Posta kutumda temizlik yaparken Imperfect Home Making'deki {31 days to an organized home} adli su yazi serisine denk geldim. Uzun aylar önce Isil paylasmisti, ben de her zamanki gibi "sakin kafayla okuyayim ben bunu bir bos zamanimda" diyerek bir kenara koymus, sonra unutmustum :)
Dün buldum o bos zamani ve sakin kafayi :)
Evinde düzen ve sadelik arayisinda olan, fazlaliklardan ve onlarin yarattigi kargasadan sıkılmıs, fakat nereden baslayacagini bilemeyen herkese bu 31 günlük yazi serisini tavsiye ederim. Evrensel, her eve uyar cözümler getirmiyor, hayir. Fakat blog sahibi 5 kücük cocuk sahibi (Fotografta eksik saymadiysam...;) Kargasa ve düzen hakkinda epey fikir sahibi :) Ben cok eglendim seriyi okurken. Fakat eglenmekle kalmadim; hem iyi fikirler aldim, hem de düsündüm yazilari okurken.
Örnegin fazlaliklardan neden kurtulamadigimizin kökenine inen su yazi ve yazida verilen linki takiben okudugum su yazi oldukca düsündürücüydü.
Neden asla ev, organizasyon ve tasarim blogger'lari kadar düzenli bir eve sahip olamayacagimi anladim sonra. Su yazidaki corap cözümü örnegin... Itiraf etmeliyim ki, gözlerimi yasartacak kadar (gülmekten tabii) parlak. Su yazidaki aski cözümü de öyle... Fakat benim acimdan uygulanabilir degiller. Sade yasamanin bir "sade ve düzenli bir evde yasama" sekli var; bir de "dogayla ve üzerinde yasadigin gezegenin kisitli kaynaklariyla barisik" sekli. Bazen ikisi birbiriyle celisir gibi olur. Ve ben genellikle ikinciye dogru kayarim. Dolayisiyla evde düzen ugruna sincabin bütün coraplarini elden cikarip yenilerini aldigimi ya da bütün askilarimizi gidip standart renk ve sekilde aldigim yenileriyle degistirdigimi düsünemiyorum. Eskileri elden cikarma seklim cöpe atmak degil de, bagislama seklinde olsa dahi... Bunlarin yaratacagi daginikligi sineye cekmeyi tercih ediyorum. Herkesin düzeni kendine ;)
Blog sahibi evinde düzen kurmak icin dollar store'lardan aldigi ufak tefek kutu, kap, container gibi seyleri cok kullaniyor ki (örnek icin bkz.), bu da benim sistematik olarak yapabilecegim bir sey degil. Itiraf etmeliyim ki, dollar store, ya da buradaki adiyla "1 Euro Shop"lardan bazen ben de alisveris yapiyorum. Fakat oradaki ucuzlar bazen gezegen icin pahali. Dikkatli olmak gerekiyor. Bir önceki paragraftaki hikaye yani...
Böylesine düzenli bir evimiz olamayisinin bir diger sebebine gelince :) Ben terzilikte sifira yakin oldugum gibi, esim de ünlü Isvec firmasinin katalogundan bir sey gösterdigimde "ben yaparim!" diyebilecek marangozluk becerisinde degil. Yoksa koridorda bir gömme dolabimiz var ki bir kara delige dönüsmekte gittikce ve biz neler neler yapabilirdik onunla :)
Fakat bu seriyi tümden elestirdigimi düsünmeni de istemem.
Su yazidaki kuralin bir benzerini Malta'ya tasinirken kendim icin uygulamistim mesela. "Ne giysem?"derdine damgasini vurmus ve ben oldukca rahatlamis bir kac ay gecirmistim :) Tavsiye edilir; ve hatta sincabin giysilerinde uygulama kismini da kendime tavsiye ederim :)
Baska ortak cözümlerimiz de var. Örnegin benim de sunun gibi bir kullanma kilavuzu, garanti belgeleri kutum var. Eski bir ayakkabi kutusu. Garanti belgelerine fis ya da fatura da ilistirilmis... Böylece herhangi bir seyin garanti kapsaminda iade ya da tamiri gerektiginde ilgili belgelere hemen ulasabiliyorum. Sadece belli araliklarla garanti süreleri gecmisleri tarayip atmayi unutuyorum; o kadar :) Benim de bir kumanda merkezim oldugunu farkettim ayrica; ve bunun ne cok ise yaradigini :)
Su el yapimi magazin dosyasina bayildim :) Tam da bugünlerde ihtiyacim oldugunu düsünürken :) Ben ortaokuldayken bir gün anneannemlerde annemin ortaokul yillarindan kumasla kaplanmis bir defterine rast gelmis, eve dönüste hemen bir hevesle kendi defterlerimden birini de kumasla kaplamistim. O gün bugündür kumasla kaplanmis defter, dosya gibi esyalari severim. Deneyecegimdir ;)
Baska insanlarin giysilerini nasil katladigini bilmek de epey yararli oluyor. Ve etrafta bunu kendi giysileri üzerinden örnekleyerek gösterecek cok fazla kisi de yok ;)
Su temel kural, yani "herseyin bir yeri olsun ve her sey yerinde olsun" gercekten cok önemli. Bu konuda sahsen caba harciyorum ve epey yararini görüyorum. Fakat bazen uygulamak mümkün olmuyor. Tezgah üstünde iki ayri pekmek kavanozu icin yer ayarlamisken (üzüm ve keciboynuzu), esim bir haftasonu "bak cok güzel dut pekmezi buldum" diyerek geliyor ve demekle de kalmiyor, tadina bakmak icin hemen oracikta aciyor da pekmez kavanozunu. Böyle bir durumda "hey, dur bakalim, tezgah üstünde sadece iki pekmez kavanozuna yer var. Onlardan biri bitsin, ücüncüyü ondan sonra acarsin" demek olmuyor tabii. Hayat bazen pekmez kavanozu gibi kücük detaylarda bile epey karmasik ;)
Bir diger önemli kural evden cikmasi gereken bir fazlaligi evde bekletmemek. Bunu okudugumda ne demek istedigini biliyordum. Gecen haftalarda sincabin eski giysilerinin oldugu bazi kutulari düzenledim ve icindekileri "ikinci el dükkanina önerilecekler" ve "bagis kutularina atilacaklar" diye ayirdim. Ayirdigimla da kaldim. Iki ayri canta seklindeevdeki kalabaliga katkida bulunmaya devam ediyorlardi :) Serinin son yazisinda bu kurali okuyunca hemen harekete gecmeye karar verdim. Cantalari aldigim gibi firladim disariya :) Sincabin üc eski pantalonunu (eski derken kücülmüs) son zamanlarda alisveris yaptigim ikinci el dükkanina sattim,kalanlar da hemen bagis kutusuna atildi. Kullanilmis esyalari ekonomiye dahil etme döngüsünün satici kisminda bulunmak yeni ve ilginc bir deneyimdi. Vatana, millete ve gezegene hayirli olsun.
Ev ve düzen gevezelikleri bununla bitmez. Fakat bir Zen Habits yazisi var ki, disimizdaki fazlalik ve daginikligin icimizdeki karmasadan; ya da daha net bir deyisle, korku ve zayifliklardan kaynaklandigini ve fazlaliklardan kurtulmanin aslinda icimize dogru bir yolculuk oldugunu cok iyi anlatiyor. Tekrar link vermekte sakinca görmüyorum bu yüzden.
China syndrome?
3 gün önce
ocakta taşındığım evimin, daha doğrusu odamın eşyalarını yeni tamamlıyorum. ve henüz kitap ve giysilerimi azaltmıştım ki devamı için bu yazı iyi geldi. göz attım seriye, detaylı da bakacağım. ama aynen senin gibi 4-5 gündür kenara ayırdığım fazlalıkları evde tutuyorum hala :) bu yazın da harekete geçmek için beni dürtüyor işte :) kendimi tutamadığım tek konu kırtasiye alışverişini abartmak ve biriktirip onları elden çıkaramamak..
YanıtlaSilO icimiz yok mu zaten! Bizi biz yapan ama bir o kadar da uzak oldugumuz, bulmaya calistigimiz, yanibasimizda duruveren!
YanıtlaSilBenim gecen yaz temizligi sonrasi, yepyeni kutuphane icin yerlesenler, yerlestirilemeyenler ve yeniden ayiklanacaklar derdim var ki, offf!
Linklere bilahare bakacagimdir :P
Evrenikom;
YanıtlaSilTeoride çok güzel bu öneriler. Ama uygulamada eminim ki herkes benim gibi sorun yaşıyordur. Annemle babama kalırsa bizim ev çöp evden farksız. Üstelik dağınık. Annem bize her geldiğinde kendine göre düzenliyor dolapların içini. Bazen bana haber vermeden bazı şeyleri atıyor. Bende gereksiz şeyleri arşivleme huyu var ne yazık ki. Aslında nedenini çok iyi biliyorum. Hepsinin ufak tefek bazı hatıraları var içimde ve onları atarsam hatıralarımı geri dönmemecesine yitirecekmişim gibi hissediyorum. Yanlış bir şey belki, ama ben evin bu durumundan hoşnutum. Hem onca dağınıklığın içinde neyin nerede olduğunu da gayet iyi biliyorum. Dağınıklığın içinde bile bir düzenim var anlayacağın:)Dışarıdan müdahaleler bu yüzden beni rahatsız ediyor, aman annem duymasın!:)
D.:)
sevgili hindiba =) linklerle örnek verdiğin kişinin evinde ben daha çok düzenlilik gördüm sadelikten pek bahsedemeyeceğim =)
YanıtlaSilHayat bir Deajavu, ben düzeni hep sadeligin bir unsuru gibi düsünüyorum. Ikisini birbirinden ayri düsünmek aklima gelmemisti hic. Üzerine düsünecegim, tesekkürler :)
Silobkelerin diktatorlugunde yasiyoruz diyor esim;) yaziyi bir rahat zamanda okuyacagim:)
YanıtlaSilDogru :) Walden'de söyle bir cümle var okudun mu? : "Sigirlarin insanlara sahip oldugu kadar, insanlarin sigirlara sahip oldugunu ..."
SilBeste'nin eşinin söylediğini o kadar çok düşünüyorum ki son zamanlarda :)Özgüre 'şu 60-70 m2'lik evde toplasan 2 kişiyiz, bazen oturacak yeri zor buluyoruz bu nasıl bir şeydir' diyorum. Eşyaların hükümdarlığı ne acı. Bazen koltukları bile kaldırıp atasım geliyor evden, kendime küçücük bir köşe yapamıyorum ama onlar oturma odasının yarısını acımasızca kaplıyorlar. Yapacak bir şey yok çünkü bu evimizi eşyalı tuttuk :)
YanıtlaSilDiğer yandan bahsettiğin derli toplu olma yollarını okurken kendimle gurur duydum, ne çok şey biliyor ve yapıyormuşum. Tek sıkıntımız giysi bolluğu. Onu dengelemekte başarısızım kabul ediyorum.
Bazen biz de koltuksuz ve yer yatakli (sabah kalkinca duvara dayayip yer kazanabilecegin) bir evin hayalini kuruyoruz :))
SilBir gün Evren, bir gün o da olacak:)
Sil