Yaşlı, güzel bir Akdeniz evinin kimyona anlattıklarıdır:
"Ne günler gördüm ve her gün neler görürüm, bir bilsen. Denizi seyrederim çokça. Yorgun mu, öfkeli mi, neşeli mi, huzurlu mu... Her halini bilirim. Çok uzaklardan geçen devasa yolcu ve yük gemilerini, güzel havalarda şu burnun biraz ötesinde süzülen beyaz yelkenli tekneleri, her sabah ekmeğini aramaya açık denize çıkan küçük balıkçı teknelerini seyrederim. Gökyüzü bazen pamuk pamuk bulutla dolar. Pamuk pamuk akıp giderler bütün gün gözümün önünden. Bir an gelir; ada mı akıp gidiyor, bulutlar mı bilemem. Bazen de denize batırıp sanki fırçasını, pürüzsüz bir maviye boyar titiz bir ressam tüm gökyüzünü. Yolun karşısında, kıyıda dolaşan insanları seyrederim sonra... Koşucuları, bebeği ile gezmeye çıkmış anneleri, banklara oturmuş laflayan yaşlıları seyrederim. Hızlı hızlı gidenleri, yavaş yavaş gidenleri, düşünenleri, oturanları, dikilenleri, seyredenleri... Halimden pek şikayetçi sayılmam. Bir de şu iki yanıma diktikleri iki beton yığınını görmese gözüm, güneşimi kesmeseler sağlı sollu, keyfime diyecek olmaz çoğu gün."
China syndrome?
3 saat önce
Öykülerin güzelliğinden başka kullandığınız Türkçe için sizi kutluyorum. Kullanılan kelimeler, kelimelerin yazılışları muhteşem. Güzel Türkçemize böylesi bir özen göstermenizden dolayı kendi adıma çok mutlu oldum, yürekten kutluyorum. Gençlerimize örnek olmasını diliyorum.
YanıtlaSilSevgilerimle
Olcay Aydın
e-mail : olcay21@gmail.com