"Tek yol budur deriz; bilmez miyiz ki bir noktadan geçebilen doğrular kadar yol vardır."

(Thoreau)




Çarşamba, Temmuz 13, 2011

Annenin mucize kokteyli kapsülden süte karsi

Dün Süddeutsche Zeitung'da iki yazi okudum. Biri tam bir komedi, digeri oldukca ilginc ve bilgilendirici. Birinciyi komik yapan ise ikinci...

Birincinin basligi Kindermilch aus Kapseln - Latte macchiato für Babys (Kapsülden cocuk sütü -  Bebekler icin Latte macchiato). Hem kahve, hem  de bebek mamasi üreten ünlü bir uluslararasi gida devi, sonunda bu iki üründe sahip oldugu know-how'i bir araya getirerek yepyeni bir ürün ortaya cikarmaya karar vermis. Isteyen anne babalar bundan böyle mamayi kapsülle alip verebilecekmis bebeklerine. Gittikce yayginlasan kapsüllü kahve makinelerindeki teknolojiye cok benzer bir sekilde süt/mama otomati seklinde calisan makinelere, bebekler icin mama veya kücük cocuklar icin süt tozu iceren kapsüller yerlestirilecek, bir kac dakika icinde sicak su ile hem hijyenik, hem pratik mama hazir olacakmis. Kapsüller kahve makinelerindeki gibi alüminyumdan degil, plastikten olacakmis. 0-36 ay arasi icin düsünülmüs 6 degisik mama varmis. Makine 202 Euro, kapsüller 1.5 Euro'dan satilacakmis. Makine internet üzerinden üyelikle, kapsüller de yine internet üzerinden ya da eczanelerde satilacakmis. Ürün müdürü yüksek fiyata ragmen ürünün ilgi göreceginden eminmis. Sagladigi hijyen, güvenilirlik ve pratiklik sebebiyle...

unclutter'i ben yaziyor olsaydim, bu ürün unitasker wednesday kategorisi icin harika bir adaydi. Ama yine de ürünün Türkiye'de cok ilgi göreceginden emin gibiyim.

Gelelim ikinci habere... Simdi yüzünüzdeki o bastirilmis kahkahanin izlerini siliniz lütfen. Mucizeler ciddiyet gerektirir. Haberin basligi Muttermilch: Functional Food der Natur, Mamas Wundercocktail (Anne sütü: Doganin islevsel gidasi, Annenin Mucize Kokteyli). Haberde belirtildigine göre, anne sütünün icerigi  bebegin yasina ve hatta cinsiyetine, ayrica annenin icinde yasadigi yasam sartlarina ve bugüne dek bilinmeyen pek cok baska faktöre bagli olarak sürekli degisiyor. Bu bilgiye cok da yabanci degiliz zaten. Fakat bunu tam olarak nasil yaptigi benim icin uzun zaman bir sirdi.

Ayrica anne sütü yenidoganlarin virüs ve bakterilerle savasimini destekliyor, belli hastaliklara olan egilimini engelliyor ya da (ilginc bir sekilde) arttiriyor, bazen bütün bir gen grubunun aktivitesinde degisikliklere yol acabiliyor (Bu konu bir ara Emziren Anneler grubunda tartisilmis ve dogumdan sonra anne sütü araciligiyla gen degisikliginin olamayacagina karar verilmisti. Gen aktivitelerinde degisiklik olabiliyormus heyhat. Konuyla ilgilenenler "epigenetics" kavramini arastirabilir.). Yazida belirtildigine göre, anne sütünün bebegin zekasini etkilemesi cok olasiyken, karakterini bile etkilemesi mümkün görülüyormus.

Isin asil mucizevi tarafi (ki beni öteden beri sasirtmistir bu), anne sütünün yaklasik %90'i su, %6'si da süt sekeri laktoz aslinda! Geriye kalan ve anne sütünü bebege özel bicilmis yapanlar ise diger seker türleri, protein ve lipidler. Bunlarin saf besin maddesi moleküllerinin yaninda yüzlerce düzenleyici madde icerdigi söyleniyor. Sözkonusu "süt sinyal maddeleri" de, hormonlarda oldugu gibi cok düsük miktarlarda bile etkili olabiliyorlar. Bugüne dek varliklarinin ve etkilerinin az bilinmesi de bu yüzden.

Kaliforniya Üniversitesi'nden seker kimyasi üzerine calisan bilim adami Carlito Lebrilla'nin bulgularina göre annenin farkinda bile olmadan sütüne ekledigi olasi 200 farkli seker zinciri (oligosaccarid) var. Oligosaccarid'ler yeni dogurmus annenin sütünde su ve laktozdan sonra ücüncü yüksek oranla yer alan kolostrumu olusturuyor.  Sonucta kolostrum kisa (en fazla on molekül) ve bilgi tasima fonksiyonu tasiyan karbonhidrat zincirlerinden olusuyor.

Anne sütündeki seker zincirleri özellikle belli bir bakteri türünün ilgisini cekiyor: Bifidobacterium longum infantis. Dolayisiyla bu bakteri bebegin bagirsaklarinda yerlesen ilk mikroorganizma. Böylece anne sütü bebek icin ilk günden itibaren diger zararli (örnegin su kaybina sebep olacak tehlikeli ishallere sebep olan) mikroorganizmalardan koruyacak yararli bir misafiri cagirmis oluyor.

Lebrilla'nin bulgularina göre sözkonusu seker zincirlerinden yarisi emziren tüm annelerde sabit. Diger yarisi ise zaman ve kosullara göre degisiyor. Böylece -haberdeki ifadeyle- anne bebege kendi kisisel damgasini vurmus oluyor. Cünkü her bir oligosaccarid'in türü yaninda süte eklenme zamani, miktari  bebege ayri bir gelisim mesaji bildirmis oluyor; aktif mikroplari yok ediyor, bagisiklik sistemini kuruyor, beyin gelisimine dair sinyaller veriyor.

Buradan anne sütüyle büyümüs bebekler, formül sütle beslenmislerden daha zekidir sonucuna varmak hata olur tabii... Arastirmalara göre anne sütüyle beslenenler ilkokula basladiktan kisa bir süre sonra yapilan zeka testlerinde ortalama 6 puan daha yüksek aliyorlarmis. Ama standart testin yargiya varmadaki basarisi bir yana, zekayi dogumdan 6-7 yasa kadar etkileyen bir cok baska faktör de var.    

Karakter etkisine gelince... Anne makaklarin stres sebebiyle emzirirken daha cok kortisol aktardigi erkek bebek makaklar yetiskin dönemlerinde daha saldirgan oluyormus. Bu bir maymunun kariyerinde dezavantaj degil, avantaj tabii ki. Homo sapiens'te benzer bir etki kanitlanmis degil, ama olasi görülüyor.
 
Tüm bunlardan cikarilacak sonuc?  
Demek ki ben emzirdigim süre boyunca, ürettigim sütün icindeki su, yag, seker vb oranini uyurken bile degistirebilen; kafama, yiyip ictigime, ruh halime, yasadigim ülkeye, sincabin yasina, cinsiyetine göre 200 farkli seker zincirini bir öyle, bir böyle kombine edebilen mucizevi bir süt otomatiydim! :)
 
Sadece 6 türden olusan bir ürün portföyü mü dediniz?
Hah hah ha ha!  

Saka bir yana, tüm bunlardan cikarilacak sonuc?
Etrafima bakiyorum ve bloglarda, gruplarda ve baska internet ortamlarindaki pek cok annenin (ben dahil) dogumdan sonraki ilk haftalarda ciddi bir emzirme sorunu yasadigini görüyorum. Biz sehirli, modern annelerin emzirmeyle ilgili ciddi bir sorunu var. Tuhaf olan kirsal kesimde de emzirme süre ve oraninin düsüyor olmasi. Baslarda problemin anne sütünün gücü hakkinda yeterince bilgilenmemek, onu önemsememek ve kolayina, yasam tarzimiza daha uyarina, yani formül süte kacmak oldugunu sanmistim. O zamanlar kizgindim. Oysa görüyorum ki, bir bebek sahibi olacagini duyan annelerin büyük cogunlugu anne sütü konusunda yeterince bilgileniyor ve cogu zaman kararini ondan yana kullaniyor. Fakat dogumun ardindan ters giden bir seyler var. Elimizin altinda harika, mucizelerle dolu bir makine var ve nasil calisacagini bir türlü cözemiyor gibiyiz. Bu cözümsüzlük yeni anneyi ve cevresini son derece yipratan bir sorun. Yasadim, biliyorum. Artik kizginliktan cok, okudugum her yeni hikayede üzüntü duyuyorum. Neden cagdas insan elinin altindaki bilim ve teknolojiyi anne ve bebegin süt sorununu cözmek icin böylesine komik "cözümler" bulmak icin harciyor? Diger türlüsü, yani annenin dogumdan itibaren sorunsuz bir sekilde bebegini emzirebilmesi yeni ve sürekli kazanc kapilari acmadigi icin mi ilginc bir AR-GE konusu degil? Aci olan su ki, bu üstün bir bilgi ve teknik düzeyi bile gerektirmiyor. Genel saglik sisteminde (hastanelerin dogum bölümlerinde, saglik ocaklarinda) sosyal politikalarda, sehirlerin tasarlanmasinda, is kanunlarinda, olasi her seyi daha "anne, bebek ve emzirme dostu" yapacak kücücük, basit düzenlemeler bile yeterli olacak belki. Yeni anne ve bebegin de disariya cikmak ve orada, kamuya acik alanda da emzir(il)mek hakki oldugu yönünde ufacik bir anlayis degisikligi bile herseyi ne kadar kolaylastiracak oysa. Annelerin dogumdan yeterince önce ve dogumdan hemen sonra emzirmenin dogasi, olasi sorunlar ve bunlarin nasil asilacagi konusunda bilgilendirilmesi ve desteklenmesi ne kadar düsük maliyetli ve kadar kolay basarilabilir istenirse...

Eger gercekten istenirse...  
 

2 yorum:

  1. Ne guzel demissin. Burda (Toronto) gonullu isleri arastirirken gordum gecenlerde, anneleri emzirme konusunda destekleme hatti. Gonullu olabilmek icin gereken sartlar, en az cocugunu 1 yil emzirmis olmak. Sonra bir egitimden geciriliyorsun ve sonrasinda telefonla ve yuzyuze ihtiyaci olan annelere destek oluyorsun. Ne super degil mi?
    Hersey parali olmak zorunda degil, butcesiz de olabilir, yeterki istesin insan :)

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel düsünülmüs :) Hersey parali olmak zorunda degil, dogru. Bu konuda bir seyler gelistiren, uygulayan güzel insanlar var. Ki Toronto'daki uygulamalarina "Local Employment and Trading System" adini vermisler. Daha önce duymadiysan bu isimle bir arastirabilirsin. Ilgini cekebilecek birseyler cikacagini saniyorum.

    YanıtlaSil