"Tek yol budur deriz; bilmez miyiz ki bir noktadan geçebilen doğrular kadar yol vardır."

(Thoreau)




Perşembe, Aralık 10, 2009

VS notları - 5


'Yaşamın sadeliği tamamen yeni bir fikir değil. Kaynağını tarihin derinliklerinden alıyor ve dünyanın tüm bilgelik geleneklerinde de ifade ediliyor. Ikibin yıl önce, Hristiyanlar'ın "Bana ne yoksulluk, ne de varlık ver" (Proverbs 30:8) dediği dönemlerde, Taoistler "Yeterince şeye sahip olduğunu bilen zengindir" (Lao Tzu) demekte, Plato ve Aristo yaşamda ne fazlalık ne eksiklik içeren bir orta yol tutturmanın önemini savunuyorlar ve Budistler yoksulluk ile hesapsız bir birikimin ortasında bir yolu tavsiye ediyorlardı. Açıkça görüldüğü gibi, sade yaşam yeni bir sosyal icat değildir. Yeni olan, modern dünyanın kökten değişen ekolojik, sosyal, psikolojik ve ruhsal şartlarıdır.'

Bu sözler Voluntary Simplicity'den degil. Ayni yazarin daha sonraki bir dönemde yazdigi Garden of Simplicity adli makaleden. Nedir o modern dünyanin kökten degisen ekolojik, sosyal, psikolojik ve ruhsal sartlari? Makalenin devaminda acikliyor Elgin. Ama Voluntary Simplicity'de buna dair (yani yasadigimiz dönemde sade yasamin neden bu kadar kritik hale geldigine dair)makalede bahsetmedigi ilginc de bir fikir ileri sürüyor.

Savundugu fikrin temeli Arnold Toynbee'nin A Study of History adli kitabinda gecen "büyük uygarliklarin yasam cevrimi" teorisi. Buna göre tarihteki her büyük uygarlik birbirine benzeyen bir yasam cevrimi cercevesinde varligini sürdürüp yikil(mist)ir:

1) High Growth
2)Full Blossoming
3)Initial Decline
4)Breakdown

Bu dört dönemi x ekseni zaman, y ekseni uygarligin gelisimi olan bir grafikde bir can egrisi gibi düsünmek gerek. Ayni zamanda da dört mevsim gibi. Tonybee'nin teorisine göre uygarliklar ardarda gelen güclüklere yeterince yaratici cözümler üretememeye basladiklari noktada cökerler. Bu cöküs genellikle büyük bir medeni gelisme adimini takiben (yani can egrisinin tepesine erisildikten sonra) gerceklesir. Birinci dönemde oldukca yüksek olan "ortak sosyal hedeflere sahip olunduguna dair güclü duygu" zamanla azalmaya baslar. Yine bu döneme özgü canli, yaratici, esnek ve sade sosyal yapi zamanla yerini duragan, bürokratik, fazlasiyle kurumsal ve karmasik bir yapiya birakir. Ikinci dönem civarinda yapiyi isletme görevini bireysel girisimden alarak üzerine yüklenmis olan kurumlar, ücüncü dönemde öylesine büyük, karmasik ve dolayisiyla hantal hale dönüsürler ki zamaninda ve etkin tepkiler veremez hale gelirler. Son dönem, yani cöküs dönemi özellikle ortak hedef duygusunun kaybolmasi ve birbiriyle celisen sosyal amaclarin ön plana cikmasi ile karakterizedir.

Elgin'e göre basta ABD olmak üzere cagimizin uygarligini simgeleyen gelismis ülkeler 80'lerde ücüncü devrede yani sonbaharlarindadir. Pek cok ekonomik, politik, sosyal, cevresel, psikolojik problem genel bir cözülme ve cöküs döneminin ilk isaretlerini vermektedir. 90'lar bitmeden de cöküs dönemine girilecektir. Bir sonraki asama ya bir duraklama ya da -insiyatifi ele alirsak- bir yeniden canlanma dönemi olacaktir.

Iste Elgin'e göre yasadigimiz dönemde sade bir yasam anlayisinin ön plana cikmasi, yasanacagi öngörülen cözülme ve cöküsün önüne gececek en önemli cözüm olacaktir.

Su anda uygarligimizin hangi mevsimi yasadigi ve sade yasamanin uygarligin dertlerine ne ölcüde deva olabilecegi uzun uzadiya tartisilabilir tabii.

Kitapta "cöküs ve cözülme döneminde psikolojik tepkiler" diye bir bölüm var ki orada anlatilanlar bana inanilmaz tanidik geliyor. Buyrunuz:

1) Reddetme: "Su an yasanan her ne ise kücük ve gecidir. Dert etmeye degmez" yaklasimi.
2) Kayitsizlik: "Ben zaten ne fark yaratabilirim ki?" duygusu beraberinde "nasil olsa birileri meseleyle ilgileniyordur, benim dert etmem gerekmez" yaklasimi.
3)Suclama: "Her seyin sebebi onlar " seklinde harici günah kecileri arama ve yaratici enerjiyi onlari cezalandirma yollari bulmak icin harcama.
4)Kacis: Durumun ciddiyetinin farkinda olup kendisi ve yakinindakiler icin kacis yollari arama. Dis dünyadan izole sürdürülebilir yasam kaleleri kurma, vb.
5) Teslimiyet: "Olup bitenler karsisinda hic bir sey yapamayiz. Üzgünüz, gücsüzüz, caresiziz" yaklasimi.

Sonraki bölümde bir yeniden canlanma döneminde sade yasam yaklasimi nasil somut adimlarla devreye alinabilir, onu anlatiyor. Artik onu da buraya alintilamaktan utaniyorum. Kisaca;

-tüketim anlayisinda degisiklik,
-enerji üretim ve tüketiminde tutumluluk,
-pazarin yerellesmesi,
-girisimci aktivitelerin canlandirilmasi,
-ekonomik büyümede cevre vb. faktörler acisindan secici olma (bazi cevre dostu sektörlerin gelisimini tesvik etme)
-uluslararasi ziraat devleri yerine kücük capli ziraatin yeniden canlandirilmasi
-geri dönüsüm,
-calisma anlayisinda farklilik (is paylasimi, coklu is rolleri, calisma ortaminin demokratiklestirilmesi)
-yeni pazar ortamlarinin yaratilmasi (mesela takas ve bit pazarlari)
-cevre korumaya büyük capli yatirim
-kendi kendine yetebilirligin tesviki
-önleyici tipta alternatif yöntemlere aciklik,
-yerel topluluk (local community) ruhunun tesviki. (komsuluk, paylasim, yerel gida kooperatifleri, "urban villages" vb.)
-sehir planlamada yeni bir anlayisa gecis (daha cok yesil ama daha cok "kullanilabilir" yesil)
-yeni ev tasarimlari,
-"iyi yasam"in yeni bir tanimi: materyal beklentilerden cok ruhsal gelisime hitap eden...
-cesitlilige deger veren yeni bir sosyal anlayis
-ayni anda hem dagitik (decentralized) hem de küresel davranabilen yeni bir sosyal yapi (calisma ve yasam ortaminda cap ve karmasikligin azaltilmasi)
-klasik politik perspektifden (benmerkezi, materyalist, milliyetci) uzak yeni politik anlayislarin üretilmesi
-küresel iletisim aglari ile kültürler arasi paylasim ve ögrenmenin büyümesi; küresel aile duygusunun gelismesi
-...
diye özetlenebilir(!).

Heyecan verici!
:)

Fotograf: FotoVero84

2 yorum:

  1. Sevgili Evren, bu konularla epeydir ilgilisin, muhtemelen "transcendentalism" ile ilgili pek çok kaynağa zaten ulaşmışsındır, ama her ihtimale karşı deyip ilginç bir ikisini vermek istedim.

    http://www.csustan.edu/english/reuben/pal/chap4/4intro.html
    http://www.transcendentalists.com/
    http://www.vcu.edu/engweb/transcendentalism/
    http://plato.stanford.edu/entries/transcendentalism/

    YanıtlaSil
  2. Meyvelitepe,
    Thoreau'un Emerson'un cagdasi ve ögrencisi oldugunu, onun da Transcendentalism'in önde gelenlerinden ve belki de kurucusu oldugunu biliyorum sadece. Verdiginiz linkleri merakla okuyacagim, tesekkürler...

    YanıtlaSil