Dünyanin bilinen en uzun ömürlü ampulü Kaliforniya, Livermore'da bir itfaiye istasyonunda asiliymis. 1901 yilinda isik vermeye baslamis. Tasinma vb. sebeplerle gecici olarak devre disi kaldigi süreleri saymazsak tam 111 yildir araliksiz ve sorunsuz calisiyormus! Bu özel ampul icin özel bir web sitesi hazirlanmis. Bir web kamerasi internet üzerinden 30 saniyelik araliklarla ampulün bir görüntüsünü internete yolluyormus. Izlemek istersen burada. Internet üzerindeki yayina baslandigindan bu yana bir kac kez ara verilmesi gerekmis. Cünkü tam 111 bir yildir calismakta olan ampulü filme alan web kameralari iki kez bozulmus ve degistirilmeleri gerekmis :)
Sebebini merak ediyor musun?
Icinde yasadigimiz dünyadaki tuhafligin farkinda misin?
Neden cocuklugunun televizyonu 20-30 yil calismisken, kendi evine aldigin televizyonu 10 yil sonra degistirmen gerektigi üzerine düsünüyor musun?
Ögrenmek /animsamak ister misin?
Su kisa trailer'i izle.
Ardindan da Story of Electronics'i.
Planned obsolescense (Planli eskime) ile tanis.
Uyandin mi? Yoksa hala biraz uykulu musun?
Bi kahve yapayim mi? ;)
China syndrome?
3 gün önce
hep kafa yorduğum şeyler di ama şimdi daha çok kafama yattı ;)
YanıtlaSilbi elmaya hayır demem :)
YanıtlaSilbasa düserse o da cok uyandirici olabiliyor, dogru :D
SilSadece elektronik degil bir cok esya oyle. Mesela giysiler. Annemin gencliginde aldigi bir mavi gomlek var, hala giyiyorum. Kendi aldiklarim? Birkac senede eskiyip gidiyor...
YanıtlaSilHaklisiniz Nese :)
Sildüşünmeyen yoktur herhalde bunu.hayatımızın her anında ya biz diyoruz ah şu eski günler diye yada diyen birileri oluyor muhakkak...bilimsel açıdan irdelenmiyorsa da,toplumda bu konuda bir uyanıklık var aslında :)ama kahve haketmek için uykulu moduna geçebilirim :)ampulun hikayesi için ayrıca teşekkür ederim,baz alınabilir bu mevzuu konuşulurken...
YanıtlaSilPinarpare, kahve hakkiniz her sekilde baki :)
SilLanet gelsin diyorum, telefonlar şarj aletleri laptoplar en çok bu amaçla üretilen cihazlar. Parasını tekrar tekrar vermekten çok sinir bozukluğu bitiriyor insanı. Kablosuz farem 3 defa değişti.. İntihar eğilimli üretiyorlar, lanet gelsin
YanıtlaSilKurtul sen de telefonundan :) Hangi lanetmis o gelecek olan, ben bilmiyorum?
SilBen gene tuketici elindeki silahi kullanmiyor diyecegim.
YanıtlaSilMisal kiyafetler... O pahalli ondan bir tane alacagima zaten moda degisiyor, digerinden 3 tane alir renk renk giyerim diyenlerin sayisinin artmasi o 1 tane iyinin ortadan kalkmasina sebep oluyor. Misal LC Waikiki Turk markasi ve mali zannedersiniz degil mi? Son donem baktigim tum cocuk esyalari Sri Lanka uretimi!
Belki beyaz esya gibi urunlerde sonuna kadar direnemeyiz ama saglam mali bulana dek digerlerinde direnme hakkimizi kullanabiliriz.
Kendin tamir etme ile ilgili Popular Mechanics linkini de buraya alsaydik :)
O ampule nice uzun omurler dilerim bu arada...
Öncelikle buyrunuz P.M. linki : http://www.popularmechanics.com/
SilBence de bu is tüketicide baslar ve biter. Biraz bilincli olmak, biraz prosumer (productive or pro-active consumer) olmak yeter.
Evrencigim tesekkurler ama bu linkin orjinal eski dergileri elimde benim :)
SilSen yaziya ekle, ben zaten biliyorum :)
bak bunu biliyorum :) rahmetli anneannemin nerdeyse benimle yasit buzdolabi hala calisiyordu.. ben biraktigimda :)
YanıtlaSilcocuklarin oyuncaklari da cok cabuk kiriliyor. kiyafetler sokuluyor.. her sey kalitesiz, kirik dokuk..
bir de su var, kiz premature dogacak diye kiyafet bakiyorum, corap alacagim, kac gun giyecek, hemen buyuyorlar, eskitme, kirletme derdi mi var.. 1., bilemedin yedegiyle 2 tane satsana.. yook 5'li paketlerde! sapka alacaksan, en az 2-3 tane bir arada.. eldiven yine oyle.. yahu 1 tanesini kullanip gerisini attiriyor sistem insana..
Gecen gun esim oglana kalem alayim demis, yazi yazmaya basladi diye.. 1-2 tane yok arkadas, 15-20 tanesi bir arada!!! omur boyu yazsa bitiremez :) 1-2 tanesini ayirdim, gerisini okuluna gonderecegim oglanin.. Boyle boyle, her seyi gereksiz yere 10 kat fazlasiyla tukettirmeye calisiyorlar bir de..
Evet o besli paketlere ve onlarin icindeki bir makul renge karsilik dört fosforlu renk coraba ben de sinir oluyorum. Bütün dünya gri ve siyah corap giymek istiyorsa derdiniz ne?
Silhttp://www.youtube.com/watch?v=lvFs9N_xeK4
YanıtlaSilHay cok yasa sen :) Bakacagim :)
SilBen biraz diğer taraftan bakayım dedim izninizle :)
YanıtlaSilMesela 5 yıl önce aldığım cep telefonu 50 yıl bozulmayacak gibi çok kaliteli yapılsaydı da fiyatı 2 katı olsaydı, ben onu yine de değiştirmiş olacaktım. Çünkü teknoloji ilerledi, dokunmatik, wi-fi'li modeller çıktı. Ama bu sefer değiştirince çok kaliteli olanı, 2 kat param gidecekti boşuna.
Kalite'nin ilk öğretisi der ki, kalite müşterinin istediği şeydir. Yani şu anda 2-3 yılda bozulan ucuz şeyler doluysa ortalık, sebebi bence bizim tüketim alışkanlığımız, doymazlığımız, insanın doğası. Kötü kalpli holdingler değil.
Valla ben bir onceki cep telefonumu 10 yil kullandim :) Pilleri beni birakmasaydi, benim telefonu birakmaya hic niyetim yoktu! Simdiki de 4.zafer yilinda :) Telefonu telefon olarak kullanmak benim amacim. Muzigidir, fotograf makinesidir beni ilgilendirmiyor ama oyle olmayan telefon da yok ya da olanla ayni fiyata. Eh ben de musteriyim ve benim istedigim de iviri ziviri olmayan, kullanirken sagligimi bozmayacak, uzun yillar kullanabilecegim bir telefon, ne yapacagiz simdi :)
SilO ünlü ilk ögretiyi bilmez miyim? :) KYS üzerine katildigim seminlerlerde fenalik gelmisti kendisini duymaktan. Sonunda her duydugumda itiraz etmeye basladim. Sokaktaki insanlar arasindaki konusmalara kulak kabartinca, insan kalitenin halk arasinda baska bir anlami oldugunu görüyor. Örnegin: "Bu pantolon cok kaliteli cikti, on senedir giyiyorum, bi sey olmadi.Biraz pahaliydi ama bilsem iki tane daha alirdim." ya da "Su ayakkabiya bak, bi sezon giydim dagiliverdi. Hic kaliteli degilmis. Gerci verdigim paraya bakilirsa sasirmadim da zaten". Benim esim örnegin "Cok kaliteli adam", "cok kaliteli film" der. Bahsettigi adam prensip sahibi, kisilikli, kolaylikla kirilip dökülmeyen, gelip gecici rüzgarlara kapilmayan, dolu adamdir. Bahsettigi film argümanlari tutarli, dikkat cekmek ve kendini pazarlamak icin ucuz numaralara girismeyen, tekrar tekrar seyredilebilen, 20 sene sonra ilk kez seyredene de bir seyler anlatabilen, mesaji eskimeyen filmdir. Dolayisiyla "dayaniklilik", "süreklilik" kalitenin tek bileseni degilse de, önemli bir bilesenidir bence. Digeri, yani tüketicinin belli bir miktar para karsiliginda almayi tercih ettigi sey bence ekonomide "utility" diye bahsedilen seydir. Eger tüketici 10 liraya bir dayanikli tisört alip 10 yil giymek yerine üc dayaniksiz tisört alip toplam 5 yil giymeyi tercih ediyorsa bu ikinci tisörtün daha kaliteli oldugu degil, tüketici acisindan utility'sinin daha yüksek oldugu anlamina gelir bence. Bunun adi neden kalite kondu, bilmiyorum.
YanıtlaSilInsanin dogasi hakkinda haklisiniz. Herkes irdeleyip, arastirip ona göre satin alma özgürlügüne sahip. Elbette dogamizdan gelen seyler var ve holdingler nasil masum degilse biz de degiliz. Ya da cümleyi tersinden okursak ,biz nasil masum degilsek hodingler de masul degil. Tim Jackson "Prosperity without Growth" adli kitabinda, bu noktada önemli bir sosyal psikolojik sürecin, "kisinin sahip oldugu seyleri kendi varliginin bir uzantisi gibi (uzanti ben) düsünmesi ve hatta hissetmesi" oldugunu, elimizden alindiklarinda bir eksilme duygusu yasayabildigimizi ve bu türden bir materyalizmin -özellikle seküler bir dünyada- dine benzer bir islev gördügünü söyler. Yine ondan alintiliyorum: "Psikolog Philip Cushman'a göre "uzanti ben" (extended self) "bos bir ben"dir ve sürekli yeniden doldurulmak ister. Hatta bos olmaktan yana korkuya varan bir endise duyar. Izlerini üretici tarafinda da, sürekli yeni ürün gelistirmek cabasinda görebiliriz. Özünde (icinde yasadigimiz) endiseli ve son noktada patalojik bir sistemdir. Yenilige olan acligi esenligin önüne gecer" Dolayisiyla icinde oldugumuz durum ticaretin ve teknolojinin normal ve dogal gidisatiymis ve tek sorun tüketicinin ölcüsüz tüketme aliskanligiymis gibi bakilirsa yaniliriz gibi geliyor bana. Planli eskimenin bir boyutu ürünün fiziksel olarak "eskitilme"siyse, diger boyutu psikososyal eskitilmesi. Yani insanlara " bu yeniyi kullanmazsan bu toplumda var olamazsin, hicsin" mesajinin ince ince ama sürekli verilmesi. Örnek: ünlü sigara markasinin "Don't be a maybe" mesaji. "Olmak"in gercek anlamini bilenler gülüp geciyordur ama herkes yapamaz tabii bunu. 5 yas cocuklarina bile veriliyor bu duygu; o kadar ki evlerindeki televizyonun plazma olanla degistirilmesi icin agliyorlar günlerce. Tabii ki bu özünde bir sosyal psikoloji sürecidir ama üreticiler de sürecin nasi islediginin pekala farkinda ve sonuna kadar kullaniyorlar bu teknikleri. Teyzem benim bildigim en az 20 yil tuslu bile degil, o döndürmeli olanlardan bir sabit ev telefonu kullandi. Kimse önüne her üc yilda bir yeni bir renk, yeni bir sekil, yeni bir islev ve o telefona dair yeni bir sosyal anlam koymadigi, "don't be a loser!" demedigi icin de, degistirmek aklinin ucundan bile gecmedi. Ve tabii ki bozulmuyordu da tuhaf alet! Bana kalirsa özellikle gecen 50 yil insan dogasinin o zayif tarafiyla cok pis sekilde oynandi. Tüketici gözünü acmazsa da daha cok oynanacak. Iste o yüzden, is tüketicide (onun dogasinda) basladigi icin, tüketicide bitecek. Ama bunun icin biraz daha kahve icmesi gerekiyor :)
Silne demisler, ucuz mal alacak kadar zengin degilim :)
YanıtlaSileski bilgelikler...
Silben artik, esten, dosttan arta kalan 2. el telefonlari kullaniyorum :)) 2 yilda bir hatti yenilemek gerekiyor, yaninda mutlaka bedava bir telefon veriyorlar son model, onu da ebay'de satiyorum :) En son, arabanin 1 yillik sigortasini odedim bu sekilde :P Aslinda su zamanda, "iktisatli" olan kazaniyor :P Herkes deli gibi tuketiyor cunku..
YanıtlaSilIktisatli.. boyle bir sifat vardi bir zamanlar degil mi? :) Tutumlu? Kim hatirliyor ve de kullaniyor bu kelimeleri artik...
Evleneli 25 yıl oluyor. İlk evime kayınvalidemin modası geçti diye satmaya kalktığı yemek odası takımını koyduğumda annem dahil bir çok kişi kızmıştı. O mobilyaya vereceğimiz para ile güzel bir tatil yapmıştık. Şimdi bile salonumda annemin " gavur ölüsü" ağırlığında, sağlam, yüzleri değiştirilmiş takımı var.Çoluk çocuk üzerinde büyüdü, torunları da büyütür. Bu defa kumaşlarını kendim değiştiririm artık. Eski avzielerin metallerini boyadım geçen gün, çakma ferforje oldular :)
YanıtlaSilBütün bunları niye yazıyorum dersiniz? Eşya değil, anı biriktirmeyi seviyorum. Demek için galiba.Ha, bir de dayatmalara karşı olduğumdan. Tv yi az kullanıyorum, radyoyu çok. Azıcık daha ucuzdur diye hipermarkete gitmiyor, mahalle bakkalımızı ziyaret ediyorum. Hele şimdilerde güp güp yanan sobasının başında sohbet de var. Yürüyebileceğim mesafeler için araç kullanmıyorum. Araç dediğim de toplu taşıma için olanlardan. Bu arada uzun yıllardır STK larda çalışmanın gönül rahatlığını yaşıyorum. Bloğumda yardım üzere etkinlikler...Daha az tüketim, daha çok paylaşım. İşte böyleyken böyle.
Evleneli 25 yıl oluyor. İlk evime kayınvalidemin modası geçti diye satmaya kalktığı yemek odası takımını koyduğumda annem dahil bir çok kişi kızmıştı. O mobilyaya vereceğimiz para ile güzel bir tatil yapmıştık. Şimdi bile salonumda annemin " gavur ölüsü" ağırlığında, sağlam, yüzleri değiştirilmiş takımı var.Çoluk çocuk üzerinde büyüdü, torunları da büyütür. Bu defa kumaşlarını kendim değiştiririm artık. Eski avzielerin metallerini boyadım geçen gün, çakma ferforje oldular :)
YanıtlaSilBütün bunları niye yazıyorum dersiniz? Eşya değil, anı biriktirmeyi seviyorum. Demek için galiba.Ha, bir de dayatmalara karşı olduğumdan. Tv yi az kullanıyorum, radyoyu çok. Azıcık daha ucuzdur diye hipermarkete gitmiyor, mahalle bakkalımızı ziyaret ediyorum. Hele şimdilerde güp güp yanan sobasının başında sohbet de var. Yürüyebileceğim mesafeler için araç kullanmıyorum. Araç dediğim de toplu taşıma için olanlardan. Bu arada uzun yıllardır STK larda çalışmanın gönül rahatlığını yaşıyorum. Bloğumda yardım üzere etkinlikler...Daha az tüketim, daha çok paylaşım. İşte böyleyken böyle.