"Tek yol budur deriz; bilmez miyiz ki bir noktadan geçebilen doğrular kadar yol vardır."

(Thoreau)




Cuma, Aralık 30, 2011

Hakkimda...

Đëjάώυ'cugum :)
Hakkimda daha önce anlattiklarim ile bir blog dolusu ettigim laf bir yana,



1)Seviyorum:
annelik sapkasini takabilmek icin basindaki diger tüm sapkalari cikarmasi gerekmedigini bilen anneleri seviyorum
emzirme sorunlarini anlatirken araya dünya ahvali postu sıkıstırabilen blog annelerini...
hatta cocuk sahibi oldugunu üc bes yazi sonra ancak farkettigim blog annelerini...
"ben senden önce bir hictim evladim, yasamim seninle bir anlam buldu" demeyen anneleri...
seviyorum hepsini.
(  itiraf ediyorum 3-4 ay önce bir sosyal mecrada paylasmistim bu fikirlerimi. simdi kopyala-yapistir yapiyorum ;)  )

2)Şaşırıyorum:
Sokakta, bakkalda, kuaförde kendi aralarinda Türkce konusurken araya "Ah soo!" sıkıştıran, konusmanin sonunda "Tschüsss!" diyerek vedalasan Türklere rast gelince şaşırıyorum. "Öyle mi?" ve "Hoscakal"i hangi derede suya düsürdüler merak ediyorum. Bunun burada fazla yasamislikla ilgisi yok. Türkiye'den geleli üc hafta olmuslar da yapiyor; 30 yildir burada yasayip, üc kelime Almanca ögrenmek icin ugrasmamislar da... Ilginc bir bilingual fenomen oldugunu düsünüyorum.
("Hangi derede suya düsürdüler" diye bir deyim var mi? Galiba ben uydurdum bunu simdi...)

3)Mutlu oluyorum:
Oglum yaptigim herhangi bir palyacoluktan hoslanip kıkır kıkır gülmeye basladi mi, cok mutlu oluyorum. Icim hafifliyor, sanki bir anda gökler aciliyor, ben hafifleyip elli metre yükseliyorum :) O zaman daha da cok gülsün diye onu gidiklamaya basliyorum. Gidiklarken bir taraftan "neşe küpüm benim,  neşe küpüm benim" diyorum :)

4)Soruyorum:
Dogdugundan beri aksatmadan belli araliklarla "Söyle bakalim, neden bu kadar tatlisin sen?" diye soruyorum. Baslarda tabii sadece yüzüme bakardi. Konusmayi ilk ögrendigi siralar ellerini acar "bilmiyorum ki" derdi. Simdilerde ne zaman sorsam "cünkü tatli seyler yemeyi seviyorum" diyor. On, yirmi sene sonra sorsam ne yanit verir, merak ediyorum :))

5)Bilmiyorum
Telefon caliyor. Basina gidip arayan numaraya bakiyorum. Kimin aradigini anliyorum. Yine de telefonu "merhaba X..." diye degil; "Alo ??" diye aciyorum. Niye böyle yaptigimi bilmiyorum :)

6)Okuyorum:
Ne zaman kendimi kötü hissetsem ya bir doga/bitki kilavuzu ya da Robert Fulghum okuyorum.

7)Merak ediyorum:
Ankara'da büyüdüm. Ankara'yi seviyorum. Istanbul'un en cok Ankara'ya dönüsünü severim. (Bu arada bir iddiyaya göre bu lafin orijinali Brecht'e aittir ve tabii ki Istanbul ve Ankara'dan bahsetmiyordur.) Her yil büyük bir mutlulukla gidiyorum Ankara'ya. Ama benim Ankara'mi bulamiyorum. Oraya bakiyorum, buraya bakiyorum, yok her sey degismis, bulamiyorum. Nereye gitmis merak ediyorum. Ben nereliyim, nereye aitim, merak ediyorum. 

Ikinci mimde yeni yildan 12 dilekte mi bulunacaktik? Tuhaf ki, aklima klasik "saglik, mutluluk, huzur, vb"dan baska bir sey gelmiyor. Buyursun nasil olmasi gerekiyorsa öyle gelsin, basimin üstünde yeri var.

Senin hakkinda bilmem gereken seyler nelerdir?
"Sana" diyorum, evet :)
Ister blogunda yaz, ister yorumlarda :)
Ister mail yaz, ister mektup :)
Beklerim.

10 yorum:

  1. seviyorum
    bu blogu seviyorum, hayatımı değiştirdiği için, aslında mutlu olduğumu, aslında herşeye sahip oldugumu gösterdiği için, bu blogu yazanı da cok seviyorum, hiç görmesem de, hiç görmeyecek olsam da, böyle mutlu ettiği için insanları onu cok seviyorum.
    oğlumla oyun oynamayı seviyorum, saçma sapan şeylere gülmeyi, ona oyuncak yaptığımda beğenmeyip "bozuk" demesini seviyorum.
    öğrencilerimi seviyorum, hepsi ayrı bir dünya, ayrı bir olgu, ailelerini de seviyorum, onların annelerini de, hepsi anne değil mi sonuçta..
    şaşırıyorum--
    insanlar avm ye eğlenmeye gittiği için şaşırıyorum.

    mutlu oluyorum
    süt almaya gittiğimde inekler yeni sağılmışsa, süt ılıksa çok mutlu oluyorum.
    fırından çıkmış taze ekmek kokusu duyunca cok mutlu oluyorum.
    buzdolabını açtığımda küçük bir tabakta kaymak kalmışsa cok mutlu oluyorum.
    oğlumu babasıyla gülerken görünce çok mutlu oluyorum.

    YanıtlaSil
  2. seviyorum
    bu blogu seviyorum, hayatımı değiştirdiği için, aslında mutlu olduğumu, aslında herşeye sahip oldugumu gösterdiği için, bu blogu yazanı da cok seviyorum, hiç görmesem de, hiç görmeyecek olsam da, böyle mutlu ettiği için insanları onu cok seviyorum.
    oğlumla oyun oynamayı seviyorum, saçma sapan şeylere gülmeyi, ona oyuncak yaptığımda beğenmeyip "bozuk" demesini seviyorum.
    öğrencilerimi seviyorum, hepsi ayrı bir dünya, ayrı bir olgu, ailelerini de seviyorum, onların annelerini de, hepsi anne değil mi sonuçta..
    şaşırıyorum--
    insanlar avm ye eğlenmeye gittiği için şaşırıyorum.

    mutlu oluyorum
    süt almaya gittiğimde inekler yeni sağılmışsa, süt ılıksa çok mutlu oluyorum.
    fırından çıkmış taze ekmek kokusu duyunca cok mutlu oluyorum.
    buzdolabını açtığımda küçük bir tabakta kaymak kalmışsa cok mutlu oluyorum.
    oğlumu babasıyla gülerken görünce çok mutlu oluyorum.

    YanıtlaSil
  3. bizde seni seviyoruz.. Bazen şaşıriyoruz yazdiklarindan bilmediğimiz konulara...ama çok mutlu oluyoruz burada olmaktan...

    iyi yıllar Evrencim...:)

    YanıtlaSil
  4. 4. maddeye cevap veriyorum 20 sene sonra sincap: "amaaan anneeee" der :P

    YanıtlaSil
  5. Pelin,
    sagol, okuyacagim ilk firsatta :)

    ayshetuba,
    Merhaba, sevindim bu vesileyle tanistigimiza :) Mutluluk maddelerinizi sevdim, ilkine cok imrendim hatta :)

    Burcu,
    Umarim iyi yönde oluyordur sasirtmalarim :) iyi yillar...

    Ben de öyle saniyorum Uma. Hatta 20 yili bile bulmaz kanimca :))

    Mutlu yillar Handan! :)

    YanıtlaSil
  6. Gulumseme ve iki damla yas...

    3 ve 4 neden bu kadar ayni? Biz da bilmoooorum kismindayiz henuz. Hic bilmesin ama anlasin, icinden bilsin neden bu kadar tatli oldugunu, sevildigini...

    YanıtlaSil
  7. Dogru Dilek, önemli olan hep bilmesi cok sevildigini...

    YanıtlaSil
  8. harika bir kaleminiz var..
    hayran kaldım..
    seve seve izliyorum sizi bundan böyle.
    bende sizi beklerim sayfama..
    sevgiler..
    :)

    YanıtlaSil