"Tek yol budur deriz; bilmez miyiz ki bir noktadan geçebilen doğrular kadar yol vardır."

(Thoreau)




Perşembe, Ağustos 12, 2010

"Anonol" düsünceleri - II

Sincabin anaokuluna baslamasi islerimizi elbette zorlastiracak. Su ana dek bazi yiyeceklerle hic tanismamasini (sekerleme, dondurma, vb) , bazilariyla kontrollü olarak karsilasmasini (cikolata) bir noktaya kadar basardik. Az oyuncakla cok eglenceli zaman gecirme konusunda da epey tecrübelendik. Giyim kusam konusunda bugüne dek hic problemimiz olmadi. Bunun bazen toplumsal yasamda kritik degere sahip oldugunun henüz farkinda degil :) Neyse ki... Anaokulu baslangici bir kirilma noktasi demek. Baska cocuklarla, onlarin giydikleriyle, onlarin ellerindekiyle, onlarin ailelerinin tercihleriyle tanisacak. Denemek isteyecek, engelledigimizi hissederse daha da cok isteyecek.

Su ana dek anaokuluyla iyi anlasacagimiz gibi bir hisse kapildim. Ögle yemegini anaokulu veriyor ve tüm cocuklar ayni seyi yiyecek. Kusluk vakti kahvaltisini biz hazirlayip gönderecegiz ama sekerleme, cikolata vb. seylerin hos görülmedigi, elimize verilen tanitim ve hazirlik kitapciginda özellikle not düsülmüs. Yine ayni kitapcikta belirtilen bir baska sey de, cocuklarimizi okula "şık" giysilerle göndermememiz. "Her gün bahcede veya dogada oynuyor olacaklar, bolca kirlenecekler, mümkün oldugunca eski giysilerini giydirin" deniyor.  Harika! Bana kesinlikle uyar. Sincabin da aldiracagini sanmam. Mesele diger ailelerin konuya nasil yaklasacagi. Cocuk giyimi magazalarinin kreasyonlarina fazlasiyla kapilan, bebeklerin ve cocuklarin "kücük yetiskinler" olmadiginin ayirdina varamamis ve cocuklarini dogumdan itibaren süs bebegi gibi giydiren bir anne-baba tipi var. Dolayisiyla bir de 3 yasinda sabah evden cikarken ne giydigini fazlasiyla önemseyen bir cocuk tipi bulunmakta... Onlarla nasil basa cikacagiz bakalim.

Oyuncak konusunda gelince... Ön kayittan, alistirma sürecine dek anaokuluna bir kac kez gittim ve her seferinde ortada fazla oyuncak olmadigini gördüm. Emin degilim ama, bizimki ya "Spielzeugfreier Kindergarten" (oyuncaksiz anaokulu) veya onlarin prensiplerini kismen uyguluyor. Bu Almanya'daki kimi anaokullarinda uygulanan bir sistem. Ilk kez 1995/1996 yilinda Bayern eyaletinde uygulanmaya baslamis. Konunun uzmanlari anaokullarini ziyaret ederek oyuncaklardan "temizliyor". Oyuncaklar elbette cocugun dünyayi ögrenmesi ve kendini gelistirmesi icin cok önemli araclar. Ancak farkedilmis ki, günümüzün oyuncaklari hem nitelik hem nicelik olarak kücük cocuklarin gereginden fazla duyusal uyarana maruz kalmasina sebep oluyor. Seri üretim bantlarindan cikan, birbirinin aynisi oyuncaklar, cocugun belli oyun bicimlerinin disina cikmasini, dolayisiyla spontan gelisen oyunu ve yaraticiligi engelliyor. Üstelik tüketimi körüklüyor. Bazi cocuklarda bir tür "oyuncak bagimliligi" oldugu bile gözlenmis. Bu türden bir bagimliligin yetiskin dönemde sorunlarini kendi basina asamama ve daima dissal teselli araclari (örnegin nesne bagimliliklari, örnegin alisveris tutkusu) arama türünden egilimlere yol acabilecegi savunuluyor.  Oyuncaksiz anaokullari oyuncaga temelde karsi degiller, ancak cocuklarin kendi oyuncaklarini ve oyunlarini kendileri yaratmalari icin uygun ortamin yaratilmasini benimsiyorlar. Konuyla ilgilenler icin proje gelistiricilerin hazirladigi söyle bir PDF dökümani var.

Size daha anaokulunun elimize verdigi alisveris listesinden ve basimdan asagi dökülen kaynar sulardan bahsedecegim. Ama o da baska bir gün olsun.

13 yorum:

  1. Yok ben oyuncaksız anaokulu fikrine katılmıyorum. Çocuk oynayarak öğreniyor en çok. Yaratıcılık kısmına gelirsek , o konuda haklı olunabilir belki ama ne kadar çok görsel malzeme olursa o kadar çok olumlu dönütler alınır kanaatindeyim. Oyuncaklarla oynayarak da yaratıcılık gelişebilir, paylaşma fikir üretme öğrenilebilir. Ama bu insanlar toprakla , suyla ağaçla daha çok vakit geçirme iddiasında bulunuyorsa , onlardan daha güzel malzeme olamaz sanırım. Çok merak ediyorum sincabın okul maceralarını, orda yapılanları..Eeee ne zaman başlıyosunuz.

    YanıtlaSil
  2. peki okulda yiyecegi seyler endiselendirmiyor mu seni? Ben her oglen yemek icin eve getirmeyi dusunuyorum ki benim cin cok yorucu bir is? fransizlar sus bebekleri yapmiyorlar cok dogal hatta caldim cayira mevlam kayira birmillet senin dedigin tip daha cok bize ozgu! bu oyuncak isi beni cok zorluyor bir kucuk tuketim canavari olmasindan korkuyorum! leo'nun okulunda oyuncaklarda, kalemler vs var ve daha cok el emegi uretim yapiyorlar. Alisveris listesi ilginc oda burda yok ornegin.Okul sonu musameresine tum cocuklarin katildigi gosteriler vardi, bizim zamanimizda sinifin en caliskani siir okurdu vs burda her cocuga firsat veriliyor. Birde sonunda cocular icin panayir alani duzenlenmisti hepsi el uretimi oyuncaklar, oyunlar occuklar cok eglendi. Cocuk odakli idi. Bende ilgiyle bekliyorum devamini...

    YanıtlaSil
  3. Anaokul size de sincap sayesinde bir sürü şey öğretecek...:)

    Ben oyuncağa karşı değilim.Ama oyuncağın amacı da çok önemli...Mesela ben oyuncaksız büyüdüm. İyi oldu belki, resim çizerek, evdeki bazı malzemeleri oyuncak olarak kullanarak el becerilerimi geliştirdim. Ama bir yandan da büyüyünce kendime oyuncak aldigimi gördüm.:) bizim zamanimizda yoktu böyle şeyler diyerek....Gerci aldigim herseyi, cocuk yogasinda kullaniyorum simdi..

    Oyuncak, kıyafet hakkında yazdıklarina katılıyorum bir yandan ama bir yandan da olmasi gerektigini yasiyor cocuk. Sen neye karsi korumaya, hangi bilinci vermeye calisirsan calis..

    Anaokuluna baslayan cocuklarla ilgili bir yerde bir yazı okumustum. Diyor ki, anaokuluna baslayan çocuk artik annenin degildir.Birey olmayi ögrenirken, hem arkadaslari, hem ögretmenleriyle karsilikli iletisim kurarak kendi icindeki geri dönüsümleri saglar.

    bakalım nasıl gececek Sincap'ın okul maceraları...Merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  4. Merhaba,
    Waldorf,montessori pedegojilerinin kıyısından kosesinden ögrendiklerimin etkisiyle
    oyuncak konusunda çok sesli/gürültülü/pilli/pahalı oyuncaklar yerine belli bir amacı olan, gelişimine bir şekilde katkı sunacak ve etkin olabileceği şeyleri seçmeye çalışıyorum . Zaten 18 aylık oglumun en sevdigi oyuncak gerçek dünya.

    sevgiler
    beyhan

    YanıtlaSil
  5. Oyuncaksiz anaokulu fikrini ben cok begendim :) Kendi anaokul yillarimi dusununce, gozumun onune hic oyuncak gelmiyor. Daha cok, topluca oynadigimiz oyunlar geliyor. Babam ogretmen oldugu icin evimizde bol miktarda pedagoji, okul oncesi egitim kitaplari vardi. O kitaplarin arasinda da pek cok oyun, aktivite kitaplari. Cok degisik, renkli, grupca oynanacak oyunlardi. Simdi onlari kimsenin bildigini ya daa uyguladigin sanmiyorum.

    Sonucta kalem, kagit, top, bisiklet vs oyuncak kategorisine girmiyor benim icin. Benim oyuncaktan anladigim, raflari sira sira dolduran renkli plastikler :)

    Cok kotu beslenen bir toplumda yasiyoruz. Jamei Oliver, okullarda cocuklarin saglikli beslenmesi icin kampanya baslatti bir kac yil once, %15 basari saglamis su ana kadar. Tencere yemegi bilmeyen, yemek pisirmeyen, ha babam hazirdan yiyen bir millet Ingilizler. Cocuklarin ogle yemegine cips ve kola koyuyor anne babalar, dusunun artik.. ocuklar okuldan cikti mi, hurra fast foodculari, kebapcilari, tavukculari dolduruyorlar. Koca koca insaanlar bile, is cikisi metroda otobuste ellerinde bir paket uyduruk cips, onu yiyorlar. Yahu az sonra eve gideceksin, mis gibi yemek yersin ne bu boyle? diye soyleniyorum icimden :) Ama tabbi eve gidince sanki ne yiyecek, bizim gibi sarimsakli yogurtla ispanak mi? :) Atacak buzluktan bir paket mikrodalgaya..

    TV'lerde boy boy yemek programlari, hatta reklamlar da bile.. 2 dakika pisen cabuk yemekler, hem leziz, hem ucuz, hem saglikli diye insanlara ogretmeye calisiyorlar :)

    Benim oglum tatliya, hamur isine, abur cubura duskun. Bu egilimini de tatmin etmek gerek diye dusunuyorum. Disardaki gidalar yerine evde sutlu tatlilar, dondurma, kurabiye, pogaca yapiyorum zaman zaman. Disardakileri yiyecegine, evdekilerle tatmin olsun :) Kuruyemisleri ve meyveleri dayiyorum onune ki sekeri ordan alsin once :) Okul zamani, evden kendin yemek gonderme secenegin var. Oyle yaparim muhtemelen. Okul kantinlerdeki sacma sapan yiyecekleri de kaldirma yolunda projeler, baskilar var burda.. Umarim MK okula baslayana kadar kantinler abur cubur yerine meyve ile dolar :)

    Bir de MK'ya simdiden, "biz her seyi yemiyoruz" fikrini asiliyorum. Dukkanda uzandigi sekerlemelere, "biz onlari yemiyoruz" diyorum, bitiyor. Bakicisi da seker hastasi oldugu ve her seyi yiyemedigi icin, ondan da epey alisti. Birisine bir sey ikram ederken bile soruyor, sen bundan yiyebiliyor musun? diye :)

    YanıtlaSil
  6. Kiyafet sorunsalimiz yok sukur :) Turkiye'ye her gidisimde pazardan alip giydiriyorum :) Cicili bicili kiyafetler genelde hediye oluyor, iyi de oluyor :) Cocuk pazar malina da, Calvin Klein'e de ayni mentalite ile yaklasiyor :P Zaten Beste'nin de dedigi gibi buralarda marka, sus v gosteris seyleri pek yok. En azindan bizim yasadigimiz cevrede yok.

    Oyuncak sorunsali da yok :) Ev hediye gelenlerle dolup tasiyor. Bir kismini kaldiriyorum, zaten bir tek araba ve trenlerle oynuyor. Her istedigi alinmiyor. Ne kadar istediginin bir onemi olmadigini coktan ogrendigi icn oyle oyuncak icin tutturmak, aglamak gibi seyler yok. Baska cocuklarla karistikca istekleri oluyor tabi anne babanin kontolu elde tutmasi gerektigine inaniyorum. Arkadasi Emir'in Spider Man'li ayakkabisi varmis, gelmis bir gun ballandira ballandira anlatiyor; annee, Emir'in Spider Man'li ayakkabasi vaar, cook guzeell, ben de istiyorum! :))

    Isteyebilirsin tabi oglum ama senin ayakkabin var simdi, bunlar kuculmeden de baska bir ayakkabi almayacagiz. Kisin yeni ayakkabi alirken bakariz diye uzun uzun itiraz ettim :) Ama anne cook guzel, ben de istiyorum dedi ama ayni cevabi aldi. Bir daha da soylemedi. Sonucta senede 2 ayakkabi aliyorum, biri yazlik, biri kislik. Alamadigimizdan degil, biz de ihtiyacimiza gore ayakkabi aliyoruz kendimize anne baba olarak, ona da boyle ogretmeye calisiyoruz. Sonucta spider man'li ayakkabi icin bbir sonraki ayakkabi sezonunu beklemesi gerekecek ki, o zamana kadar da ayran gonlu unutacak bile :)

    Cocugu bir seylerden mahrum etmek degil de, "seyler" arasinda oncelik ayrimi yapmasi gerektigini ogretmek gerek diye dusunuyorum. Benim zamanimda da barbie bebekler, renkli oyuncaklar, kirtasiyeler vardi ama annem ve babam neyin daha degerli oldugunu, neyin oncelikli oldugunu, neyin israf, neyin luks oldugunu ogretebildiler bize. Abur cubura para verilmezdi ama pazara gelen mevsimin ilk meyvesi ne kadar pahali olursa olsun alinirdi. Gereksiz oyuncagimiz, gereksiz pahali kiyafetimiz yoktu ama tatilimizden, gezmemizden kisitlama yapilmazdi. Sonucta bir seyin onunu keserken, baska bir seyin onunu acmaliyiz ki cocuklar tercih yapabilsin. Tabi ki ozendikleri donemler olacak ama insan hayatta her istedigini, her istedigi an elde edemez. Bunu ogrenen cocuklar var. Umarim bizimkiler de luks ve israf yerine; tutumlu olmayi, paylasmayi ogrenirler :)

    YanıtlaSil
  7. Oyun denilince cocuklugumla ilgili aklimda net kalan bir ani; büyüklerin hic oyuncaklari olmadigi düsündügümde büyümek istemez, acaip üzülürdüm. Bu yüzden oyuncaksiz bir cocukluk düsünemiyorum. Burada ki sorun oyuncaklarin cok fazla olup cocugun ilgisini dagitmasi olabilir diye düsünüyorum. Ayni sey biz yetiskinler icinde gecerli.
    Bazen alisverise ciktigimda o kadar cok secenekle karsilasiyorum ki bir bakmisim hic birini alamadan kendimi disari atmisim.
    Oyuncagin niteligi de elbette önemli ama yine kendi anilarimdan yola cikarak kirik bir bebek, muhtelemen sagliksiz boyalar iceren plastik bir ördek bile benim icin o anda bir prenses veya
    bir gemi haline gelebiliyordu. Hayalgücümüz o kadar yüksekti ki su an onda birini bile düsleyemiyorum, o günler gercekten baskaymis.

    4 ay önce anaokuluna baslayan 3.5 yasinda bir kizim var. Ilk zamanlar oldukca endiseli günler gecirdim. Sonra mükkemel anne-baba olmadigi gibi mükkemel anaokulu
    da olmadigini farkettim. O günlerde okudugum bir söz beni epey etkilemisti; önemli olan hayatin sunduklarindan cok sizin nasil cevap verdiginizdir diyordu. Su an kizim okuldan yüzü gülerek mutlu geldigi icin ben de cok huzurluyum. Sincap icinde mutlu bir baslangic dilerim.

    YanıtlaSil
  8. Endiselerinde haklisin. Dilerim hersey gonlunuzce olur! Esra en guzel sekilde aciklamis, ama benim bir ilavem olacak, tufanda meyve sebze de tehlikeli simdi. Bollasmadan yememek lazim :((( Buna olcut ile zamanimiz ile bugun arasinda biz istemeden degisimler var. Biz ne kadar mukemmelini yapmaya calissak da kendi irademiz disinda gelisenler var. Sebze meyvenin en iyisini alalim derken cocugun vucudunu zarara sokmak var ucunda! Oyuncagin, kiyafetin de. Bebek alisverisinden itibaren kiyafetleri her ne kadar minimumda tutmak istediysem de basaramadim mesela. O kadar cok ustunu degistirmesi gerekiyor ki ev ici kiyafetlerde. Ama disarisi icin 1 pantalon 1 mont yetiyor. Ayakkabi ev icin ve sokak icin birer tane yetiyor. Ev icin diyorum cunku bizimki evde ciplak ayak yere basmama gibi bir huy edindi :((( Hepimizi terlikli gorunce mi oldu bu is bilmem! Oyuncaklarda istiyorum ki ben oyunu kurayim, sonra o dalsin gitsin ama kitaplar haric daha bunu basarabilmis degilim. Belki yastan... Sincabin bu konularda yuvadaki diger arkadaslarindan daha basarili olacagini dusunuyorum. Bol sans olsun sana. Bol eglence olsun ona.

    YanıtlaSil
  9. Hediyelerden yola cikarak aklima birsey daha geldi. Ingiltere'de bir arkadasima misafirler gelmisti. Hanim cocugunu Ingilizce kursuna getirmis, ama yabanci dil de bilmediginden kaldigi yerde s1k1lmis, arkadaslara kalmaya gelmisti sadece haftasonu icin. Memnun da kalmis bu ziyaretten. Eh yurtdisi otel fiyatlarini kiyas kabul etmis muhtemelen, esinin de pirinc tuccari oldugu dusunulurse parayi sorun etmeyip cocuklarin elinde minik oynadiklari oyunlardan almis ama en pahallisindan, kendi oglunda olanindan, arkadasimin cocuguna. Degeri oldukca fazla. Arkadasim misafirperverlikle ezilmis buzulmus, ne diyecegini sasirmis, kabul etmezsen olmaz deyip bir de and vermis misafir hanim, mecbur kabul etmis. Acmis telefonu ben ne yapacagim simdi diye soruyordu bana. Cocugun onunde verdi, kaldirsam kotu anne olacagim, versem aile olarak biz o oyuncagi alamadik, o hanim aldi, kucuk dusmus olacagiz, cocuk hep bunu soyleyecek, ya baska seyler isterse... Boyle bir dolu sey arkadasimin kafasinda. Diyecegim, hediye alirken bile ailenin neleri kriter aldigina cok dikkat etmeli. Sonrasinda iyilik yaptiginizi dusunurken bu ornekteki gibi felakete yolacmamis olmali! Kiyafette de, oyuncakta da, goturulen gezmelerde de...

    YanıtlaSil
  10. Funda,
    Haftanin bir günü doga gezisi ve hemen her hava sartinda bahcede oyun uygulamasi var pek cok anaokulunda. Sanirim oyuncaksiz anaokulu fikrinin gelismesine sebep olan sey haddinden fazla görsel malzeme. En azindan bana anlamli gelen nokta bu. Eylül 1'de ananol cocugu düsecek yola ;)

    Beste,
    Endiselendirmez olur mu? Ben nesquik gibi toz karisimlari kullanmayip keciboynuzu tozlu süt hazirliyorum. Onlar kullanacak mi? Hayir! Süt ürünlerimiz hep organik; sebze , meyve mümkün oldugunca organik. Ben rafine seker hic kullanmiyorum. Bal, pekmez, agave ve ham seker, gerektikce. Bunun gibi bir dolu örnek verebilirim. Onlarin malzeme secimi böyle olmayacak tabii ki :( Fakat en azindan bazi temel prensiplere uyacaklarini düsünüyorum. Organik olmayacak ama dengeli olacak en azindan. Artik elimizden cikiyor sincap. Bizim evde tercih ettigimiz türden beslenme kurallarina uyulmayacak gittigi yerlerde. Bunu kabul etmek durumundayim. Öglen eve getirmeyi ben de düsünebilirim. Ama baslangicta dil ögrenmesi icin mümkün oldugunca cok vakti anaokulunda gecirmesi gerekiyor. Bir de grup halinde yiyince daha istahli bir cocuk olur, düzenli ögünlere daha cok uyar diye düsünüyorum. Bu acidan sorunumuz var cünkü. Evden bir anda dis dünyaya cikmasindansa, ara istasyon olarak anaokulunun düzenli ögün verilen sofralarina ugramasini tercih ederim.

    Alisveris listesinde ev ayakkabisi, yagmurluk, yagmur botu, su gecirmez pantolon, dis fircasi ve macunu, bardak, beslenme kutusu gibi seyler var. Sizin anaokulunda da vardir muhtemelen.

    Burcu,
    O kadar bir aradaydik ki, sincabin ögrendigi bazi seyleri nereden ögrendigini bilmemek tuhaf bir duygu. Simdiden yasiyorum bunu. Anaokulunda her gün ne yaptiginin, neler ögrendiginin detayli raporunu isteyecegim utanmasam ;) Ama dedigin gibi, o artik bir birey olmak yolunda adimlarini atmaya basladi bile.
    Bazi seyler var ki ögrenirse mutlaka suyunu cikaracak biliyorum. Bu yüzden ne kadar gec ögrenirse o kadar iyi. Daha cok yiyecek seyler bunlar. Dondurma ve sekerleme gibi. Ama giyim konusunda ondan da bir talep gelmedigi icin tanistirma konusunda cabam yok. Oyuncak öyle degil mesela. Dört tekerlek üzerinde giden her seye büyük meraki var. Bence cok faydali oyuncaklar olmasa da, -üstelik cogu uyduruk plastik seyler- istediginde aliyorum. Her seferinde iki üc tanesi arasindan secim yaptiriyorum özellikle. Bunu da ögrensin diye. Bir de tahta oyuncaklardan yaptigimiz ciftligin senaryosuna katiyoruz onlari da. "Bu ciftlikten sütleri sehre götüren tanker, bu ciftlikte kaza oldugunda hemen gelen ambulans, bu arabayla ciftlik sahibi tatile gitmis" vb. Bir amaca hizmet ediyorlar böylece :)

    YanıtlaSil
  11. Beyhan,
    fazla sesli, isikli oyuncaklardan biz de hep kacindik. Benim oglum da o yaslarda gercek dünyayi oyuncak etmisti kendine :) Babasinin aksam getirdigi meyveleri hemen kapinin önünde torbalarindan cikarip bir fasil onlarla oynar, koklar, caktirmadan tadina bakmaya kalkardi :)

    Esra,
    o türden oyunlar ilgi alanimda benim. Bir vaktin olur da yazarsan, ben severek okurum. Dogru, oyuncaksiz okul derken "oyuncak"in tam bir tanimini yapmak gerek. Sanirim farkli görüsler bu yüzden. Benim aslinda yüzeysel bildigim bir konu bu. Oyuncaksiz anaokulu tam neye benzer hic görmedim. Arastirip yazmaya karar verdim :)
    "Biz herseyi yemiyoruz" iyi fikir. Bunu denemeli. Bizde bir ölcü ve yanlis zaman sorunu var. Mümkün olsa her daim cikolata ve sadece cikolata yiyecek :) Bizim anahtar sözcüklerimiz "Her seyin zamani var" ve "Bazen olur, bazen olmaz". Ugurböcegi diyalogunda oldugu gibi sonra ögrendiklerini bize geri satiyor :) Bazi isteklerin daha dogal ve daha saglikli alternatiflerle doyurulmasi konusunda sana katiliyorum. Ama ev dondurmasiyla tanistirsam, disarida her gördügünde de isteyeceginden eminim. Bunu nasil asacagimi bilmiyorum. Yanit "biz her seyi yemiyoruz " mu?

    Sinem,
    dogru, oyuncagin niteligi ve fazla olup olmadigi önem kazaniyor burada. Mükemmel anaokulu olmadigini farketmek güzel :) Farkina varmadan böyle bir beklentiye girebilirdim cünkü.

    Dilek,
    Hediyeler konusunda ne kadar haklisin. Isterdim ki sincaba hediye getirenler önce benim görmeme ve ona uygun zamanda vermeme olanak tanisalar. Pek mümkün olmuyor bu. Bir taraftan bir büyügün bir cocuga hediyeyi direk vermekten, verirken onun gözündeki pariltiyi görmekten mahrum da olmamasi lazim. Cetrefilli bir durum. Anne-babamin beni cocukken "bir sey icin tutturacaksaniz, bari bunu hic olmazsa baska cocuklarin yaninda yapmayin. Bizim alip, onlarin ailesinin alamayacagi bir sey olabilir." dediklerini hatirlarim. Hediye hikayen bunu animsatti bana. Ne kadar dogru!

    YanıtlaSil
  12. Disarda dondurma istediginde, benzer bir seyi ben istedigimde annemin bana verdigi cevabi veriyorum :) Evde var cocugum, eve gidince evdekinden yersin :) Her aksam sitenin bahcesine arka arkaya 2 dondurma arabasi geliyor, her aksam onunla bas edilir mi? :) Illa ki, sevse de, sevmese de ogrenecek her istediginde alamayacagini ki alamiyor :) Her gun vermiyorum dondurma, su siralar, yaz sebeboyle haftada 2 kere, bir-iki tatli kasigi civarinda ancak. Evde var aynisindan, burda anahtar sozcuk :P

    YanıtlaSil
  13. Hah, sagol Esra! Bu iyi iste :) Biz o anahtar sözcügü her daim kullaniyoruz aslinda :) Markette kasanin oradaki cikolatalarin etrafinda kedi gibi dolanip "anne, bak, cikolata!" dediginde, anlamazliktan gelip "aaa, ayni bizim evdeki cikolatalardan" diyorum mesela. Durduk yerde her gördügünü sepete atmaya kalkinca da "aynisindan evde var cocugum, gerek yok". Simdilerde kendisi söylüyor hatta. "Anne, bak, aynisindan evde var!". Dondurma icin de ise yarar belki. Korkuyu üzerimden atip denemeli diyecegim ama mevsim de geciyor.

    YanıtlaSil