"Tek yol budur deriz; bilmez miyiz ki bir noktadan geçebilen doğrular kadar yol vardır."

(Thoreau)




Pazartesi, Nisan 26, 2010

Mary Ann ve bölge müdürüyle kahve sohbetleri

"Ben böyle yaşayamam, Michael. İnsanların instant kahve ikram ettikleri için özür dilemek zorunluluğu duymadıkları bir yerde oturmak istemiyorum." (Kent Masalları / Armistead Maupin)

Mary Ann Singleton Kent Masalları'nın baş kahramanı. Clevland'lı "taşra kızı". Her türlü tuhaflığın içiçe girdiği, çılgın şehir San Fransisco'ya yerleştiğinde en çok bunu garipsiyor işte. İnsanların instant kahve ikram ettikleri için özür dilemek zorunluluğu duymamalarını...

Bugünlerde pek çok anıyorum Mary Ann Singleton'u.
Sadece misafir olduğumda değil, ev sahibiyken de.
Mutfağa giderken arkamdan "boşver, uğraşma şimdi, bi 'üçü-bir-arada' yapıver gitsin" dendiğinde...
Pişirmesinden içmesine pek sevdiğim bir ritüele "uğraşmak" yaftası yapıştığında...
Hevesim kursağımda kaldığında...

Kaybolup giden bir şey var gibi o arada.
Küçük bir şey, çok küçük. Ama çok önemli, çok değerli.

Pek de utanıyorum bunları yazdığıma. Sanki biraz zor beğenirmişim, her şeye burun kıvırırmışım gibi.
Tuhaf da buluyorum kendimi. Sanki çıkıp Mars'tan gelmişim gibi.
Ne yapayım, yazmadan da duramıyorum.

Durun şunu anlatayım da tatlı bitsin bu yazı: Üniversite yıllarımda pek ünlü bir instant kahvecinin bölge müdürlüğünde staj yapmıştım. Bölge müdürü ikinci gün öğle yemeğinden sonra "Türk kahvesi pişirebilir misin sen?" diye sordu. Böylece bütün stajım boyunca her öğleden sonra iki fincan Türk kahvesi pişirdim ben ve günlük raporumu Türk kahvesi eşliğinde verdim. Karşılığında da instant kahve nasıl üretilir ve nasıl satılır; onu öğrendim!

9 yorum:

  1. Ah kahve...
    bir ritueldir benim içinde... Neler vardır o rituelin içinde, saysam anlatamam.Öylesine ki, güzel kahve içip sohbet ettiğim dostlarım özel kalır bende...

    3'ü bir arada olanlardan nefret ederim.Böylesine bir keyifi sıradanlaştırdıkları ve ölçüyü herkese göre tam kıvamında tuttukları için belkide...

    YanıtlaSil
  2. :))

    Bizim isyerinin mutfaginda bir koca kutu hazir kahve var. Fransiz ekip aralarinda para toplayip, kendi filtre kahvelerini yapmak icin bir kahve makinasi aldi gecen yil.

    Bu yil biz Turk ekibi citayi yukselttik :P Turkiye'den hediye gelen elektrikli cezve, kurukahveci mehmet efendi kahvesi ve fincanlarimizla uzun uzun, sohbet ede ede kahvelerimizi hazirliyor ve iciyoruz :) Hatta hazir kahvecilere bile ikram ediyoruz ;)

    YanıtlaSil
  3. Hic utanilacak bir durum yok. Bu ritueller zaten hayati anlamli kilan, bunlarda israr etmek de simariklik degil kesinlikle, farkindaligi ihmal etmemek belki... Ben de caya cok duskunum. Poset cay yasaklanmali diye dusunurum, ne ikram etmekten ne de icmekten hoslanirim. Kisik ateste fikir fikir kaynayan suyun sesi, taze demlenmis cayin kokusu, ince belli bardaktaki parlak rengi bile beni mutlu etmeye yeter.

    YanıtlaSil
  4. Kitabi merak ettim :))
    Bu "hazircilik"a neden giristigimizi tartismak gerek aslinda. Yasam kalitemizi mi yükseltiyoruz(!!) zaman kazanarak, yoksa tat alma, haz alma duyularimizi mi törpülüyoruz. Ne kazaniyor ne kaybediyoruz?! Ne derece "hazirci" ne derece "pratik" olmaliyiz. Bu hassas dengeyi koruyabilmek cok cok zor!!
    Senin bölge müdürü hazir kahve ile Türk kahvesinin ikame edilemez varliklar oldugunu cözmüs ama :)) Bravo ve enteresan :))

    YanıtlaSil
  5. Kendi kendime bile olsa her sabah, kahvemi bakır cezvede pişiririm, gözüm gibi baktığım, biraz büyükçe, kulpsuz fincanımdan buyuk bir zevkle içerim. Yanımda bana eşlik edecek birisi varsa keyfim katlanır.

    İnstant kahveleri ise sevemedim bir türlü.

    Kahve saatime az kaldı, kalkıp hazırlayayım!

    YanıtlaSil
  6. tek başıma içecek olsam bile kendime illa ki çay demlerim. ama türk kahvesi için kankamı beklerim. hem tek başıma çok keyif almıyorum hem de onun kadar güzel yapamıyorum:)

    YanıtlaSil
  7. Ah, sevgili dostlar,
    Öylesine güzel ki yorumlarınız, benim tıkanıp da söze dökemediklerimi öyle hoş ifade etmişsiniz ki, pek sevindim şimdi bu yazıyı yazmaktan çekinmediğime... Umarım bir gün bir araya gelip nefis kahveler, çaylar da içebiliriz. Hazırından değil, gerçeğinden :)

    YanıtlaSil
  8. hakikaten ya karsilastirma kabul etmez iki sey! bir kahvemize bile sahip cikamiyoruz bu modernlesme tutkusu herseyi mahveden! ben kahvemi bile kendim cekiyorum o mis gibi kokuyu duymak icin! kucuk lukslerimiz olmasa hayat iyice cekilmez olur!!!

    YanıtlaSil
  9. Beste, ne tür kahve çekirdeği ve kahve değirmeni kullanıyorsun kendi kahveni üretmek için? Bu iş benim de aklımda ne zamandır...

    YanıtlaSil