak hale gelene kadar kullanmak tek yaptığım şey. İkinci el ayakkabı almıştım 15-16 yaşındayken, geldiği gün çöpe atılmıştı pistir o diye. Değildi.
YanıtlaSil@BB, Ingiltere'de cok fazla gelen ve giden var. Gidenler esyalarini devredecek birisini bulamadiklari icin, en kolayini yapip, hayir derneklerinin dukkanina birakiyorlar. Yaslilar olduklerinde, aile evi bozarken, ellerinde olanlari goturup gene oraya birakiyor. Sanatcilar Nothing Hill'deki Oxfam'a biraktiklari icin oradakiler diger Oxfamlardan daha pahalli ve enteresanmis diye duymuslugum var mesela...
YanıtlaSilCambridge universitesinde, giden ogrenciler, esyalarini gelenlere devrederlerdi. Bunun icin ic yazisma gruplari vardi. Ayni sey esimin sirketinde de vardi. Eger Ingiltere'ye donseydik, pek cok esyayi oradan almak icin karar vermistik, ama donemeyince yapamadik!
Beste,
YanıtlaSilbahsettigin adet cok hosuma gitti. Yazi Nurturia'da paylasilmis ve orada okuyanlar da cok begenmis, haberin olsun :) Sen anlattikca Almanya ve Fransa'nin bu konularda benzer oldugunu farkettim.
No impact man'i duymustum sanki, senin yazdiklarindan daha iyi duymus oldum :)
Kuskus,
bence satilmasi ve isin icinde para olmasi sorun degil ve de gayet sayilir ;)
Evren,
Ikinci el magazalarla tanismamizi yazacagim ben de daha. Kütüphaneleri nasil unuttum! Tesekkürler ekledigin icin :)
Tijen,
Dedigim gibi blogda yazdigim her sey bilinmesinde sakinca olmayan seyler zaten :) Sagol hatta paylastigin icin...
Canan,
garage sale'ler de Kuzey Amerika'nin güzel adetlerinden :)
Adsiz,
Istanbullular icin güzel bilgiler bunlar, tesekkürler :)
Dilek,
Aklina bi cirpida gelen ne güzel örnekler bunlar! Bazilarini ben de senin anlattiklarindan biliyordum ama tam nasil anlatacagimi bilemedim, linklerini bulamadim vb. Sizin Permablitz bahcelerinizde basi ceken kisi Deniz Ücok Arman'dir diye tekrar vurguluyorum öyleyse.
Benden Bizden,
Enerjim ve zamanim yetmedigi icin yazip anlatamadiklarim yazabildiklerimden fazla :) Sagol :) Nüfusun geneli iki nesil öncesinde böyle yasiyordu, en gec bir nesil sonra da böyle yasamaya mecbur olacak deniyor. Prof. Paech simdi baslayan carpma etkisini kendisi icin de , cevresi icin de minimize eder diyor. Senin sirkete gelince, paramizin oy gücünden ne haber? Sen sirket adi degilse de sektör adi ver. Biz paramizin oy gücüyle hissettirelim onlara tercihimiz ne yönde ;)
ayshetuba,
ne güzel haberler, devamini gelismeleri duymak isterim sahsen :)
Asli Tosuner,
Merhaba, blogunuz Türkce'de bu konuda kaynak acisindan önemli bir acigi kapatiyor, tesekkürler. Bence de önemli olan farkindaligin olusmasi ve önümüzdeki yillar da yol alacagiz bu konuda.
Gasilhane,
O yaptigin tek sey öyle cok sey ki aslinda. Ayakkabida ikinci elden mantar sebebiyle kaciniliyor sanirim. Oysa ikinci el magazalari cogunlukla o acidan bakimdan gecirmis oluyor ayakkabilari. Sormak gerek en azindan.
ikinci el ayakkabida soyle bir sorunda var ozellikle cocuklar icin. Cocuklarin 4 yasinda kadar ayaklarinin yere basmasi cesitli sekillerde normale ulasana kadar yanlarina, arkalarina dogru esneyebiliyor ayaklar ve ayakkabilarda sekil bozukluguna yol aciyor! bir baska cocukgun ayaginin basis bicimini degistirebilir, mantar cok cok ender bir durum ama bu daha onemli!
YanıtlaSiliyi ki yorumlara baktim da Lapis Lazuliyle komsu sayildigimiz icin onun benim yazacaklarimi yazdigini gordum :) Ayrica sen begenirsin belki bir de http://www.auroville.org/ buraya bak :)
YanıtlaSilBir de simdi linkini bulamam Amerika'da tools library yapmislardi. Ben herzamanki gibi bu ekonomi yazisini da sadece hizli okumayla scan ederek gectim :) Icim almiyor :) Ama bak soylecek soz buldum yine de :P Operim guzel kalbinden...
Beste,
YanıtlaSilbak bu önemli.
Uma,
tesekkürler ;)
Tam olarak buna bir ornek mi bilmiyorum ama Hollanda'da Kralicenin dogum gunun kutlandigi bir gun var. Ulkede o gun resmi tatil. Yiyecek icecek tuketiminin cok oldugu bir gun olmasi acisindan biraz anlatacagim seyin disina cikiyor aslinda. Ama o gun sehirler kocaman acik marketlere donusuyor. Herkes evinde kullanmadigi esyalarini kapisinin onunde cuzi miktarlara satabiliyor. gercekten cuzi miktarlar. amac esyalar cope gitmesin kullanacak biri varsa kullansin. Bazi yerlerde iyice ticarete dokulebiliyor is oralar cok keyifli degil ama biz evinin onunde oyuncaklarinin basinda duran cocuklari izlemeyi seviyoruz mesela. Baska birisine verirken oyuncagini ne yaptigini nasil oynandigini anlatiyorlar. sadece cocuklar degil elbette, o zaman biraz ilginc olurdu, her yastan insan evinde kullanmadiklarini buralarda kullanacak insanlara ulastirmaya calisiyor. Bilmem tam bunlara ornek midir Evren ama Hollandada boyle :)
YanıtlaSilAnkara'da doğal bilinçli beslenme adı altında bir e-grubumuz var. üreticiyle tüketiciyi doğrudan biraraya getiriyor. Her ay doğal, organik üretim yapan üreticilerden toplu siparişte bulunuyoruz. Paketli market ürünlerinden daha pahaliya geliyor ama aldığımızın kıymetini biliyoruz.Toplu siparişle ve yakın yerledeki üreticileri seçerek karbon salınımını azaltıyoruz. Böylelikle küçük/orta ölçekli üreticiyi de desteklemiş oluyoruz. Kızımın kıyafetlerini paylaşma meselesine girmiyorum bile:))
YanıtlaSilHer zamanki gibi çok faideli bir yazı olmuş.
yavrusu anası olan evrene teşekkürler, hindiba evrenin güzel yazılarını link verdiği için:)
YanıtlaSilve hindiba evren bu farklı bakış açıları ile tanıştırdığın için beni, bir teşekkür de sana:) ve tabii ki ZAZ'a... geç keşfettiğim ama hastası olduğum albümünü günde birkaç doz alıyorum:)
Gülcin,
YanıtlaSilsadece cocuklarin oyuncaklarini sattiklari kismi aliriz biz de :) tesekkürler :)
Limonlu Turta,
Grubunuz hangi ortamda? Uzaktan takip edebilmek mümkünse ben üye olmak isterim.
Yeliz,
Asil ben tesekkür ederim. Alsancak'taki balci amca hala duruyor mu diye merak ediyordum. Duruyormus ;)