Cocuklugumdan animsadigim bir gün var ki, son zamanlarda üzerine cok düsünüyorum. Cok cok kücük olmaliyim. Neredeyse diyecegim ki "animsadigim ilk sey bu olmali". O kadar kücügüm. Annem beni evimizin arkasindaki bana o zamanlar ucsuz bucaksizmis gibi gelen cayira oturtuyor. Yanimda benden yasca daha büyük iki cocuk var; onlara emanet ediyor. Bana da "sakin korkma, sonra gelip alacagim seni, ayrica pencereden de hep bakiyor olacagim" diyor. Hic korkmuyorum. Daha cok cevremdeki otlarla mesgul oluyorum. Ne olduklarini animsamiyorum bile. Ama cocuklugumun cayirlarinda karahindiba, papatya, cobancantasi, leylekgagasi gibi bitkiler hic eksik olmazdi. Emin degilim ama etrafimda
Lolium perenne de olmali diye düsünüyorum. Adi hepimize yabanci olsa da, bu bitki hepimizin yasamina eslik eder cünkü. Bugüne kadar gidip gördügüm her ülkede, her cografyada rastladim ona. Uzak yerlerde duyulan ev özlemini dindiren bitkilerden biridir. Cocuklugumun büyük kisminda da
Lolium perenne oyun oynadigimiz yabanil alanlarin vazgecilmeziydi, hatta oynardik onunla.
Üniversiteye basladigim yilin yaz döneminde tuhaf, daha önce hic yasamadigim bir sey oldu. Dersler bitip, sinav dönemi baslamisti. Ne zaman dönemsonu sinavlari icin okula gitsem göz yanmasi, kasinti, hapsuruk ve burun akintisindan iptal olmus durumda dönüyordum eve. Evde bir sonraki sinava calismak icin kampa girdigim günlerde ise hicbir sorun yasamiyordum. Haziran ayiydi, kampüs dogasinin en canli zamaniydi. Bir seylere alerjim olabilecegini tahmin etmem cok zaman almadi.
Doktora gittim, testler yapildi. Bir sonraki kontrolde doktor elime test sonuclarini tutusturdu. Evet, alerjim vardi. Iste bu kagitta yazan dört maddeye. Hayir, listedeki ilk maddeye yani ev tozlarina karsi alerjik degildim. Sonraki dört tanesiydi pozitif cikan. "Onlar nedir?" diye sordum doktora. Basini kararsizca sallayip "Ah! Bir takim otlar iste, her yerdeler" dedi.
Otlar. Peki.
Böylece kulübe dahil oldum. Nisan, en gec Mayis'ta baslayan ve bazen yaz ortasina kadar devam eden saman nezlesi halleri. Insani cildirtan göz kasintilari. Kesilmek bilmeyen hapsuruklar. Insani kagit mendil canavarina ceviren burun akintilari. Vb. Sikayet edilecek kadar büyük bir hastalik degil belki. Ama gözardi edilebilecek kadar kücük de degil.
Alerjiye karsi cesitli ilaclar kullandim. Anti histaminikler. Burun spreyleri. Hatta bir yil kortizonlu bir ilac bile. Evet, iyi geldikleri oldu. Ama sevmedim. Yilin iki-üc ayini böyle gecirmeye alistim.
Sonra bir gün (bundan 11-12 yil önce) artik her aklima geleni internete sorma aliskanligi edindigim bir dönemde, o dört "ot" geldi aklima. Neydi onlar? Test sonuclarini bulup cikardim ve tek tek yazdim Latince adlarini arama motorunda. Bitkilere ve dogaya karsi özel bir merak duymadan cok önce, Latince adlariyla resimlerini eslestirdigim ilk dört bitkidir onlar. Burada arsivlenmeyi de coktan hakediyorlar:
Lolium Perenne / Perennial Ryegrass / Deutsches Weidelgras / Ingiliz Cimeni :
Dactylis Glomerata / Cock's-foot ,
orchard grass / Gewöhnliches Knäuelgras / Domuzayrığı :
Poa pratensis / Smooth Meadow-grass,
Common Meadow Grass,
Kentucky Bluegrass / Wiesen-Rispengras / Çayır salkım otu :
Phleum pratense / Timothy Grass / Wiesen-Lieschgras / Cayir Köpek Kuyrugu:
Biri degil, hepsi de tanidikti. Cocuklugumun cayirlarinin demirbasiydi onlar. Oyuncaklarimizdi bizim. Öyle saskinlikla oturdum bilgisayar ekranina bakarak. Hatta ekran basindan kalkip dinlenmek icin biraz disari ciktigimda, binanin hemen yaninda karsima cikan ilk bitki de yine
Lolium Perenne idi. Ingiliz Cimeni. Doktor hakliydi. Her yerdeydiler. Üstelik her zaman da öyleydiler. Annemin beni evin arkasindaki bahceye, boyum kadar otlarin arasinda oynamaya biraktigi günden beri... Ne zaman düsman olmustuk biz bu dostlarla?
Alerji sözcügü eski Yunanca'dan geliyormus. Tuhaf, yabanci reaksiyon demekmis. Alerjilerin dogadan ve dogaldan uzaklasan , gereginden fazla hassaslasmis bünyelerimizin gösterdigi asiri tepki oldugu söyleniyor. Bir tür yabancilasma sendromu dersek yanlis olmaz sanirim. Genel nüfus icinde gittikce artan oranda rastlanmasi da gittikce yabancilastigimizin isareti galiba. Dogaya, dogamiza...
Cörekotu (
Nigella) yaginin özellikle saman nezlesi türü alerjiye iyi geldigini okudum. Alerji sezonu baslamadan en az bir iki ay önce, yani Subat civari baslayarak her gün düzenli almak gerekliymis. Ilk girdigimiz aktardan buldugumuz ilk cörekotu yagini degil elbette. Temiz, saf, güvenilir bir kaynaktan olanini. Bugüne kadar deneme firsatim olmadi hic. Doga üstüme cok gelirse dener, sonuc alirsam yazarim.
Alerjiyi alternatif tip yöntemleriyle tedaviye calisan bir uzmanin söyledigine göre ise, alerjiler daha cok hassas karakterli insanlarda görülüyormus. Yoga, meditasyon vb. gevseme ve ruhsal olarak dinginlesme yöntemlerinin de bir ölcüde ise yaradigi söyleniyor. Denemedim ama denemeyi cok isterim bir gün.
Icten ice alerjimi bir gün dogal bir yöntemle yenebilecegime ya da en azindan kontrol altina alabilecegime dair bir inancim var. Kismen düsünsel, icsel bir sürec olacagini saniyorum. Yirmili yaslarimdan sonra degisen neydi ve bünyem neden durup dururken bu tuhaf tepkiyi verir oldu anlamaya calisiyorum. Sanki anlarsam , barisacagiz da bu düsman dostlarla. Fakat onlara düsman demek de yanlis, sadece haberciler belki de. Yanlis giden bir seyin haberini duyuruyorlar bize.
O zamana kadar bahar yaz aylarinda yolda yürümek de, derin bir nefes almak da bir eziyettir. Hafta sonlari ailecek nehir kenarina piknige gitmek -Sincabin hatirina da olsa- bir eziyettir. Sabahlari anaokulundan eve dönüste nehir kenari rotasini secerek kücük doga kesiflerine girismek bir eziyettir. Siz beyaz bir cicek olabilirsiniz. Insanin yaninizdan gecerken derin bir nefes almadan ve yasadigina sükretmeden duramayacagi kadar hos bir kokuya da sahip olabilirsiniz. Üstelik mevsiminizi kacirmadan arilarla randevunuza da yetismeye calisiyor olabilirsiniz. Fakat yine de aciyiniz. Hic olmazsa
teker teker geliniz.
Dipnot: Sadece alerjiler sebebiyle degil, cayirdaki en gösterissiz otu bile merak edecek kadar saf doga merakiyla bu türden bitkileri merak edenler icin
su fotograf oldukca bilgilendirici. Fareyi üzerine dogru sürdügünüz her bitkinin Latince adi görünüyor.