Sobelendim fakat bu kez konu ciddi, görev ağır. Bazı şeyler hakkında konuşmak ve yazmak zor. Üstelik kendimi yetersiz hissediyorsam daha da zor. Konumuz çocuk istismarı ve ihmali. Sorun ciddi boyutlarda. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ayrımı yok. En çirkin haliyle internete de sıçramış durumda. Diyorum ki ben sussam, biri bir şarkı söylese, hep beraber biraz düşünsek görevimi yeterince yerine getirmiş olur muyum? Ne dersin Yaban?
She walks to school with the lunch she packed
Nobody knows what she's holdin' back
Wearin' the same dress she wore yesterday
She hides the bruises with linen and lace
The teacher wonders but she doesn't ask
It's hard to see the pain behind the mask
Bearing the burden of a secret storm
Sometimes she wishes she was never born
Through the wind and the rain
She stands hard as a stone
In a world that she can't rise above
But her dreams give her wings
And she flies to a place where she's loved
Concrete angel
Somebody cries in the middle of the night
The neighbors hear, but they turn out the lights
A fragile soul caught in the hands of fate
When morning comes it'll be too late
A statue stands in a shaded place
An angel girl with an upturned face
A name is written on a polished rock
A broken heart that the world forgot
Çocukluk şarkıma gelince...
Hatırladığım en eski şarkı sanırım annemin güzel sesiyle söylediği (Bütün annelerin sesi güzeldir!) "Bir küçücük aslancık" şarkısı. Ama bu şarkının "Baba aslan harpte vurulmuş, küçük aslan ağlar dururmuş" kısmını hiç sevmezdim. Babamın mesleğinden ötürü çok gerçekçi gelirdi, her defasında ağlamak isterdim. Ne kederli milletiz biz, çocuk şarkılarımız bile böyle. Şimdiki aklım olsa anneme "sus, söyleme o kısmı" diyeceğim ama o zamanlar aklıma gelmiyor tabii. Şimdi bu şarkıyı oğluma şöyle değiştirip söylüyorum:
"Baba aslan çarşıya gitmiş,
Küçüğüme neler getirmiş,
Meyve getirmiş, balık getirmiş,
Oğlum onları yer dururmuş, oğlum onları yer büyürmüş"
Oğlumun bakışları "Sen istediğin kadar uğraş; ben kızarmış patates-hamburger çocuğu olacağım" tadında...
Bir de ilkokul öğretmenimin öğrettiği ve başka hiç bir yerde duymadığım bir şarkı var. "Nar gibi domatesle peyaz peynir, bir parça ekmekle ne güzel yenir" diye başlayan... Başka bilen var mı bu şarkıyı? Bilen kimse onu sobeliyorum!
Çocuk İstismarı ve İhmali konusunda bilgilenmek isteyenler için linkler:
Mimi başlatan yazı Bu yazıdan başlayarak ileri veya Yaban'ın yazısından başlayarak geri giderseniz konu hakkında bir çok bilgilendirici blog-mim yazısına rastlayacaksınız.
Vikipedi (Burada zengin bir link listesi de var)
Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği
China syndrome?
8 saat önce
Cok hüzünlü bir sarkiydi, hem yorumu, hem klibi hem de sözleri. Bogazimda bir dügüm ve gözümde yaslarla izledim. Ellerine saglik Evren...
YanıtlaSilevren çok güzel bir fikir olmuş,
YanıtlaSilçok beğendim yazıyı da şarkıyı da..
bu arada "bir küçücük aslancık" şarkısını babam bana sansürleyerek söylüyormuş demek, ben hiç hatırlamadım o kısmı...
veee son söylediğin şarkıyı da hatırlıyorum desem, öyle yemekli şarkıları kolay unutmam ben.
sevgiler..
Sözün bittigi yer diyorum. Cok acikli bir sarki!! Keske cocuklar ölmese :(( İnsan cocugu olunca daha da farkli bir gözle bakiyor hayata...
YanıtlaSilKonuyu ele alisin, dikkat cekisin ve sarki ile bu calisma (sobe demeye dilim varmiyor) cok yerinde olmus. Umuyorum onlarca insanin ele aldigi cocuk istismari ve ihmal konusu gerekli yankilari uyandirmistir.
YanıtlaSilCocuk sarkilarimizin cogu gercekten pek bir acikli. Ninniler bile!! Düsünsene danalar bostana giriyor, bostanci dana pesinde sonra baltalar elimizde orman katliyamina gidiyoruz ama bir yandan da yuvadir kuslara ormanlar yurdumda diyoruz, bir kucuk aslancik ayni sekilde...
Benim aklimda da bahsettigin sarkiyla ilgili söyle kalmis sözlerin bir kismi "kizarmis ekmek, biraz da peynir, aman efendim, ne güzel yenirr"
Aslında böyle hüzünlü bir şarkı paylaşmak istemedim. Ama vermek istediğim mesajı (görmezden gelme, göz yumma, susma) bundan daha öz veren başka bir şey bulamadım arkadaşlar. Üzdüysem kusura bakmayın.
YanıtlaSil