"Tek yol budur deriz; bilmez miyiz ki bir noktadan geçebilen doğrular kadar yol vardır."

(Thoreau)




Pazar, Aralık 13, 2009

Pozitif Doğum Hikayeleri

"Her bebekle birlikte bir de anne gelir dünyaya... "

Öyle yazıyordu benim doğum yaptığım hastanede, doğum servisinin duvarında.
Oğlum doğarken uykuda olmadığım için mutluyum. Ne onun doğuşunu, ne de bendeki "anne"nin doğuşunu kaçırmadığım için mutluyum.

Canım acımadı mı? Acıdı tabii. Ama bana bildiğimden daha güçlü olduğumu, yaşamın önüme getirip koyacağı başka türden güçlüklerle de gayet iyi başa çıkabileceğimi öğretti o acı...
...ve yaşamdaki pek çok acının sadece ondan kaçtığımız için bu kadar canımızı yakabildiğini,
...ve üzerine gidersek o kadar da korkunç olmadığını.

Bütün bunları öğrendiğim için mutluyum.

İstiyorum ki...
açıkça tıbbi bir gereklilik olmadığı halde sezaryenle doğan çocukların sayısı bu kadar yüksek olmasın,
doğanın bize sunduğu yol -adı üstünde "normal" doğum- bu kadar da korkunç görülmesin,
"bir kez sezaryenle doğurduysan, bir daha normal doğuramazsın" yanılgısı annelerin aklını
karıştırmasın.

İstiyorum ki...
Pozitif Doğum Hikayeleri'nden herkesin haberi olsun.

Sağolasın Blogcu Anne, ne iyi düşünmüşsün.

4 yorum:

  1. Desteklediğin, paylaştığın için çok teşekkür ederim. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Ben de doğumun o mucizesini 3 kez yaşadım Evren. Yeni dogum yapacak gençlere hep söylüyorum; ama, malesef Türkiye'de o kadar yaygın ki.

    Bebeğin doğumuyla birlite annenin hissettikleri ( işte bir annenin doğumunun başlangıcı bu hisle başlıyor bana göre de ) sezaryenle olmuyor.

    Zorunlululuk için yapacak bir şey yok; ama, sırf korktukları, acı çekeceklerini düşündükleri için bu yolu seçenler çok şey kaybediyorlar. O duyguyu hissetmedikleri için.

    Not: Pazar günkü Haşmet Babaoğlu'nun yazısını okudun mu? Çok hoşuma gitti. Gururlandım adına Evren.

    YanıtlaSil
  3. Bu konuda doktor seviyesinde önlem alınmalı.. Eğitimli kadınlar bile doktorlarının gereksiz korkutmalarıyla yanlış yönlendirilip sezaryenle doğum yapmak durumunda kalıyorlar. Anne ile çocuk arasında kurulması gereken bağ kurulamıyor, astım gittikçe artıyor, post partum depresyon çok yaygın... İyi doktor bulabilmek çok zor, şu an Türkiye'deki durum öyle halde ki, ancak zengin olanlar normal doğumu tavsiye eden doktorlara ulaşabilir durumdalar..

    YanıtlaSil
  4. Blogcuanne,
    rica ederim.

    Münevver hanim,
    Eskiden normal dogum kural, sezaryen istisna idi degil mi? Simdi tersi oldu :(

    Güzel haber icin tesekkürler. Farkinda degildim, haftaya süpriz ve iyi bir baslangic oldu benim icin :) Siz hep güzel haberlerle gelirsiniz zaten :)

    Nihal,
    Uzun zamandan sonra merhaba :) Merak etmistim seni. Yazdiklarina "doktor seviyesinde DE" diyerek hak veriyorum. O noktada da yapilacak seyler var. Ama is o seviyede bitmiyor bence. Birey olarak, vatandas olarak, doguracak kadin olarak, parayi veren olarak bizim insiyatifi ele almamizda bitiyor. Bu konuda inanilmaz kaynaklar var internette. Tip doktoruna karsi internet kaynagi mi denebilir ama en azindan doktora dogru sorulari sorabilmek icin cok iyi yönlendirir o kaynaklar. Bu arada Almanya'da kanunen dogumda bir doktorun bulunmasi sart degil ama bir ebe (doktora ek olarak) bulunmasi zorunlu, biliyor musun? Nitekim benim dogumuma kendi doktorum yetisemedi. Son asamasina kadar yanimda sadece ebe vardi. O noktadan sonra servisteki nöbetci doktor geldiginde de ikinci roldeydi ve kontrol aslinda ebedeydi hala. Bence önlem alinmasi gereken baska seviyeler de sunlar: 1) Ebeler - fonksiyonlari ve sayilari artmali. Bir nevi iade-i itibar. Binlerce yildir kadinlar kadinlari dogurtuyor. Yanlarina modern tibbin destegini de alinca kim tutar onlari?
    2) Dogum öncesi hazirlik kurslari. Gevseme ve nefes teknikleri ile dogumda aciyi yari yariya azaltmak mümkün. Bizzat tecrübe ettim.
    3) Sigorta sirketleri. Bir ölcüye kadar parayi bastiran onlar. Daha maliyetli olana karsi normal dogumu neden ön palana cikarmakta aktif rol oynamiyorlar, bilmem. Nihayetinde bir hastanede aylarca tek bir normal dogum vakasi bile olmuyorsa "Bunlarin hepsinde de tibbi zorunluluk mu vardi?" sorusunu en güclü (paranin gücü!)onlar sorabilir sanirim. En ince detaylari bile nasil sorguladiklarini az cok bilirsin.

    YanıtlaSil