Bugün ilk kayin yapraklarini gördüm, tomurcuklarinin ucunda.
Ve civara yayilmis cimlenmis akcaagac tohumlarinda ilk gercek yapraklari... Ki hepsi agac olmayacak. Özellikle o kaldirim girintilerinde büyüyenler. Ki bence biliyorlar da bunu. Ama yine de yapraklarini büyütmeye cekinmiyorlar.
Karahindibalar ilk ciceklerini üflenesi tohumlara cevirdiler bile. Duydum ki Istanbul'un karahindibalari da yapmis aynisini. Uzak diyarlardan tanidik haberleri almak ne güzel. Tesekkür ederim :)
Laleler acti.
Manolyalar acti.
Kiraz cicekleri acti.
Erik cicekleri acti.
Kanarya gülleri acti.
Adini bildigim, bilmedigim türlü cesit agac ve bitki acti.
Leylaklari bekliyorum.
Ben ne zaman acacagim?
Sen ne zaman acacaksin?
Pazar günü, Paskalya tatilinin tam ortasinda kar yagdi.
Saka gibi, bahara adanmis bayramin ortasinda kar.
Öyle lapa lapa degil. Catilari, agaclari beyaz bir örtüyle örtecek kadar.
Aklima ilk gelen erik cicekleri oldu. Ne yalan söyleyeyim, biraz da üc ay sonra dalindan yiyecegim Mirabelle'lerin derdindeyim. Fakat erik ciceklerinin bir itirazi yok gibiydi olana. Kar ayni gün eridi gitti. Bugün baktim; ne kiraz ciceklerinin, ne de baska acanlarin söylenmis oldugunu gördüm olup biten hakkinda.
Karin yagdigi gün kuslar sustular. Her sabah günes dogusuna yakin serenada baslayan kara tavuklari duymadik. Kar bir sehrin üstünü neden sessizlikle örter, daha iyi anladim. En azindan kuslar susar cünkü.
Kar eridi, kuslar civildamaya basladi tekrar. Sarkilarinda kardan sikayet eden bir notaya rastlamadim.
Her baharin icinde bir kis var. Her kisin icinde de bir bahar.
Hatta bu sabah yagmurun altinda, kaldirim üstünde parlar gördügüm atkestanesi düzeltme serhi ister benden; her baharin icinde bir de sonbahar...
Bazen acilmak icin, biraz kapanmak gerekiyor.
Karahindibalar örnegin, (ki pek cok baska bitki de) yagmurlu günlerde hemen kapatiyorlar ciceklerini. Günesi görünce, günes oluyorlar :)
Kapatmak deyince...
Facebook hesabimi kapattim ben de. Zaten kac ay olmustu acali. Öylesine az kontagim vardi ki, FB otomatik olarak kontaklarima beni baska tanidiklarina tanistirma tavsiyeleri gönderiyordu :) Hesabimi dondururken FB yazilim ekibinin gösterdigi tepkiyi en hafifinden "duygusal" diye tanimlayabilirim :)
Ard arda sorduklari su sorulara, su söylediklerine bir bak:
"Emin misin?"
"Yani gercekten mi?"
"Ama arkadaslarin seni cok özleyecek; X seni cok özleyecek, Y seni cok özleyecek, Z seni cok özleyecek.... "
"X'e bir mesaj göndermek ister misin? Y'ye bir mesaj göndermek ister misin? Z'ye... "
"Neden gidiyorsun? Bir yanlislik mi yaptik? Kisisel bir durum mu var? Fazla kontagin mi yoktu? Cok mu sıkıldın?"
"Peki bunlarin hicbirisi degilse, sebep nedir?"
"Himm, gercekten gidiyorsun. Cok cok cok üzgünüz. Hesabini silmiyoruz bak, sadece donduruyoruz."
"Yine bekleriz, bir tiklaman yeter"
:))
Susmak deyince,
Farketmissindir; bir süredir yorumlara da yanit vermiyorum; sanirim bir süre daha da veremeyecegim. Yasamak ve yuvamda oturup olani izlemek havalarindayim. Civildamak baska bahara...
China syndrome?
3 gün önce
İstanbul'da anılıyorsun ;) Cıvıldamalarını da yorumsuz yazılarınla da olsa hep aynı hevesle bekliyorum..
YanıtlaSilnefes aldim yazinla evren, tesekkur ederim.
YanıtlaSilben mayis sonunda acacagim :)
sevgiler,
berna
bazen acilmak icin biraz kapanmak ?
YanıtlaSilbiraz ?
kapiyi aralik gordum ;)
kapan kapan :)
icersi disardan herzaman daha iyidir :)
sonra icersi iyi olunca disarsi da hep, her daim iyidir...
Basligin altindaki yazi da degismis :)
YanıtlaSilVarligini bilmek bile yetiyor Evren :)
Her gün yeni bir güzellik görüp mutlu oluyor insan.
YanıtlaSilGünaydın Evrencim :)
Agaclara, kagitlara basilmis makaleler yoluyla dokunabildigim su 'kis' gunlerimde bahari hissettirdin ya bana, helal olsun sana :)
YanıtlaSil