"Tek yol budur deriz; bilmez miyiz ki bir noktadan geçebilen doğrular kadar yol vardır."

(Thoreau)




Cuma, Mayıs 20, 2011

Bunlar insani zorla aktivist yaparlar!

Posta kutumuzdan bir adet "Atomkraft? Nein, Danke!" ("Atom enerjisi mi? hayir, tesekkürler!") cikartmasi cikti. Yapistiracak en uygun yeri düsünürken aklima sincabin bisikleti geldi. Hergün anaokuluna onunla gidip geliyor. Haftasonu da cogu kez yollarda. Dört duvar arasina yapistirmaktan iyidir dedim. Sincabi genc yasta atom karsiti aktivist yaptim.


-|-

Bu arada Almanya'da yasayanlara duyuru: Haziran ayinda federal hükümet atom enerjisi konusunda son kararini verecek. Bu yüzden 28 Mayis Cumartesi günü 20 büyük sehirde atom enerjisi karsiti gösteriler var. Atom enerjisi karsitlari ve cesitli cevre kuruluslarinin ortak organizasyonu. Yasadiginiz ya da erisebileceginiz sehirlerde var mi bakin, sesinizi duyurma sansini kacirmayin derim :

Berlin, Hamburg, Frankfurt am Main, Kiel, Bremen, Hannover, Göttingen, München, Fürth, Landshut, Mannheim, Freiburg, Ulm, Bonn, Münster, Essen, Mainz, Dresden, Magdeburg, Güstrow und Erfurt.

Sincap mi? O tabii ki gidecek...

Daha fazla bilgi icin :
http://anti-atom-demo.de/

5 yil önce sade yasamla ilgili bir tartisma grubunda aktif yazisirken politik tartismalardan rahatsizdim. Benim gibi, her konunun eninde sonunda politik gündeme paralel yorumlanmasina ve politikaya cekilmesine olumsuz bakan baskalari da vardi.  Bu dile getirildiginde, görüslerine genel olarak saygi duydugum birisi "Sade yasamak isteyenin apolitik olma sansi yoktur!" demisti. Bahsettigi elbette grupta sürüp giden sığ ve bağnaz politik tartismalar degildi. Simdi dedigi noktaya gelmeye basladigimi hissediyorum. Bir taraftan evde yogurt mayalama maceralarimi, diger taraftan ( nacizane) hükümetlerin enerji ve cevre politikalari hakkindaki fikirlerimi okuyacaksiniz mecburen. Ruh halim hic de uyumlu degil üstelik. Bergama köylülerinden birinin  kendilerini sahipsiz birakan devlet babayi kastederek "Bizim anamiz bu babayi bosayacak" dedigini okuyunca "Hay agzina saglik!" demekten geri duramiyorum nitekim. Sözkonusu ana doga/toprak ana midir, yoksa her daim hareketin ön safinda durmus (Bergamali köylü) kadinlar midir, bilmiyorum ama bosasin, hakkidir, bekledigi hata.

2 yorum:

  1. Evren ben de hep TR'de yaşayıp da politik olma zorunluluğu içerisinde olmaktan sıkıntı duyan birisiyim. Ne de olsa, TR'de doğmuş ve ağırlıklı olarak TR'de yaşayan birisi olarak, çocukluğumuzdan hatırladığımız ilk anıların içeirisinde bile her zaman politik görüşler oldu. Ama her zaman avrupalı gençlerin politikliğine gıpta etmişimdir. Çünkü onların politikliği sadece oy kullanmaktan veya işte Atomkraft'a hayır veya evet demekten ibaret olsa da yetiyor çoğu zaman. Buradaki gündemi takip etme "zorunluluğu" yorucu olabiliyor çoğu zaman. Ya da benim gibi, daha "hafif" bir hayat sürme peşinde olanlar için.
    Dediklerine katılmamak benim için mümkün bile değil. Sadece ben de kendi bakış açımı eklemek istedim.
    ZeynepA

    YanıtlaSil
  2. Zeynep,
    Iyi anliyorum seni. Türkiye'de politika dendi mi, benzer seyleri hissediyorum zira.

    YanıtlaSil