"Tek yol budur deriz; bilmez miyiz ki bir noktadan geçebilen doğrular kadar yol vardır."

(Thoreau)




Pazartesi, Ocak 03, 2011

The Story of Electronics

Bugün uzun bayram tatilinin sonrasinda ilk gün oldugundan evde yine bir kaos havasi hakim. Üstelik hafif de bir sogukalginligi ilk isaretlerini veriyor. Sinema günlerine kisa ve hafif bir film ile baslamak istedim. Annie Leonard'in The Story of Electronics'ine ne dersiniz? 7:47 dakika sürüyor. Hem kendi sitesinden, hem Youtube'dan izlemek mümkün:



Anlatacagi seyleri az cok tahmin ediyorum.  Gün icinde bu posta eklemeler yapacagim.

---
Daha sonra: Annie Leonard'in asil Story of Stuff'da detaylica anlattigi gibi, sadece elektronik arac gerecler degil, neredeyse her sey kisa zamanda ve tamir edilemeyecek sekilde bozulacak türde tasarlaniyor ne yazik ki. Sürekli büyüyen, canli ekonomiler icin sihirli cözümün bu olduguna karar vermis strateji belirleyiciler. Bizlerse bu sürdürülebilir olmayan sistemin parcalariyiz. Ögütüyor ve ögütülüyoruz dislilerinde. 25 yil önce alinan televizyonlarin 10 yil önce alinanlardan daha saglam olmasi da bu yüzden. Son yillarda bazi elektronik esyalari modasi gecse ve teknolojisi eskise bile azimle ve dikkatle kullanmaya calisiyorum ama "ekonomik ömrünü" tamamladiginda ilginc bir sekilde bozuluyor ve kullanilmaz hala geliyor. O ekonomik ömür ürününe göre 3, 5 ya da 10 yil ama asla 10 yildan fazla degil. Tuhaf ama gercek.

Bir kac ay önce fotograf makinam bozuldu. Sincapla yasitti, onun fotograflarini cekmek icin almistik ilk. Isin icinde zaman zaman makinayi alip kurcalamaya kalkan sincabin da parmagi oldugunu tahmin ediyorum ya, neyse. Tamir edilip edilemeyecegini sormak icin aldigimiz yere gittigimizde bize Story of Electronics de verilen örnekteki gibi yanit verdiler: "Sadece tamir edilip edilemeyecegine bakmak icin bile 50 Euro ödemeniz gerekecek". Oysa bir o kadar daha verdigimizde piyasadaki giris seviyesi dijital fotograf makinalardan alabiliyoruz. Nitekim alsam ben de öyle bir makina alacagim; cok islevli, yüksek kapasiteli, parlak, cici oyuncaklardan degil... Simdi inat ettim, yeni bir makine almayi erteliyorum. Bazen fotograf makinesizligin zor geldigi zamanlar oluyor. Yeni bir bitkiyi ya da temizlik yaparken sincabin koltuk altinda kurdugu sevimli otoparki kesfettigim anlarda... Ama direniyorum cünkü bu sacma sistemin bir parcasi olmak cok kafami bozuyor.  

Bir de bu kisa filmde pek bahsedilmemis ama aslen yasamimizda bir islev gördükleri icin kullandigimiz (kullanmamiz gereken) elektronik araclarda sürümü arttirmak icin moda ve trendler yaratiliyor.  Cep telefonundan bilgisayara, buzdolabindan televizyona , hepsinin reklamlarina bir bakin, islevlerinden cok olmak istedigimiz seylere vurgu yapiliyor. Renk ve sekilleriyle sirf bu amacla oynaniyor. Dayanamayip eskiden Radikal'de teknoloji ve bilisim üzerine yazan Serdar Kuzuloglu'ndan alintilar yapacagim yine:
""Birkaç haftadır bilgisayar, internet ve teknolojiyle ilgili yazdıklarımın ardından gelen okur mektuplarının bir kısmı teknolojiye neden muhalif olduğumu soruyor. Teknolojiye düşman olmamak, uyum sağlamak gerekiyormuş... Espriyse komik değil, değilse çok komik. Teknolojinin yarattığı (dayattığı) yeni kültüre karşı bazı şeyleri unutmadan, ihmal etmeden ve yok saymadan ısrarla sormamız gerektiğini düşünüyorum sadece. İlk soru şu olmalı: gerek var mı? İkincisiyse: gerçekten mi? "

Bunu da okuyun mesela: Hepsine cidden ihtiyac var mi?
Ve bunu da : Bir deterjan kac ise yarayabilir?

Bozulduklarinda alip cöpe attigimiz, (varsa) geri dönüsüm olanaklarindan habersiz oldugumuz bir cok elektrik gerecin icinde altin ve bakir var.  O bakir ve altinin cikarilmasi icin ücüncü dünya ülkelerinde gittikce derinlesen ve daha güvensiz hale gelen madenlerde binlerce maden iscisi calisiyor. Gecen yilin son aylarinda Sili'de bilmem kac iscinin mahsur kaldigi maden de öyle bir madendi ve o isciler kurtarilamayip ölseydi, sistemin bir parcasi oldugumuz icin biz de sucluyduk olan bitenden. Nitekim dünyanin ve kendi ülkemizin bir cok yerinde cevreye zarar veren tekniklerle -örnegin siyanür kullanilarak- altin cikarildigi icin tarim ve doga alanlari zarar görüyorsa, bundan sadece altini bir süs esyasi olarak tasiyip takmaya merakli kültürler degil, teknolojiye kullan-at muamelesi  yapan kültürün/sistemin tüketicileri olarak bizler de sorumluyuz. Icinden cikmak zor, nitekim bu yaziyi da o türden bir araci kullanarak yazip yayinliyorum. Ama bilmemizde, bilinclenmemizde fayda var.

6 yorum:

  1. Eklemesiz hali ile yazin, ben bu teyzeyi seviyorum :) Eskiden aynen hayal edilen gibi idi. Simdi nerede cokluk, orada yokluk oldu isler! Babamlar ben evlenip gidince, beni seyredebilmek icin DVD player almislar. Dunya kadar para vermisler. 5 sene bile dayanmadi! Annem kullanmayinca durmaktan bozulmus buyurdular! At yenisini al daha ucuza da dediler. Ingiltere'de neyi oldugunu bulmak bile dunya masraf. Yenisini almak en pahallisinda bile daha ucuza mal oluyor. Benim aklim bunu haaalaaa almiyor. Tamir eden kazanir, parca ureten kazanir demiyor ac gozluler, hepsi benim diyorlar :((((

    YanıtlaSil
  2. Eklemeli haline de bir bak bakalim :)

    YanıtlaSil
  3. Haklisin, haklisin, haklisin! Sirf bu sebeple inatla 9 sene cep telefonumu kullanmisligim var oldugunu da biliyorsun. Kesinlikle oldugune inandigimda yani zavallicik artik calismadiginda, pilini yenilesem bile dirilmediginde, alacagimin sadece telefon olmasi gerektigine inandigimda, "O" telefonu yani muzikcalarsiz, ft makinesiz telefonu bulamadigimi, aslinda buldugumu ama digerleri ile ayni fiyata oldugunu gorunce kizdigimi da biliyorsun :) Sonra esimin eski telefonunu kullandigimi :) Inat degil mi? Ama fotograf makinende soyle bir durum var, Sincap'in o guzel garajini hatirlarinda ne kadar uzun tutarsan tut, ona buyuyunce gostermen mumkun olmayacak, torunlarina gostermen mumkun olmayacak. O yuz ifadesini hatirlaman her zaman mumkun olmayacak. O agacin onunden bir defa daha gecebildin mi Malta'da? Hatta ben almak isteyip de almadigim, almak istemedigim ya da alamayacagim seylerin bile fotografini cekerim bazen. Almis kadar mutlu olurum. Monkey Puzzle agaci gibi :D Baska konularda inat et ama fotograf makinesinde etme, istersen bana yolla, burada baktirmaya calisalim. Esimin PDA'inin basina ayni sey gelmisti. Acip bakip kaca mal oldugunu soyleme ucreti, onu oraya yollama posta ucreti, tamir ucreti, geri yollama ucreti derken yeni PDA fiyatini gecmisti bile ve kisa sure sonra gene bozuldu!

    YanıtlaSil
  4. Dilek,
    Türkiye'de servisi disinda anlayan var midir? Varsa, iyi fikir, postayla göndermeyeyim, gümrükte falan sorun cikar ama bir geldigimde sorayim Türkiye'de.

    YanıtlaSil
  5. evet ne yazik ki boyle bir cagda yasiyoruz artik,her seyin omru var,disposable amma velakin nasil olsa alacaksin bir fotograf makinasi eninde sonunda, o yuzden Sincap'in hatiratlarini kaybetmeden al derim ben ;)

    YanıtlaSil
  6. Var Evren! Hatta onlar servislerinkini de anlasmali olarak yapiyorlar bazen. Ama bir arkadasimin DSLR'ina o da care olamadi, servisler de! Gazetelerin makinelerini tamir eden birisine goturmusler, o da gozemedi! Aslinda sizinkinin derdi basitmis gibi geliyor bana ama, ben de uzman degilim ki :( Bu arada bizim bocuk atesler icinde yanar 3 gundur :((( Sesim cikmazsa bundandir!

    YanıtlaSil